İcra Müdürlüğü 2013/5450 Esas,) davalı borçlunun taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işlemi muvazaalı olup İİK. 277. ve devamı maddeleri uyarınca iptali gerektiğini, davalı borçlunun taşınmazı satmış görünmesine rağmen devirden sonra borçlarına ilişkin ödeme yapmadığını beyanla, söz konusu tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın annesi Cevriye'nin eşinin hastalığı nedeniyle zor durumundan yararlanarak eşi vefat ettiği takdirde şirketten hissesi olduğu için aldığı emekli maaşının yarıya düşeceğini söylemek suretiyle hile ile kandırarak ... Tarım Hayvancılık Pazarlama Nak. San ve Tic Ltd Şti'deki 120 hissesini 3.000,00 TL bedelle eve gelen ...Noterliğinin 19/12/2006 tarihli sözleşmesiyle satın almış gibi gösterdiğini, ileri sürerek şirket hisselerinin devir işleminin iptali ile hisselerin ... adına tesciline, muris ... Kocabıyık'tan alınan hisselerin veraset ilamındaki paylar oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu, borcun tasarruftan önce doğduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle ön koşul yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi tasarrufun iptali davasının dinlenebilme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gereklidir. Somut olayda takip konusu borcun tasarruftan sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davacı vekili takip konusu 20.3.2007 keşide tarihli çekin 15.5.2004 tarihli hisse devir sözleşmesi gereği düzenlenen protokolden kaynaklandığını belirterek bu yönde delillerini sunmuştur. 15.5.2004 tarihli protokol içeriğinden ......
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Noter aracılığı ile yapılan hisse devir sözleşmesinin bir hukuki nitelik kazanabilmesi ve devir sonucunda oluşan yeni sermaye dağılımının resmileşebilmesi için, şirket ortaklar kurulu hisse devir ve temlik sözleşmesine istinaden karar alınmasının ve alınan kararın hisse senedini devreden ortağın imzalamasının gerektiği, davacının sahip olduğu 25 paydan 20 payını, 2002 yılından noter aracılığı ile davalı ...’a ve 5 payını da aynı noterliğin Mustafa Aktaş’a devrettiği, hisse devirlerinin, pay defterine işlenmemesi ve Ticaret Sicil Gazetesi'nde tescil ve ilanının yaptırılmaması eksiklikleri sebebiyle askıda kaldığı ve TTK yönünden hüküm ifade etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Her iki icra dosyasındaki borcun doğum tarihlerinin farklı olduğu, davaya konu taşınmazların tasarruf tarihleri dikkate alındığında, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin 2019/8431 esas sayılı icra takip dosyasında, tasarrufların borcun doğum tarihinden önce yapılması nedeniyle tasarrufun iptali davasının ön koşul yönünden gerçekleşmediği anlaşıldığından bu talebin ön koşul yokluğundan reddine, yine TBK 19. Maddeye göre açılan terdiden muvazaa davasının ise, davaya konu taşınmazların tüketici kredisinin sözleşme tarihi olan 15/03/2019 tarihinden önce devredilmesi nedeniyle davacının sözleşme tarihi itibariyle davalı borçlu T4'da bir alacağı bulunmadığı, TBK 19. maddeye dayalı muvazaa iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından bu icra takibi bakımından muvazaaya dayalı iptal talebinin de esastan reddine karar verilmiştir....
Dairemizin 03.06.2021 tarih ve 2021/514 Esas, 2021/491 Karar sayılı kaldırma kararında; " ....TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve hak düşürücü süre eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın İİK 277 maddesi anlamında tasarrufun iptali davası gibi değerlendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın red edilmesi isabetli görülmemiştir....
Eldeki dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre 6098 sayılı TBK. nun 19. maddesi ve 01.04.1974 tarihli 1/2 Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında ifadesini bulan muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Yargıtaya Geliş Tarihi:27.10.2020 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK.'nin 19.maddesine dayalı genel muvazaa hukuksal nedeninden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 08.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, TBK 19. maddesine dayalı genel muvazaa sebebiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....