Davacı vekili, müvekkilinin kayden paydaşı olduğu 161 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 91/350 payının dava dışı önceki maliki ... tarafından 20.05.2015 tarihinde, 37/350 payının dava dışı önceki malik ... tarafından 26.05.2015 tarihinde davalıya satıldığını, önalım hakkının kullanılmasına engel olmak için satış bedellerinin fahiş gösterildiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı payların önalım hakkı nedeniyle iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bedelde muvazaa iddiasının davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, bedelin gerçek satış bedeli olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu taşınmazda davalıya ait payların iptali ile davacı adına tesciline, resmi satış bedeli ve masraflar toplamı olan 153.000,00TL önalım bedelinin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmişlerdir....
Davalı satış bedelinin 140.000 TL olduğunu bu bedelin yatırılmasını aksi takdirde davanın reddini istemiştir. 1-Dosya kapsamını, toplanan delillere delillerin mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir 2-Davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı davaya konu paya yönelik olarak açtığı davada yasal önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiş, aynı zamanda bedelde muvazaa iddiasında da bulunarak önalıma konu payın gerçek değerinin 29.000 TL olmasına rağmen, davalının, önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla tapudaki satış değerini 140.000 TL olarak gösterdiğini savunmuş ve önalım hakkının 29.000 TL üzerinden tanınmasını istemiştir....
Davalı ... vekili; davacıyla yapılan haricen satış sözleşmesinin geçerli olmadığını, müvekkilinin bedelini ödeyerek dava konusu taşınmazı satın aldığını, muvazaanın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemenin Birinci Kararı 8. Bodrum 3....
Sayılı dava dosyasında hem bu yönde hem de satış bedelinin tarafına ödenmediği yolunda bir beyanda bulunmadığı, buna göre yapılan 29/03/2004 tarihli satış vaadi sözleşmesinin tarafların gerçek iradelerine uygun olduğu, vekaleten temsil yetkisi hudutları dahilinde düzenlendiği, davacının sözkonusu 29/03/2004 tarihli satış vaadi sözleşmesinin kendi haklarını gasbetmek, taşınmazı kendisinden kaçırmak amacıyla yapıldığını ispat edemediği, alıcının vekilin eşi olmasının başlı başına muvazaa iddiası için yeterli olmadığı, muvazaa iddiasının taraflarından olması gereken malik Reşat Dolkun hakkında dava açmadığıkaldırma kararından sonra sadece T2 yönünden dava açtığı, o davada da gerekli harçların yatırılmadığı anlaşıldığından mahkememizin 2018/466 esas sayılı dosyası yönünden davacının davasının reddine; Birleşen dava yönünden ise, somut olayda; davacı vekiline birleşen dosya yönünden eksik olan 75.297,15- TL harcı yatırmak üzere 30 günlük kesin süre verildiği, verilen kesin süreye rağmen yatırılmadığı...
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Davacı ... parsel sayılı taşınmazda 12.8.2010 ve 19.1.2011 tarihinde yapılan pay satışları nedeniyle davalıya satılan payın önalım hakkı nedeniyle iptalini istemiştir. Mahkemece 19.1.2011 tarihli 1306 yevmiye numaralı resmi senetteki satış bedeli ve alıcıya düşen giderleri depo ettirildiği halde, 12.8.2010 tarihli satışa ilişkin resmi senet getirilmeden ve bu paya ilişkin satış bedeli ve tapu giderleri depo ettirilmeden 1.178 TL üzerinden depo kararı verilerek yatırılan bu tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre asıl dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal, tescil, birleşen dava satış vaadi sözleşmesinin muris muvazaası nedeniyle iptaline ilişkin olup, mahkemece birleşen davanın muvazaa nedeniyle illetli olduğundan kabulüne, asıl davanın ise bir kısım davalılar yönünden kabul sebebiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Resmi senetteki satış bedeli ile keşif ile belirlenen bedel arasındaki fark tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. 3. Değerlendirme Somut olaya gelince, davacı, davalının resmi senette gösterilenden daha düşük bedel ile dava konusu taşınmazı satın aldığını iddia ederek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş, mahkemece muvazaa iddiası kabul edilerek toplamda 54.336,86 TL önalım bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan keşif sonrası davacının muvazaa iddiasını destekler mahiyette bilirkişi raporu alınmış ise de, raporda belirtilen bedelin tek başına muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı, dinlenen tanıklardan bir kısmı muvazaa iddiasını desteklese de bir kısmının davacının iddialarının aksine beyanda bulunduğu anlaşılmıştır....
Önalım hakkını kullanan paydaşın bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret olan önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacı önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, satış bedelinin muvazaalı olduğunu ve 120.000,00 TL olarak yüksek gösterildiğini, gerçek satış bedelinin 60.000,00 TL olduğunu iddia etmiş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Önalım davasına konu payın satışına ilişkin resmi senedin tarafı olmayan davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Bilirkişi raporlarında hissenin satış tarihi itibariyle değerinin 45.552,50 TL- 47.500,00 TL olduğu belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin iptali Uyuşmazlık, kiralayanı ve kiracısı davalılar olan kira sözleşmesinin, akdin tarafı olmayan davacı üçüncü kişi tarafından muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık kira sözleşmesinin tarafları arasında olmayıp akdi ilişkinin iptali istemiyle üçüncü kişi tarafından açılmıştır. Uyuşmazlığın açıklanan bu niteliğine göre hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına ait olup ilgisi nedeniyle dosyanın anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
satış vaadi sözleşmesinin teminat olarak verilmiş olması ve müvekkilinin tapuda satış vaadi şerhi olmamasına güvenerek taşınmazı iktisap etmiş olması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....