Maddesine dayalı olarak açılmış muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. TBK'nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında ; kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3. kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3. kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin babası muris...'in 19.12.2014 tarihinde vefat ettiğini, ölümünden önce 22.07.2013 tarihinde adına kayıtlı ... plakalı aracını torunu davalı ...'e sattığını, satışın mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu, davalının alım gücü bulunmadığı gibi, murisin aracı satmasını gerektirecek bir durumun da olmadığını, satış işleminin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı için iptali gerektiğini belirterek, satış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunun tespitini, trafik kaydının müvekkilin miras payı oranında iptaliyle davacı adına trafiğe kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat Rabia Hilal Yıldırım tarafından, davalı ... aleyhine 18/07/2013 gününde verilen dilekçe ile 6098 sayılı TBK'nın 19. maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı ticari plaka satış sözleşmesinin ve araca ait trafik kaydının iptali ile tescili, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ve araç nedeniyle elde edilen menfaatlerin tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 08/09/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
Kural olarak davacının, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispatlayan herhangi bir delil ileri sürülmediğinden ve keşfen belirlenen değer tek başına bu iddiayı kanıtlayamaya yeterli olmadığından, dava dosyasındaki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yerel mahkemece delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf itirazlarının reddi ile usul ve yasa yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
MUVAZAA NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN İPTALİÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 532 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 511 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 512 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 515 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.05.2004 gününde verilen dilekçe İle tapu iptali ve tescil, karşı davada ise ölünceye kadar bakma akdinin iptali veya tenkis istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersizliğine, davalı Adil adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davalı Ünzile adına tesciline dair verilen 13.04.2006 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı k.davalı Mehmet vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
ya satmayı vadettiğini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödendiğini ve taşınmazın zilyetliğinin devredildiğini, satış vaadi sözleşmesinin 27.03.2001 tarihinde tapuya şerh edildiğini, daha sonra taşınmazın 08.11.2013 tarihli 9027 yevmiye No'lu işlem ile verasete iştirak halinde ...'ın mirasçıları davalılara intikal ettiğini ve şerhin de terkin edildiğini, vaat borçlusu mirasçılarının da verasete iştirak halindeki bu hisselerinin tamamını 08.11.2013 tarih ve 9040 yevmiye No'lu satış akdi ile 30.000,00TL bedelle durumu bilen diğer davalı ...'a devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç bedelinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Satış vaadi borçlusu ...'...
KARŞI OY YAZISI Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davanın ayrıntılarına ve muvazaa ile ilgili açıklamalara ilamda yer verildiğinden ayrıca tekrar edilmeyecektir. Ayrıca dava konusu olayda muvazaalı işlem, taşınmaz satışına ilişkin olduğundan değerlendirme, taşınmaz satışlarında muvazaa ile sınırlı yapılmıştır. Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taşınmaz satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla TBK’nın 19. maddesine dayanılarak açılan bir davada, muvazaa iddiasının kabulü hâlinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip tapu iptali ve tescil yerine kıyasen davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olarak davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi şeklinde hüküm kurulup kurulamayacağı noktasındadır....
Noterliğinin 19/06/1996 tarih, 26168 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, davalının 23/03/2011 tarihinde bu taşınmazları diğer davalı ...'e muvazaalı olarak sattığını, satış bedellerinin tapu kaydında düşük gösterildiğini, taşınmazların sonradan iade edilmek üzere, bedeli davacı tarafından ödenerek satın alındığını belirtmiş, taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili; davacı ile davalı ... arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin daha sonradan ... 29. Noterliğinin 30/12/1997 tarih, 11957 yevmiye nolu sözleşmesi ile feshedildiğini, bu fesihname de daha önce yapılan satış vaadinde herhangi bir ödeme yapılmadığının belirtildiğini, feshedilen satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmediğini, davalılar arasında yapılan satışın muvazaalı olmadığını, davalı ...'ün tapu kaydına güvenerek taşınmazları satın aldığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Elektrik Perakende Satış A.Ş. ile imzalanmış elektrik abonelik sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı .... ve... Elektrik Perakende Satış A.Ş. vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı alacağının iflas erteleme isteminde bulunan davalı ... tarafından kabul edilip, iyileştirme projesi kapsamında iflas erteleme istemli açılan dava dosyasına ödeme planının ibraz edildiği, ayrıca davalı ... ile borçlu şirket arasında düzenlenen kira sözleşmesinin muvazaalı olduğu iddiası ile ... ile diğer davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin iptali istemli açılan bu davada davacının taraf sıfatının ve hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla tüm davalılar yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
“Muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibarıyla nispi muvazaa türüdür. 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İBK'da değinildiği gibi, bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu'nun 19. (BK 18.) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri kabul edilmektedir....