tarafından muvazaalı olarak devredildiğini, bu nedenle genel vekaletname -/- ile yapılan hisse devri işleminin geçersiz olduğunu, davalı ... tarafından diğer davalılardan sevgilisinin çocuklarına ve akrabalarına 14/01/2009 tarihinde hisselerin usulsüz bir şekilde devredildiğini, son olarak 06/03/2010 tarihinde ...'ın hisselerini bu kez şirketin son hissedarları ve yönetim kurulu üyelerine yüksek bir bedelden satıp devrettiğini ileri sürerek, hisse devirlerinin muvazaa nedeni ile iptaline ve kuruluş ana sözleşmesindeki % 11 oranında hissedar sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri bulunan davalılar tarafından şirketin usulsüz şekilde borçlandırıldığını ve işlettiği tek gayrimenkulü olan otelin yıkılmaya başlandığını ileri sürerek, davalı şirkete kayyım tayinini istemiştir. Davalılar vekilleri, husumet, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini istemiştir....
ın hisselerini bu kez şirketin son hissedarları ve yönetim kurulu üyelerine yüksek bir bedelden satıp devrettiğini ileri sürerek, hisse devirlerinin muvazaa nedeni ile iptaline ve kuruluş ana sözleşmesindeki % 11 oranında hissedar sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri bulunan davalılar tarafından şirketin usulsüz şekilde borçlandırıldığını ve işlettiği tek gayrimenkulü olan otelin yıkılmaya başlandığını ileri sürerek, davalı şirkete kayyum tayinini istemiştir. Davalılar vekilleri, husumet, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini istemiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulüne, davacıların hisselerinin 28/10/2004 tarihli genel kurulda satışına ilişkin işlemin iptali ile davacı ... Kışlak'ın % 4, ...'ın % 4, ...'ın % 3 oranında şirket hissedarı olduğunun tespitine, davalı şirketin yönetim ve genel kurullarına katılmak amacı ile serbest muhasebeci ....'...
e devrine ilişkin .../01/2007 tarihli "Devir Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin yok hükmünde olduğunun tespiti ile hisse devirlerinin hükümsüzlüğüne, davacının hisselerinin iadesine yönelik işlemler şirket idari işlemleri niteliğinde bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davalılar ..., ..., ... ve ... vekili, ... ... .... .... .... A.Ş. vekili temyiz etmiştir. ...-Dava, anonim şirket hisse devir sözleşmesindeki imzanın sahte olması nedeniyle hükümsüzlüğü ve hisselerin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davacı sahtelik iddiasında bulunduğundan sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olduğu hususunun davalı tarafın kanıtlaması gerektiği, fotokopi üzerinde yaptırılan imza incelemesi sonucu devir sözleşmesi altındaki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, hisse devrinin davalılar tarafından kanıtlanamadığı, hisse devirlerinin yok hükmünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir....
TBK' nun 19.) maddesi, 4721 s. TMK' nun 706. maddesi, 6098 s. TBK' nun 237. maddesi ile 2644 s. TK' nun 26. maddesi ile ile 4721 s. TMK' nun 560. - 571. maddeleridir. Yargıtay İBK'nin 01/04/1974 tarih ve 1/2 sayılı İnançları/İçtihatları Birleştirme Kararında; "Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicillinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olsun miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin 818 s. BK' nun 18. (6098 s. TBK' nun 19.) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan 743 s....
Davacı dava dilekçesinde hem TBK 19 hem de İİK 277 ve devamı maddelerine dayanmış olup HMK 31- 33 maddesi gereği mahkemece davanın TBK 19 ve devamına dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek yargılama yapılması ve kıyasen İİK 283. Maddelerinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkemece gerekçede TBK 19 ve İİK 280. Madde gereği tasarrufun iptaline karar verilmiş olsa da davalıların baba kız olması, tasarruf edilen taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında misli fark olması ve dosyaya yansıyan diğer delillere bakıldığında davalılar arasındaki tasarruf işleminin muvazaalı olduğu anlaşılmakla mahkemece sadece TBK 19 maddesine göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken gerekçeye fazladan İİK 280. Maddesinin eklenmesinde sonuç olarak dava TBK 19. Maddesinden kabul edilmiş olduğundan hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. TBK 19....
Dava, taraflar arasında düzenlenen hisse devir sözleşmesinde kararlaştırılan şirket yönetici ortağının rekabet yasağı hükmünün hukuka aykırılığı nedeniyle hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında hisse devri nedeniyle ''Hisse Satış Sözleşmesi'' başlıklı, .../05/2011 tarihli sözleşmeye davacının yönetici ortak olarak imza atmış olması karşısında, anılan sözleşmenin VI. maddesindeki '' Yönetici Ortakların Toplu Yemek Hizmet Sektöründeki Gelecekteki Faaliyet Kısıtlaması'' başlıklı maddede düzenlenen hususlar, yönetici ortak için getirilmiş olduğundan, işçinin rekabet yasağına aykırılığın düzenlendiği 818 sayılı BK'nın 348 vd. ile 6098 sayılı TBK'nın 445. maddesinin uyuşmazlıkta uygulanma yeri bulunmadığından yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Şöyle ki, bilindiği üzere tasarrufun iptali davalarında dava değeri tasarrufa konu şey ile alacak miktarından hangisi az ise ona göre belirlenir. Öte yandan mahkemece ancak harcı yatırılmış dava değeri üzerinden hüküm kurulabilir." denilmekle davacı tarafın itirazının reddine..." karar verilmiştir. E-) İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı yan tüm itiraz dilekçelerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını ve itirazlarının kabulü ile ihtiyati hacizlerin ve tedbirin kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. GEREKÇE: Davacı yanca açılan davada; davacının boşanma davasındaki katılma alacağının miktarını etkileyecek mahiyette hisse devri olduğu ve bunun bu amaçla muvazaaya dayandığı nedenle hisse devirlerinin iptali talep ve dava edilmiştir. Mahkemece dava tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiş ise de; İİK 277 ve devamı maddelerindeki iptal davası; kesinleşmiş bir icra takibi bulunması ve alacaklanın alacağını tahsil edememesi üzerine aciz vesikası alınarak açılan bir davadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2022/201 Esas KARAR NO : 2022/386 DAVA : HİSSE DEVRİNİN TESCİLİ DAVA TARİHİ : 18/03/2022 KARAR TARİHİ : 13/06/2022 YAZIM TARİHİ : 15/06/2022 Mahkememizde açılan hisse devri işleminin tescili ve ilanına ilişkin istemin reddine yönelik kararın iptali istemli davanın yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili ; Dava dışı ... ve ... ...' a ait şirket hisselerini usulüne uygun şekilde devir aldıktan sonra tescil ve ilan için davalıya başvurduklarını, davalının yasal olmayan gerekçeler ile taleplerini ret ettiğini belirtip, hisse devrinin ticaret sicil kayıtlarına tescil ve ilanına yönelik taleplerinin reddine ilişkin kararın iptali ile pay devrinin tescil ve ilanına karar verilmesini istemiştir....
a şirket genel kurullarına katılması ve mutat işlerin halledilmesine yönelik olarak vekaletname verdiklerini, ancak müvekkillerine ait hisselerin davalı ... tarafından muvazaalı olarak devredildiğini, genel vekaletname ile yapılan hisse devir işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, hisse devirlerinin muvazaa nedeni ile iptaline ve kuruluş ana sözleşmesindeki %14 oranında hissedar sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, husumet ve zamanaşımı yönünden itirazlarda bulunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemişlerdir. Mahkemece, dava konusu payların hisse senedine bağlanmaması ve şirkete karşı bir takım alacak hakları içermesi nedeniyle devir işleminin alacağın temliki hükümlerine göre yapılmasının gerektiği, somut olayda pay devrinin yazılı bir sözleşme ile yapılmayıp genel kurul kararı ile yapıldığı, bu açıdan pay devrinin şekil olarak geçersiz olduğu, diğer yandan payları genel kurul kararı ile devreden davalı ...'...
devir sözleşmelerinin muvazaa nedeniyle iptali sonucunu doğurmayacağı, devreden davalılar ile devralan davalılar arasında gerçekleştirilen devir işleminin usulüne uygun olduğu ve geçerli olduğu, muvazaa iddiasında bulunun davacının bu iddiasını kanıtlamak zorunda olduğu, kamu alacağı bulunduğu ve tahsil edemediğini belirten davacının devirden sonra doğan alacakları için devir alan ortaklar aleyhine veya dava dışı şirket aleyhine devirden önce doğan alacakları için ise --------maddesi gereği payı devreden ve devralan şahıslar aleyhine takip yamasına yasal bir engelin bulunmadığı, davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı belirlenmekle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....