Mahkemece; “davanın TBK 19’a dayalı muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, öncelikle zaten bu davada olması gereken bir alacak iddiasının davacı tarafça ileri sürülmediği, ayrıca davacı müflis şirketin işyerinde yapılacak hacizlerde her zaman istihkak iddiasını ileri sürebileceği, bu nedenle davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle davacının davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği görülmüştür....
Sırada haciz işlemi uygulandığını, takibin müvekkili bankanın alacağının doğduğu tarihten sonra başlatıldığını, bu nedenle bonoya dayalı başlatılan takibin muvazaalı olduğu belirtilerek; muvazaalı icra takibinin iptali ile bu takip sırasında borçlu davalı ...'un maaşı üzerine konulan birinci sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufun İİK.'nun 227 ve devamı maddleri ile TBK.'nun 19.maddesi gereğince iptaline, Bafra İcra Müdürlüğü'nün 2014/3940 Esas sayılı icra takibine konu müvekkili bankanın alacağı nedeniyle dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapma yetkisi tanınmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, bir takım hukuki müesseseleri kullanarak kendisi lehine menfaat temin etmeye çalıştığını, davacının diğer davalı ...'...
in bu şirketlerdeki hisselerini muvazaalı şekilde davalılara ve diğer kişilere devrettiğini, bu işlemlerin muvazaalı olduğunu belirterek davalı taraflara muris ... tarafından muvazaalı şekilde devredilen şirket hisselerinin müvekkilinin isabet eden payına düşen kısmının müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, dava dışı ... San. ve Tic. A.Ş., ... San. Tic. A.Ş. ve ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/11/2019 NUMARASI : 2018/584 ESAS 2019/499 KARAR DAVA KONUSU : TBK 19. Maddesine Dayalı Tasarrufun İptali KARAR : İzmir 9....
Somut olaya gelince; davacı tanıkları, üçüncü kişi davalıyı tanımamakta olup temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı yolunda görgüye dayalı bilgileri olmamakla birlikte temlikin muvazaalı olduğunu düşündükleri yönünde ifade vermişlerdir. Davalı tanıkları ise işlemin gerçek satış olduğunu bildirmiştir. Taşınmazları her ne kadar mirasbırakan...'in mirasçılarından ... kullanıyor ise de, ... 1183 parsel sayılı taşınmazda paydaş olup ayrıca davalı ile düzenledikleri kira sözleşmesi de dosyaya ibraz edilmiştir. Açıklanan bu olgular ve toplanan tüm deliller yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde temlikin muvazaalı olmadığı, işlemin gerçek satış olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....
Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür....
Mahkemece, dava konusu olayda borcun doğumundan önce tasarrufun yapıldığı ve dosyaya aciz vesikasının sunulmaması sebebi ile tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemenin bu açıklığa rağmen İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. . Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun TBK 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4- 286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Dava muris muvazaası kapsamında değil TBK'nın 19. Maddesi kapsamında incelemek gerekmektedir. Tavşanlı 2.Noterliği'nin 02 Mayıs 2012 tarihli 4453 yevmiye numaralı Hisse Devri Sözleşmesi incelendiğinde; T9 Tic. Ltd. Şti.'...
Bu durumda davalı ... tarafından verilen temyiz dilekçesinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı ve davalı ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalılardan ... ile evli olduklarını, davalı eşinin aile konutu olarak kullanılan taşınmazı mal kaçırmak ve boşanmanın sonuçlarından kurtulmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalı ...'a sattığını, Maşallah'ın taşınmazı değerinin çok altında bir değer ile devraldığını, taşınmazı görmediğini, temlikin muvazaalı olduğunu belirterek muvazaalı ve mal kaçırmaya yönelik satış işleminin iptali ile dava konusu taşınmazın davalı eş adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece "davacı ile davalı ...'ın yargılama devam ederken boşandıkları bu nedenle davanın konusu kalmadığı" gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir....
Mahkemece, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....