Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'in baskı ve tehditleri ile karşılaşınca manevi baskı altında bu davayı açtığını, hisse devrinin yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğunu, davacının gönderdiği ihtarnameye ... 15. Noterliği'nin 03.03.2011 tarih 3935 numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davalı şirketin kurucu ortağı olduğu, şirketin 20.10.2010 tarihli genel kurul toplantısında beş kişiden oluşan yönetim kurulunun seçildiği, yönetim kurulunun üç üyesinin şirket ortağı olmayan kişiler arasından seçilmiş oldukları, bu kişilerin göreve başlayabilmeleri amacıyla hisse sahibi olmaları gerektiği, bu hisse devrinin başka bir ortak tarafından yapılmak istenmesine rağmen ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde devam eden davada verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle bu işlemin gerçekleştirilemediği, bunun üzerine aynı gün davacı tarafından hisse devrinin gerçekleştirildiği, hisse devri yapılan ...'...

    Mahkememize görevsizlik kararı ile gönderilen dava dosyasında Asliye Ticaret Mahkemesi, uyuşmazlığın Türk Borçlar Kanunu Hükümlerine göre bağıştan dönme koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması ile çözümlenebileceği, taraflarında tacir olmadığı, davanın nispi veya mutlak ticari davaya sebebiyet vermediği görüldüğünden davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmış ise de; Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada tarafların Torgem Gemi İnşaat Sanayi ve Ticaret A.ş'nin hissedarları olduğu, davacının davalılara yaptığı hisse devrinin iptalini istediği ve hisse devri nedeniyle davalıların şirketi iyi yönetmediklerini, hisse devrinin amacına uygun davranılmadığını, hisse devrinin iptali ile birlikte bu talebin kabul edilmemesi halinde, hisselerin nominal değeri üzerinden bedellerinin iadesinin talep edildiği, açılan davanın tamamen Türk Ticaret Kanununda düzenlenen Anonim şirketteki hisse devirlerine yönelik olduğu, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde...

    Görüldüğü üzere, üçüncü kişinin gerek muvazaa nedeniyle iptal davası açılabilmesi ve gerekse kesin hükümsüzlük davası açabilmesi için bu davaları açmakta bir menfaatinin bulunması gerekir.Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin edinilmiş mallara değer olarak eklenip eklenmeyeceği hususu mal rejiminin tasfiyesi davasında değerlendirilecek olması nedeniyle, davacının eldeki davada ayrıca hisse devir sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeniyle butlanını istemesinde de hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK'nın 355....

      Taraflar arasındaki kooperatif hisse devrinin iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan kooperatifin üyesi olduğunu, düzenli olarak aidatlarını ödediğini, davacıya ait hissenin davacının bilgisi dışında düzenlenen sahte vekaletname ile diğer davalı ...’ye devredildiğini, bu devrin geçersiz olduğunu ileri sürerek, hisse devir sözleşmesinin sahte belge ile yapılması nedeniyle iptali ile kooperatif ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muris muvazaası sebebi ile dava dışı kooperatifteki üyelik hakkının miras payı oranında iptal ve tescili istemiyle açılmıştır. Davacı ıslah dilekçesinde dava konusu taşınmazın ferdileşme sonucu davalı adına tescil edildiğini belirterek davasını tapu iptal ve tescil şeklinde açıklamıştır. Davalı, murisin kendisine yaptığı kooperatif hisse devrinin gerçek bir devir olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir....

          nun 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalı Gülçin Tokoğlu'ndan alacaklı olduğu, takip sırasında davalı borçlunun miras yolu ile intikal eden taşınmaz hissesini gelini olan diğer davalıya sattığı, bu satış işleminin muvazaalı ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, taşınmaz hisse devrine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İcra ve İflas Kanunu'nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

          da 27.09.2010 tarihli hisse devirlerinin ve devir hususunun şirket pay defterine işlenmesine genel kurul toplantısıyla karar verildiğini, bu kararın da 02.04.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiğini, şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için aslolanın pay devrinin şirkete bildirimi olduğunu, pay devirlerinin Eylül Madencilik Toplu Tüketim ve Kimya San....

            Davalılar vekili, müvekkili şirketin tasfiye halinde bulunduğunu, bu nedenle hisse devrinin yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin nama yazılı hisse senetlerinin, ciro ve teslimle birlikte yönetim kurulu kararına dayalı olarak pay defterine kayıt edilmesi ile devredilebileceği, 6762 sayılı TTK'nın 418. maddesi ve şirket anasözleşmenin 9. maddesi uyarınca yönetim kurulunun, hisse devirlerini pay defterine hiçbir neden göstermeden kayıt etmeme yetkisinin bulunduğu, somut olayda da davalı şirket yönetim kurulunun davaya konu hisse senedi devrinin pay defterine tesciline ilişkin bir kararının bulunmadığı, mahkemenin yönetim kurulunun yerine geçerek devrin pay defterine işlenmesi yönünde bir karar vermesinin TTK'nın 418. maddesine aykırı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              Ortaklar kurulu 19/02/2016 tarih ve 5 nolu kararı ile ... ve ... arasındaki şirket hisse devri işleminin kabulüne karar vermiştir. Usulüne uygun şekilde noterde düzenlenen Limited Şirket Hisse Devri ve hisse devrinin ortaklar kurulu tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen yine şirket yetkilileri tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına tescil edilmesi gereken bu karar uzun süre şirket yetkilileri tarafından yerine getirilmediği için davacı ... Ankara .... Noterliği'nin 08/01/2019 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesiyle hisse devrinin tescil ve ilan edilmesi istemiş, ihtarnamenin 10/02/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen hisse devrinin tescil ve ilanı yapılmadığı için mahkememizde yasal koşulları bulunan bu dava açılmıştır....

                Asliye Hukuk Mahkeme'sinin 2021/15 Esas sayılı dosyasında dava dışı Abdullah tarafından bana ve davalıya karşı 4201 ada 11 parseldeki hisse devrinin iptali istemiyle açılan yargılama sırasında davalı Nejat'ın 13.12.2021 tarihli cevap dilekçesinde dava konusu 4201 ada 15 nolu parseldeki davalıya 16.08.2016 satış yolu ile devrettiği hissesinin kendisine devredilecek 4201 ada 11 nolu parseldeki hisse devrinin karşılığı olduğunu, gerçekte bir satış işlemi olmadığını, kendi üzerine düşen tapu devrini gerçekleştirdiğini, karşılığında ise kendisine devri gerçekleşen tapudaki hisse devrinin hukuken sakatlandığını, bu sebeple dava konusu parseldeki tapu devrinin geçersiz hale geldiğinin anlaşıldığını, davalının anılan dava dosyasına sunduğu özellikle cevap dilekçesi ve belirtilen celsedeki beyanları bu davaya konu ettiği vaka ve iddiaları tamamen doğrular nitelikte olduğunu, davalının bu dosya kapsamında beyanları ikrar mahiyetinde olup miras konusu parsellerde kendi hisselerinin devrine ilişkin...

                UYAP Entegrasyonu