Mahkemece muvazaa iddiası kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Borçlar Kanunun 18.maddesinde düzenlenen muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan bir işlem yapmaları, fakat görünüşteki bu işlemin kendi aralarında geçerli olmayacağı hususunda anlaşmalarıdır. Muvazaalı işlemde, tarafların üçüncü kişileri aldatmak için yapmış oldukları görünüşteki bir işlem ve bu işlemi sırf üçüncü kişileri aldatmak için yaptıklarına ve kendi aralarında hüküm ifade etmeyeceğine ilişkin yaptıkları muvazaa anlaşması ile bir gizli işlemin bulunması gerekir. Davacı şufa davası dava dilekçesinde, dava konusu 1381 parsel sayılı taşınmazı 1358 sayılı parsel olarak bildirilmesi nedeniyle tedbir kararının uygulanması için tapu sicil müdürlüğüne yazılan yazı infaz edilememiş, hatanın anlaşılması üzerine yeniden tedbirin uygulanması için yazı yazılmış ise de davalı ... tarafından diğer davalı ...'...
Ayrıca ; tasarrufun iptali davasının davanın değere bağlı dava olduğu hususu ve red kararı verilmiş olması hususu dikkate alınarak ; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre reddedilen değer üzerinden vekili olan davalı taraf lehine nispi vekalet ücretine , maktu harca ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti, takip konusu alacak miktarı ile (kat’i aciz belgesi düzenlenmiş ise kat’i aciz belgesindeki miktar)iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanması gerekir.Bu karşılaştırma neticesi takip konusu alacak değeri dikkate alınmış, - Davanın REDDİNE, " karar verilmiştir....
Davalı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, tarafları ve konusu aynı olan 2009/48 esas saylı dava olduğundan derdestlik nedeniyle bu davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz ihale ile dava dışı 3.kişiye satıldığından ve ihale kesinleştiğinden davanın konusuz kaldığını, ihale ile satışın başka bir alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davası sonucu yapıldığını, terditli dava açılamayacağını, ihale bedelinin muvazaa nedeniyle iptal davasına konu olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali, ipoteğin kaldırılması ... ile ... ve ... aralarındaki tasarrufun iptali, ipoteğin kaldırılması davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 2....
Genel muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davalarında, davanın kabulüne karar verilmesi durumunda 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 283/1'inci maddesi hükmünün kıyas yolu ile uygulanması, davacı vekilinin asıl dava ve birleşen davanın dava dilekçelerinde dava konusu taşınmazlar üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmesi karşısında davalı T11 vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü talep ile bağlılık ilkesine aykırı davranıldığına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin icra takibinden önce taşınmazı satmasının alacaklıyı zarara uğratması gibi bir durumu oluşturmayacağını, müvekkilinin alacaklıya zarar verme,mal kaçırma kastı ile hareket etmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın müvekkilinin meskeniyet iddiası nedeniyle üzerine haciz konulması ve satılmasının mümkün olmadığını, haciz konulamayan bir taşınmazın satılmasının alacaklıyı zarara uğratmayacağını, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....
T2 :1- T3 2- T4 DAVA KONUSU :Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR TARİHİ :23/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/06/2021 Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen ara karara yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında yaptıkları takiplerin kesinleştiğini, maaşının haczi yazısına borçlunun maaşında başka hacizler bulunduğu belirtilerek sıraya alındığının bildirildiğini, davalı üçüncü kişi T4 tarafından borçlu hakkında Yozgat İcra Dairesinin 2019/5976 esasında yapılan bonoya dayalı yapılan takibin muvazaalı olduğunu belirterek İİK'nun 277 ve davamı maddeleri olmadığı takdirde TBK 19. maddesi uyarında muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini, gerçekleştirilen tasarruf ve maaş haczi nedeniyle Kayseri Genel İcra Dairesinin 95664 esas sayılı dosyasına ihtiyati haciz...
Mahkemece, işyeri ruhsatının satın alınmasının işyeri devri niteliğinde olduğu, sağlık müdürlüğüne başvurulma ve izin alınmasının işyeri devrini ortadan kaldırmayacağı, devir nedeniyle TBK'nin 202. maddesi gereği iki yıl müddetle devir alan şirketin borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olmaları nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir. Ayrıca, İİK'nin 44.maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır. (İİK mad.337/a)....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/539 E sayılı kararı sebebiyle iş bu davalarını ıslah ederek tasarrufun iptali davası olarak devam edildiğini, tasarrufun iptali yönünden; daha önceki dava dilekçeleri ve dosyaya sunmuş oldukları diğer tüm dilekçe ve delillerinde açıkladıkları üzere; müvekkili tarafından Mersin 6....
un borçlunun durumunu ve amacını bildiği ileri sürerek muvazaalı ve kötüniyetli yapılan taşınmaz devrinin iptali dava ve talep edildiği açıklanan ileri sürülüş biçimine göre, davanın İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, iptal davalarının borçlunun üçüncü kişi ile geçerli olarak yaptığı bazı tasarruf işlemlerinin alacaklı yönünden hükümsüz sayılması için açılan ayni sonuç doğurmayan kişisel davalar olduğu, dava sabit olursa davacı alacaklının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verileceği bu davaların İİK.nun 278, 279 ve 280 maddelerinde yazılı işlemlerin iptali için açılabileceği Mahkemece davacının, açıklanan talebinin Borçlar Kanunun 18.maddesinde düzenlenen muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirilip dava konusu taşınmazların borçlu adına yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olmasının hukuki nitelendirmede hata olduğu, Mahkemece yapılması gereken işin davanın İİK.nun...