ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ticari plaka satış sözleşmesinin ve araca ait trafik sicil kaydının iptali veya tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babaları..... davalılara ......plaka sayılı ticari taksiyi ve ticari plakasını diğer mirasçılardan mal kaçırmak maksadıyla muvazaalı olarak satış göstermek suretiyle 21/12/2009 tarihinde devrettiğini ileri sürerek ticari plaka satış sözleşmesinin ve trafik sicil kaydının muvazaa nedeniyle iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesi istemiş, 23.07.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile tescil talebi kabul edilmediği takdirde saklı payının tenkisini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 23.01.1998 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dosyada davacılar ... ve ... tarafından açılan davada satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleşen dosyada davacı ... tarafından açılan davada muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davacılar ... ve ... tarafından da mülkiyetin iadesi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davacı ...'...
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. ./.. Somut olaya gelince; davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin paydaşı oldukları 102 ada 248 sayılı parselde, paydaşlardan Hamdi Yalçın’ın 1/5 payını 05.07.2013 tarihinde satış bedelini 12.000,00 TL göstererek davalıya sattığını, gerçekte satış satış bedelinin 1.000,00 TL iken muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini belirterek mahkemece takdir edilecek gerçek satış bedeli üzerinden önalım hakkı tanınmasını istemiştir. Davalı ise, dava konusu payın gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen 12.000,00 TL olduğunu beyan ederek, davanın reddini savunmuştur....
Davacı bedelde muvazaa iddiasına dayanmış, mahkemece bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından resmi satış bedeli üzerinden hüküm kurulduğu görülmüştür. Kural olarak davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Bu sebeple davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayabilmesi için yapılacak keşif dışında delil sunması zaruridir. Ancak dinlenen tanık beyanları ile keşfen belirlenen taşınmaz değeri dikkate alındığında, bedelde muvazaa iddiasının ispatladığından bahsedilemez....
Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen pay, 1 No’lu parselin paydaşlarından ... tarafından davalıya 19.3.2010 tarihinde 90.000 TL bedelle satılmıştır.Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia ederek, bedelde muvazaa iddiasıyla gerçek satış bedeli olan 10.694.53 TL üzerinden önalım hakkının tanınmasını talep etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak davacı vekili 25.1.2011 tarihli oturumda delillerinin tapu kayıtları ve keşif olduğunu, bunun dışında sunacakları herhangi bir delil bulunmadığını beyan etmiş, tanık deliline dayanmamıştır....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Somut olaya gelince; dava dilekçesiyle 29 adet taşınmazda önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılmış ise de yargılama sırasında bir kısım taşınmazlar hakkındaki davadan feragat edildiğinden 9 adet taşınmazla ilgili davaya devam edilmiştir. Bu taşınmazların resmi akitte toplam satış bedeli 8.472.000,00 TL olduğu halde davacı tarafından 7.915.909,00 TL önalım bedeli depo edildiği anlaşılmıştır. Bu şekilde dava konusu 9 adet taşınmazın satış bedelinin toplamı depo edilmemiştir. Ayrıca, önalım bedeli dava konusu 9 adet taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masraflarının toplamından ibaret olup, satış bedelinin bir kısmı depo ettirilmiş ise de tapu harç ve masraflarının hiç depo ettirilmediği anlaşılmaktadır....
TBK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zaman aşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Mahkemece ileri sürülüşe göre davanın İİK. 277. Ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olarak tavsif etmiş isede davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı bu halde mahkemenin hukuki tavsif yapamayacağı gözönüne alınarak ve hak düşürücü süre eldeki davaya uygulanmayacağı, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın red edilmesi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Duman Özel Sağlık Tesisleri Ltd....
Ancak; daha önce kurulan hüküm bakımından bozma kararı dışında bırakılan hususlar yönünden yerel mahkeme kararının kesinleştiği sabit olup, son kararda kesinleşen yönler bakımından da yeniden hüküm tesis edilmesi doğru değil ise de; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hüküm fıkrasında yer alan; " Mahkememizin 2006/254 Esas sayılı dava dosyasında; 1-Davacı ... mirasçıları ... (...) ve ...’ün muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabul, kısmen reddine, 2-Davalı ... aleyhine Savuca 1607 parseldeki 02/03/2000 gün ve 1098 yevmiyeli satışın muvazaa nedeniyle iptaline ilişkin davanın reddine, 3-Davalı ... aleyhine açılan dava hakkında davacı tarafın 11/11/2008 havale tarihli dilekçesi ve ekli protokol ile bu davalı yönünden davadan feragat ettiği anlaşılmakla, bu davalı aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, 4-Davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile, ... İlçesi, ......
Görünüşteki şekle bağlı devir sözleşmesi için düzenlenecek muvazaa sözleşmesinin geçerliliği şekle bağlı değilse de ispatı ancak yazılı delil ile mümkündür(YİBK 5.2.1947 gün, 1945/20 E.-1947/6 K.). Yukarıda izah edildiği üzere tapulu taşınmazların devri şekle bağlı ise de görünüşteki şekle bağlı devir sözleşmesi için düzenlenecek muvazaa sözleşmesinin geçerliliği şekle bağlı değildir; ancak, ispatı yazılı delil ile mümkün olacaktır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Somut olaya gelince: 24.12.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesinde, satış vaadi bedelinin nakden ve tamamen ödendiği düzenlenmiştir....