Her ne kadar, muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, davalılar arasındaki icra takibinin iptali istenilmiş ise de çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin yapılan takip yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK'nun 283. maddesindeki düzenleme yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK'nun 283. maddesi hükmü gereğince muvazaalı olduğu saptanan icra takibinin iptaline gerek kalmaksızın; davalılar arasındaki icra takibinin davacı yönünden geçersiz bulunduğunun tesbiti biçiminde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; hükmün, HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanları ...'ın adına kayıtlı 182 ada 21 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle davalılara temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, yapılan işlemin muvazaalı olmadığını, gerçek bir satış olduğunu, satış parasının fiilen ödendiğini, satış esnasında taşınmaz üzerinde bir tane ev varken satıştan sonra dava konusu taşınmaz üzerine 2 katlı betonarme ev yapıldığını, bu evin tüm masraflarını kendilerinin karşıladıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılara yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; Gerek temlik işleminin yapıldığı tarihte borçlu hakkında takibe başlanılmış olması ve gerekse temliklerin çok kısa zaman aralığı içinde ard arda gerçekleştirilmesi ve davacının temlik aldığı tarihte tapuda hacizlerin mevcut olması karşısında, işlemin muvazaalı olduğu ve cebri tescil davasının da davalısının kabulüyle sonuçlanmış olması karşısında işlemin davalının vergi alacağından mal kaçırmak amacı ile yapıldığının kabulü gerekmesine ve istihkak davasının davalısı alacaklı işlemin muvazaalı olduğunu savunma yoluyla dermeyan edebilmesine, nitekim davalı ... de işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürmüş olduğundan mahkemece tapu iptal ve tescil kararının tapuda mevcut haczi olan davalıyı bağlayamayacağı kabul edilerek sabit olmayan davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilmiştir...
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl davada davacılar (birleştirilen davalarda davalılar), ortak mirasbırakanları ...’nün 407, 476 ve 591 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızlarına 1/3’er paylı olarak temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir....
Bozmadan sonra mahkemece, iddianın ileri sürüş biçimine göre davanın yasal dayanağının Borçlar Kanunu'nun 19.maddesi olduğu muvazaya dayalı tapu iptali tescil davası olduğu, son maliklerin davanın tarafı olmasının yeterli olduğu ve davalıların taşınmazı muvazaalı olarak satın aldıklarının ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddi yönünde direnme kararı verilmiştir. Dairemizce yeniden yapılan değerlendirme sonucu, davacının talebinin ileri sürülüşe göre BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu ve davanın esası yönünden davalı ...'ya yapılan satışın muvazalı olduğunun ispatlamadığının anlaşıldığıdığı ancak davalı ...'a yapılan hisse satışının borçlu konumundaki ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali ile TBK 19. maddesine dayanan muvazaalı işlemin iptali talebine ilişkin olduğu, somut olayda, muvazaalı olduğu iddia edilen takibin 24.10.2011 tarihinde başlatıldığı, davanın ise 22.05.2017 tarihinde açıldığı, dolayısıyla iptali istenen tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali hukuki sebebine dayanan dava bakımından inceleme yapılamayacağının düşünüldüğü; diğer yandan, davacı tarafın dilekçesinde, TBK 19. maddesine de dayanarak, muvazaalı takibin iptalini talep ettiği, TBK 19. maddesi anlamında dava şartlarının davada mevcut olduğu anlaşılmış olmakla yargılamaya devam edilerek işin esasına geçildiği, iptali istenen Kayseri 2....
Dava; BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 1- Gerek İİK'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekçe BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahsilini sağlamaktır. Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK 283/1 maddesi doğrudan BK'ya göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri arasındadır. Öte yandan muvazaalı işlemin tesbiti aslında muvaazaya dayalı işlemin iptalini de kapsamaktadır....
Her ne kadar muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu iptali de istenilmiş ise de; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin açılan dava yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK’nun 283. maddesi düzenlemesi yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK’nun 283. maddesi hükmü gereğince muvazaalı işlemin iptaline gerek kalmaksızın, davacının dava konusu taşınmazın haczi ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu yönü itibariyle yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı da gerektirmediğinden, HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle hüküm bölümünün (1) fıkrasının çıkarılarak, yerine “Tapuda ...... Yayalar mahallesi, dağ arkası mevkii parsel 1009 sayılı kayıtlı taşınmazın, ...... 1.Bölge .........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları Halil’in paydaşı bulunduğu 498 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı torunu Kadir’e satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, işlemin muvazaalı olmadığını, mirasbırakan dedesinin hem bakımı ile hem de maddi ve manevi ihtiyaçlarıyla ilgilendiğini, taşınmazdaki çekişmeli payı satın alacak maddi gücünün bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın Dairece; “...davalı çekişme konusu taşınmazı bedel karşılığında satın aldığını savunmuştur. Ne var ki; davalı 1983 doğumlu olup, temlik tarihinde 16 yaşındadır ve yaşı itibariyle çalışarak taşınmaz edinecek maddi gücünün olması, hayatın olağan akışına aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanları ...’ün adına kayıtlı 196 ada 233 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün ½ payını ve 621 ada 8 parsel sayılı taşınmazını satış sureti ile davalı oğluna temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, 5 nolu bağımsız bölümün ½ payının öncesinde kendisine ait olduğunu, mirasbırakan babasının sıkıntı nedeni ile satmak istemesi üzerine 3500 ... markı borcunu ödemesi sonucu bu taşınmazın devredildiğini, anne ve babasının bakımı için bakıcı dahil her türlü masraflarını karşıladığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan işlemin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....