ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12.05.2022 NUMARASI : 2021/707 ESAS - 2022/210 KARAR DAVA KONUSU : Araç Satış Sözleşmesinin İptali (Muvazaa Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....
dava konusu taşınmazın davalıya satış değeri ile piyasa değeri arsındaki fahiş farkın da satışın muvazaalı bir şekilde yapılmış olduğunun diğer bir göstergesi olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydının muvazaa nedeniyle iptali ile müvekkillerinin miras payları oranında tapuya tescilini, dava kabul edilmediği takdirde müvekkillerinin saklı paylarını aşan kısmın iptali, tenkisi ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Duruşma sırasında dinlenen davacı tanıklarının satış bedeli ve ne şekilde ödendiği konusunda somut bilgisi yoktur. Davalı tanığı ise 21.02.2014 tarihli keşifteki beyanında tapudaki satış bedelinin gerçek olduğunu belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan ve her iki keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporlarında, dava konusu payın dava tarihinde 112.500,00 TL değerinde olduğu tespit edilmiş, bu bedel önalım bedeli olarak kabul edilerek masraflar ile birlikte davacıya depo ettirilmiştir. Keşifle belirlenen bedel, bedelde muvazaa iddiasını tek başına kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Dolayısıyla, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.11.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Özel Dairenin az yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü bozması üzerine mahkeme aynen "direnme kararında dava konusu taşınmazın satışına ilişkin satış vaadi sözleşmesinin bulunmaması ve dayanılan satış vaadi sözleşmesindeki değer de gözetilerek satış vaadi sözleşmesine dayalı davanın REDDİNE, muvazaa ve diğer konularda taşınmazdaki davalı payı karşılığı esas alınarak mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin bu nedenle reddine" şeklinde karar verilmiştir. Bu durumda ilk kararın hüküm fıkrası değiştirilerek yeni bir hüküm oluşturulduğu açıktır.O nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 29.11.2000 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.02.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 10.05.1988 günlü biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında aynı Mahkemenin 1989/169 Esası üzerinden görülen dava sonucu söz konusu satış vaadi sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitine dair verilen kararın Yargıtay 1....
Önalım hakkını kullanan paydaş, bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak, davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; Dava konusu payların ilişkin bulunduğu ... no.lu parseldeki 1/20 pay 100.000,00 TL bedelle, 07.09.2010 tarihinde ... tarafından davalı ...'a satılmıştır.Davacı ,tapuda gösterilen bedelin önalım hakkının kullanılmasını engellemek için muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini ileri sürmüştür.Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür.Davacı tanık isimleri bildirmiş,keşif talep etmiştir....
ın "..." isimli markayı davalıya muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, davalının marka üzerindeki kaydının iptali ile veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu markanın noter sözleşmesi ile davalıya devredildiği, sözleşmedeki amacın markanın devri olduğu, hukuki işlemin satış mı yoksa bağış mı olduğunun bir öneminin bulunmadığı, tarafların sadece yapılan hukuki işlemin şeklen geçerliliği üzerinde durabileceği, marka devri sözleşmesinin tüm yasal unsurları taşıdığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, muvazaa iddiasına dayalı marka devri sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
ın davacı kooperatife olan borçlarını ödememek ve mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmaz hisselerini düşük bedelle diğer davalıya satmayı vaadettiği, dava açıldıktan sonra yaptığı sözleşmelerle taşınmazları sahiplendiği taraflar arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın Borçlar Kanunu'nun 18.maddesi gereğince Mersin 8.İcra Müdürlüğünün 10.9.1999 tarih 20175 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalı borçlunun diğer davalı ...'a tapunun Mersin, Bahçe Mah.6416 Ada, 2 parsel, 2204 Ada 3 parsel, 6384 Ad, 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerinin satışına ilişkin satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunun 18. maddesinde düzenlenen muvazaaya dayalı satış vadi sözleşmesinin iptali istemini ilişkindir....
Mahkemece, dava konusu iptali istenen 21.02.2002 ve 30.04.2003 tarihli satış vaadi sözleşmelerinde açıkça yer aldığı gibi satış vaadlerinin Kartal .... Noterliğinin 19.08.1997 tarih ve 43647 yevmiye numaralı Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine dayandığı 19.08.1997 tarihli sözleşme ile geriye etkili olarak feshedildiğinden satış vaadi sözleşmelerinin dayanağı kalmadığı, davacıların HMK.'nın 114/1-h maddesine göre satış vaadi sözleşmelerinin iptali için dava açmalarında hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve TBK’nın 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle satış vaadi sözleşmelerinin iptali istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü, danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir....