Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; icra takibi sonucu alacağın tahsili amacıyla muvazaalı tasarrufun iptali, olmazsa muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin bozma ilamına göre mahkemece hüküm kurulmuştur. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,26.6..2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

    Hukuk Dairesinin 04.10.2016 tarihli ve 2016/11563 E., 2016/8559 K. sayılı kararı ile; “…Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Ayrıca, hukuki işlemin taraflarının tümü yönünden muvazaa olgusunun kanıtlanması gerekir....

      Gizli işlemin geçerliliği için bir şekil koşulu var ama bu şekil koşulu gerçekleşmemişse bu takdirde muvazaaya dayalı iptal taşınır mallarda da söz konusu olabilecektir. Örneğin trafiğe kayıtlı bir araç gerçekte bağışlanmak istendiği hâlde noterde satış suretiyle devredilmiş ise burada muvazaaya dayalı iptal mümkündür. Çünkü trafiğe kayıtlı araçlar menkul hükmünde olmasına rağmen bağış suretiyle mülkiyetin geçişi için zilyetliğin devredilmesi yeterli olmayıp noterde bağış işleminin de gerçekleştirilmesi gerekir. Bağış işlemi yerine satış gösterilmesi hâlinde bu işlem bağış için geçerli şekil koşulunu sağlamadığından iptal söz konusu olabilecektir. Muvazaa davaları sadece muris işlemleri nedeniyle mirasçılar tarafından açılan davalar olmayıp yapılan muvazaalı işlemden zarar gören üçüncü kişiler tarafından da açılabilmektedir. İcra İflas Kanunu 277 vd. maddelerde tasarrufun iptali davaları muvazaanın varlığına ilişkin karineler içeren özel muvazaa düzenlemeleridir....

        Tüm bu nedenlerle HMK'nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c). maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

          hakkını ilgilendiren eldeki elatmanın önlenmesi istemli davada dava hakkının mutlak olarak mülkiyet hakkı sahibine ait olduğu, somut olayda dava tarihi itibariyle davaya konu taşınmaz davacı ... ... adına kayıtlı olduğuna ve birleşen davadaki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkin hukuki yarar ortadan kalktığına göre, asıl davadaki elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi” gereğine değinilmiştir....

            Mülga Borçlar Kanunu'nun (BK'nın) 18. maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak bir işlemin iptal edilmesini, hukuksal yararı bulunan her ilgili talep edebilir. Tasarrufun iptali davası, aynî nitelikte olmayıp kişisel (şahsî) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası aynî nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebildiği hâlde, iptal davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düşürücü süre olan beş yıl içinde açılması gerekir (İİK m.284). İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış iptal davasının amacı, alacaklının davaya konu mal üzerinde, cebri icra yolu ile alacağı miktarla sınırlı olarak hakkını almasını sağlamaktır. İİK’nın 277. ve izleyen maddelerindeki iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere göre muvazaaya dayalı olarak iptal davası açmasına engel değildir....

            İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olmayıp, doğrudan tazminat isteğine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen tapu iptali ve tescili davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştikten sonra buna bağlı olarak açılan tazminat davalarının Yüksek 1.Hukuk Dairesinin görev alanında olduğu kararlaştırılmıştır. Somut olaya gelince, davada tapu iptal ve tescil yönünden bir talep bulunmaksızın tazminat isteğine ilişkin açılan davada mahkemece tazminata karar verilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

              ya muvazaalı biçimde devrettiğini, ölen kardeşi Sümer'in çocukları olan davalıların ... aleyhine açtıkları muvazaaya dayalı iptal-tescil davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, hükmen gerçekleşen iptal sonrasında ...'nın, üzerinde kalan ve kendisinin miras bırakan annesi...'den gelen miras payını da içeren payının tamamını davalılara sattığını ileri sürerek, payı oranında iptal-tescil istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muvazaa olgusunun daha önce görülen 2003/822 esas sayılı davada kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/884 Esas sayılı dosyasıyla sabit olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemiş, ön inceleme duruşmasında davacı vekili pay oranında iptal tescil istediklerini bildirmiştir. Davalılar, taşınmazın bedeli karşılığında satın alındığını, muvazaa iddiasının doğru olmadığını beliritip davanın reddini savunmuşlardır....

                  UYAP Entegrasyonu