Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 18/05/2016 tarih ve 11760 yevmiye numaralı tasarrufun TBK 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle İPTALİNE, b)Davacıya İskenderun 5....

Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufuniptali davası açması da mümkündür....

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılardan ...’nun müvekkiline olan borcu nedeniyle 6183 sayılı yasa uyarınca hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak kendine ait taşınmazı diğer davalı ...’ye sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar asıl borçlunun borcunu ödemesi nedeniyle davalı ...’in cevap dilekçesinde, borcunun bulunmadığını, ödeme emrinin kesinleşmediğini ve iyi niyetli olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....

      ın ilk başta kendi adına olan tapunun devrini yaptıktan sonra bir daha devir silsilesi içerisinde yer almadığını, taşınmazın her defasında şeklen devredildiğini belirterek, muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile taşınmazın davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, taşınmazın alacak ilişkisinin doğduğu tarihten aylar önce şirketten alındığını, dava konusu tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleştiğini, aciz belgesinin bulunmadığını, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davaya cevap vermemiş duruşmada taşınmazın 22 yıl önce kendisine mirasen intikal ettiğini, 1989 yılında davalı ...'e devrettiğini, muvazaa iddiasını kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir....

        Ayrıca ; tasarrufun iptali davasının davanın değere bağlı dava olduğu hususu ve red kararı verilmiş olması hususu dikkate alınarak ; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre reddedilen değer üzerinden vekili olan davalı taraf lehine nispi vekalet ücretine , maktu harca ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti, takip konusu alacak miktarı ile (kat’i aciz belgesi düzenlenmiş ise kat’i aciz belgesindeki miktar)iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanması gerekir.Bu karşılaştırma neticesi takip konusu alacak değeri dikkate alınmış, - Davanın REDDİNE, " karar verilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/539 E sayılı kararı sebebiyle iş bu davalarını ıslah ederek tasarrufun iptali davası olarak devam edildiğini, tasarrufun iptali yönünden; daha önceki dava dilekçeleri ve dosyaya sunmuş oldukları diğer tüm dilekçe ve delillerinde açıkladıkları üzere; müvekkili tarafından Mersin 6....

        İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin icra takibinden önce taşınmazı satmasının alacaklıyı zarara uğratması gibi bir durumu oluşturmayacağını, müvekkilinin alacaklıya zarar verme,mal kaçırma kastı ile hareket etmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın müvekkilinin meskeniyet iddiası nedeniyle üzerine haciz konulması ve satılmasının mümkün olmadığını, haciz konulamayan bir taşınmazın satılmasının alacaklıyı zarara uğratmayacağını, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı tarafından dava açıldığı sırada yapılan bir icra takibi bulunmamasına, davacı tarafından verilen 25.05.2006 tarihli ıslah dilekçesinde davanın muvazaa nedeniyle yapılan işlemin geçersiz olduğunun tesbitine ilişkin olduğunun bildirilmesine ve mahkemenin tavsifine göre dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp BK.nun 18. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali isteğine ilişkin olduğundan temyiz inceleme yeri Yüksek 4. Hukuk Dairesi olmakla dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 3.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          T2 :1- T3 2- T4 DAVA KONUSU :Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR TARİHİ :23/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/06/2021 Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen ara karara yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında yaptıkları takiplerin kesinleştiğini, maaşının haczi yazısına borçlunun maaşında başka hacizler bulunduğu belirtilerek sıraya alındığının bildirildiğini, davalı üçüncü kişi T4 tarafından borçlu hakkında Yozgat İcra Dairesinin 2019/5976 esasında yapılan bonoya dayalı yapılan takibin muvazaalı olduğunu belirterek İİK'nun 277 ve davamı maddeleri olmadığı takdirde TBK 19. maddesi uyarında muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini, gerçekleştirilen tasarruf ve maaş haczi nedeniyle Kayseri Genel İcra Dairesinin 95664 esas sayılı dosyasına ihtiyati haciz...

            Genel muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davalarında, davanın kabulüne karar verilmesi durumunda 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 283/1'inci maddesi hükmünün kıyas yolu ile uygulanması, davacı vekilinin asıl dava ve birleşen davanın dava dilekçelerinde dava konusu taşınmazlar üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmesi karşısında davalı T11 vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü talep ile bağlılık ilkesine aykırı davranıldığına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

            UYAP Entegrasyonu