WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/486 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini, bu yargılama devam ederken mal kaçırma amacı ile muvazaalı olarak ...’nun dava konusu taşınmazı davalı kardeşi ... adına tescil ettirdiğini belirterek, muvazaalı işlemin iptali ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davacının alacağının dayanağı olacak İstanbul (Anadolu) 32. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/486 Esas sayılı dosyasının yargılamasının devam ettiğini, ortada kesinleşmiş bir alacak ve takibin olmadığını, dava dışı ...’nun davada taraf gösterilmediğini, taşınmazın gerçek malikine husumetin yöneltilmesi gerektiğini ayrıca dava konusu taşınmazı ...’dan... isimli şahsın aldığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    e devrettiğini, devir işleminin muvazaalı olduğunu iddia ederek mal tasfiyesine ilişkin dava sonucunda katkı payının alınmasının engellenmek istendiğini, bu nedenle TBK.nun 19.maddesi gereğince ve İİK.nun 283.maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle hisse devir sözleşmesinin iptali istemli iş bu davayı açmıştır. Davada davacı ile davalılar arasında herhangi bir ticari alım satım ilişkisi bulunmadığı gibi davacının tacir olmadığı açıktır. Davaya konu edilen taraflar arasındaki bir ilişkiden kaynaklı uyuşmazlık değil, davalı ... ile diğer davalı ... arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı ve iptali istenen bir işlemdir. Ne tasarrufun iptali davasında ne de TBK.nun 19.maddesi gereğince İİK.nun 283. maddesinin kıyasen uygulanmasının istendiği muvazaa davası TTK.nun 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğinde olmadığından 6100 sayılı HMK.nun 2.maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görev alanında kalmaktadır(Gaziantep BAM 17....

      İlk derece mahkemesince ilamda belirtildiği şekilde; “Davacının ihale suretiyle iş alan firmaların elemanı olarak T4nde çalıştığı, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, muvazaaya dayalı bir ihale olmadığı anlaşılmakla, davacının TİS kaynaklı işçilik alacakları talebinin reddi gerekmiştir. Zira emsal dosyalarda da güncel Yargıtay ve istinaf kararları ile davalılar arasında muvazaa bulunmadığı, asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacı işçinin Karayolları işçisi olduğu, ihale konusu işin muvazaalı şekilde alt işverenlere ihale edildiği, işçinin en başından beri Karayollarının işçisi olduğu ileri sürülmüştür. Dava işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklı alacak davasıdır....

      İlk derece mahkemesince ilamda belirtildiği şekilde; “Davacının ihale suretiyle iş alan firmaların elemanı olarak T4nde çalıştığı, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, muvazaaya dayalı bir ihale olmadığı anlaşılmakla, davacının TİS kaynaklı işçilik alacakları talebinin reddi gerekmiştir. Zira emsal dosyalarda da güncel Yargıtay ve istinaf kararları ile davalılar arasında muvazaa bulunmadığı, asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacı işçinin Karayolları işçisi olduğu, ihale konusu işin muvazaalı şekilde alt işverenlere ihale edildiği, işçinin en başından beri Karayollarının işçisi olduğu ileri sürülmüştür. Dava işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklı alacak davasıdır....

      İlk derece mahkemesince ilamda belirtildiği şekilde; “Davacının ihale suretiyle iş alan firmaların elemanı olarak T4nde çalıştığı, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, muvazaaya dayalı bir ihale olmadığı anlaşılmakla, davacının TİS kaynaklı işçilik alacakları talebinin reddi gerekmiştir. Zira emsal dosyalarda da güncel Yargıtay ve istinaf kararları ile davalılar arasında muvazaa bulunmadığı, asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacı işçinin Karayolları işçisi olduğu, ihale konusu işin muvazaalı şekilde alt işverenlere ihale edildiği, işçinin en başından beri Karayollarının işçisi olduğu ileri sürülmüştür. Dava işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklı alacak davasıdır....

      İlk derece mahkemesince ilamda belirtildiği şekilde; “Davacının ihale suretiyle iş alan firmaların elemanı olarak T4nde çalıştığı, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, muvazaaya dayalı bir ihale olmadığı anlaşılmakla, davacının TİS kaynaklı işçilik alacakları talebinin reddi gerekmiştir. Zira emsal dosyalarda da güncel Yargıtay ve istinaf kararları ile davalılar arasında muvazaa bulunmadığı, asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacı işçinin Karayolları işçisi olduğu, ihale konusu işin muvazaalı şekilde alt işverenlere ihale edildiği, işçinin en başından beri Karayollarının işçisi olduğu ileri sürülmüştür. Dava işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklı alacak davasıdır....

      İlk derece mahkemesince ilamda belirtildiği şekilde; “Davacının ihale suretiyle iş alan firmaların elemanı olarak T4nde çalıştığı, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, muvazaaya dayalı bir ihale olmadığı anlaşılmakla, davacının TİS kaynaklı işçilik alacakları talebinin reddi gerekmiştir. Zira emsal dosyalarda da güncel Yargıtay ve istinaf kararları ile davalılar arasında muvazaa bulunmadığı, asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacı işçinin Karayolları işçisi olduğu, ihale konusu işin muvazaalı şekilde alt işverenlere ihale edildiği, işçinin en başından beri Karayollarının işçisi olduğu ileri sürülmüştür. Dava işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklı alacak davasıdır....

      İlk derece mahkemesince ilamda belirtildiği şekilde; “Davacının ihale suretiyle iş alan firmaların elemanı olarak T4nde çalıştığı, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, muvazaaya dayalı bir ihale olmadığı anlaşılmakla, davacının TİS kaynaklı işçilik alacakları talebinin reddi gerekmiştir. Zira emsal dosyalarda da güncel Yargıtay ve istinaf kararları ile davalılar arasında muvazaa bulunmadığı, asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacı işçinin Karayolları işçisi olduğu, ihale konusu işin muvazaalı şekilde alt işverenlere ihale edildiği, işçinin en başından beri Karayollarının işçisi olduğu ileri sürülmüştür. Dava işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklı alacak davasıdır....

      dan alacaklı olduğunun sabit bulunmasına göre davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19. maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1. fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Her ne kadar muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu iptali de istenilmiş ise de; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin açılan dava yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK’nun 283. maddesi düzenlemesi yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK’nun 283. maddesi hükmü gereğince muvazaalı işlemin iptaline gerek kalmaksızın, davacının dava konusu taşınmazın haczi ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu yönü itibariyle yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı da gerektirmediğinden, HMK’nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle hüküm bölümünün ikinci paragrafının çıkarılarak, yerine “Tapuda ..... ilçesi 6348 parsel sayılı taşınmazda muris ....'ndan davalı ...'na intikal eden ve .... 3....

          UYAP Entegrasyonu