Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, davanın konusunu oluşturan......
Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, " ...tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. " hükmü getirilmiştir. Mirasçı, sözleşmenin tarafı olmadığından, sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delil ile kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/4- 286 Esas 1999/293 Karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilkeleri ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....
Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, " ...tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. " hükmü getirilmiştir. Mirasçı, sözleşmenin tarafı olmadığından, sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delil ile kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/4- 286 Esas 1999/293 Karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilkeleri ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....
Davacı, taşınmaz üzerinde kendisinin zilyet olduğu iddiasina dayanarak, beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmazın bahçe olarak 1990 yılından beri davacı ...'ın fiili kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 31.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ARAÇ KAYDININ İPTALİ-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan babaları...'ın iki adet aracını sattıktan sonra çekişme konusu... plaka sayılı aracı satın aldığını ve birlikte yaşadığı davalı ... adına tescil ettirdiğini, mirasbırakanın baskı ve tehdit ile kandırıldığını, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, trafik kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedele, bunun da mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, hasta ve bakıma muhtaç mirasbırakana 2007 yılından itibaren baktığını, bu nedenle dava konusu aracı kendisine verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın minnet duygusu ile aracı davalıya verdiği, mirasçılardan mal kaçırma amacının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ, ARACIN TRAFİK KAYDININ ESKİ HALE GETİRİLMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları Sedat'ın çekişmeli taşınmazlar ile otomobilin bedelini kendisi ödediği halde, davalı adına tescil ettirdiğini, yapılan işlemlerin mal kaçırmaya yönelik olduğunu ileri sürerek, tapuların ve araç tescilinin iptali ile eski hale getirilmesini istemişlerdir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçesiyel davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Trafik İşaretlerine Uyma, Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama, Araç Geçme, Şerit İzleme ve Takip Mesafesi, Araç manevraları) hukuk normuna karşı dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen ....... plakalı otomobil sürücüsü davalı ......./' nın “%100 oranında Asli ve Tamamen Kusurlu” olduğu; Dikkatli ve basiretli bir sürücü olarak kendi şeridinde ve yönünde seyretmekte iken arkadan gelen araç tarafından çarpılmaya maruz kalan ....... plakalı otomobil sürücüsü davacı ...' in ise meydana gelen kazada etkisi olmadığı ve “Tamamen Kusursuz” olduğu; Kaza tarihinde ....... plakalı otomobilin KZMS Sigorta Poliçesi ile sigortası olan davalı ....... SİGORTA A.Ş.' nin ise ( KTK' nun 91. Md. sigorta) kurallar gereği araç sürücüsü davalı ... ATA' nın kusuru oranında ve sigorta kapsamına göre sorumlu olduğunu, DAVALI SÜRÜCÜ .......' NIN İDDİASINA GÖRE NETİCE VE KANAAT: Bu trafik kazasının meydana gelmesinde; önceden teknik olarak belirlenen (KTK' nun 84/j....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/4721 esas sayılı takibinin dayanağı davadan önce borçlu tarafından yargılama sonunda müvekkilinin alacağının tahsilini engellemek amacıyla satışa konu araç üzerine davalı lehine rehin konulmasına muvafakat edildiğini, araç üzerine konulan rehinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, muvazaa nedeniyle davalıya yapılan ödemenin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin borçludan alacağı karşılığında, borçluya ait 55 LT 865 plakalı araç üzerine rehin sözleşmesi ile rehin konulduğunu, borcun ödenmemesi üzerine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını ve sonuçta aracın bütün ilgililere çağrı yapılarak satışa çıkarıldığını, müvekkilinin satıştan sonra hala karşılanmamış alacağı bulunduğunu ve takibin halen devam ettiğini, davacının muvazaa iddiasını ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davacı, taşınmazın 300 metrekarelik kısmı üzerinde kardeşi ... ile birlikte zilyet olduğu iddiasina dayanarak, beyanlar hanesinde kendisi ve kardeşi ... adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmazın uzman fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilip sarı renk ile boyanan bölümünün 1/2'şer hisse oranında bahçe olarak 1999 yılından beri davacı ... ile ...'nin fiili kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı, taşınmazın 350 metrekarelik kısmı üzerinde zilyet olduğu iddiasina dayanarak, beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmazın uzman fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilip sarı renk ile boyanan bölümünün bahçe olarak 1994 yılından beri davacı ...'ın fiili kullanımında olduğunun şerh edilmesine, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen kısım üzernide mevcut şerhin geçerliliğine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....