Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Esas ve birleştirilen davanın davacısı vekili, davalı borçlu ...'ın aleyhine hükmedilen alacağın tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 22.6.2009 tarihinde kayınbiraderi davalı ...'a, onun da 8.4.2010 tarihinde davalı ...'a sattığını, taşınmazın halen borçlu ve ailesi tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki muvazaa satış işleminin iptali ile alacak miktarıyla sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesini talep etmiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuştur. Davalı ... dava konusu taşınmazı 22.6.2009 tarihinde alıp 8.4.2010 tarihinde sattığını belirterek davanın reddini istemiştir....

    Organik Tarım Ürn.ve Gıda Tic.Ltd.Şti. vekili Av....’in 21/10/2021 tarihli dilekçesiyle temyiz isteğinden feragat ettiğini bildirdiği ve vekaletnamesinde temyizden feragate yetkili olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin feragat nedeniyle reddi gerekmiştir. 2-Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın; niteliği itibarıyla bir kısım taşınmazlar yönünden İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin, bir kısım taşınmazlar yönünden ise TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....

      Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3 üncü kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3 üncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nin 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

      MADDESİ UYARINCA MUVAZAA HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI İPTAL İSTEMİ KARAR : Torbalı 2....

      -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davadaki hukuki ehliyetsizlik iddiasından vazgeçilmesi, iddianın kamu hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle sonuç doğurmayacağı için incelenmesi gerekir ise de, tereke elbirliği mülkiyetine tabi olup, davada pay oranında istekte bulunulamayacağına ve muvazaa iddiası da kanıtlanamadığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.25.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanın maliki olduğu 10 parça taşınmazını bağış suretiyle davalı eşine temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ayrıca işlem tarihinde ehliyetsiz bulunduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve muris adına tescile ya da tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında tenkis isteği atiye bırakılmıştır. Davalı, iddiaların yerinde olmadığını belirtip, davanın reddine savunmuştur. Mahkemece, ehliyetsizlik ve muvazaa iddiaları sabit olmadığından davanın reddine, tenkis isteği yönünden ise atiye terk nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanları Halil Ustalar’ın kayden malik olduğu 185 ada, 17 kadastral parseli (40681 ada ve 2 parsel, 40682 ada, 16 imar parseli) kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla gerçekte bağış yaptığı halde tapuda satış göstermek suretiyle devrini sağladığını, temlik işleminin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında iptal ve tescilini istemişlerdir. Davalı, çekişmeli taşınmazları bedeli karşılığında, gerçek değeri üzerinden satın aldığı, murisin mağdur olmaması için intifa hakkının üzerinde bırakıldığını, alım gücünün olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Mahkemece, davacı ...’nin muvazaa olgusunu kanıtlayamadığı, davaya tenkis olarak bakıldığı gerekçesiyle muvazaa nedeniyle oluşan yolsuz tescilin iptaline ilişkin talebin reddine, tenkis davasının ise kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 38,40 -TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ayrıca Muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali davaların zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilmektedir. Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz....

              YARGITAY KARARI Dosya içeriğine göre, Dairemizce temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hata saptanamadığının, sonradan yürürlüğe giren taşeron işçilerinin asıl işveren nezdinde sürekli işçi kadrolarına geçişini düzenleyen 696 sayılı ... hükümlerinin Bakanlığın muvazaa tespitine yönelik açılan iptal davasına bir etkisinin olmadığının, anılan ... hükümlerinin muvazaa tespitini konusuz bırakmadığının ve muvazaa kavramını bertaraf eden bir düzenleme olmadığının, maddi hataya dayandığı ileri sürülen hususların hukuki takdire ilişkin olduğunun ve İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesi gereğince iş mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacılar ... Belediye Başkanlığı ve ... A.Ş. vekillerinin dilekçelerinin REDDİNE, 05/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu