a devrettiğini, yapılan işlemin, zahiren satış olarak görünmesine rağmen gerçekte bağış olması sebebiyle muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu hisse devir işleminin muvazaa nedeniyle iptali ile, mirasçılık payları oranında müvekkilleri adına tescilini, bu talepleri kabul görmediği taktirde ise tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, birleşen davada, asıl davada devam eden yargılama sırasında mahkemece, kendilerine, şirketi temsilen iflas idaresine dava açıp bu dosya ile birleştirilmesi yönünde önel verildiğini, mahkemece verilen ara kararın yerine getirilmesini teminen bu davayı açtıklarını ileri sürerek, asıl davadaki taleplerini davalı şirkete de yöneltmek suretiyle, dava konusu hisse devir işleminin muvazaa nedeniyle iptali ile, mirasçılık payları oranında müvekkilleri adına tescilini, bu talepleri kabul görmediği taktirde ise tenkise karar verilmesini istemiştir....
na karşı açılan muvazaa nedeniyle işlemin iptali davasının davacı davasını ispatlayamadığından reddine, davacı tarafından... ili ... ilçesi ... Mahallesi 116 ada 18 nolu parselde 21 ve 23 nolu bağımsız bölümler için davalılar ... ,... Mimarlık Mühendislik İşletme Turizm Ticaret Limited Şirketi, ... ve ...'na karşı açılan muvazaa nedeniyle işlemin iptali davasının davacı davasını ispatlayamadığından reddine, davacı tarafından... ili ... ilçesi ... Mahallesi 116 ada 18 nolu parselde 6 ve 7 nolu bağımsız bölümler için davalılar ..., ... Mimarlık Mühendislik İşletme Turizm Ticaret Limited Şirketi, ... ve ...'na karşı açılan muvazaa nedeniyle işlemin iptali davasının davacı davasını ispatladığından davanın kabulü ile; ... ili ... İlçesi ... Mahallesi 116 ada 18 nolu parselde bulunan 6 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin ... Tapu Müdürlüğü'nün 10/02/2012 ve 130 yevmiye nolu işlemiyle davalı ...'na yapılan devir işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ile; davacının ......
Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerindeki alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi gerektiğini beyan ettiğini ve öncelikle İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile müvekkili bakımından davalıların tasarrufun İİK. 277. Ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK. 19. Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, müvekkiline dava konusu taşınmaz Şanlıurfa 3. İcra Müd. 2016/1008 E. Sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine, bu durumda 3....
ın oğlu olduğunu, devir tarihinde davalı 22-23 yaşlarında öğrenci olup, bu hisseleri devralabilecek mali yeterliliğe sahip olmadığını ileri sürerek, muvazaa nedeniyle hisse devrinin iptali ve miras hissesi oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; hisse devri işleminin muvazaalı olmadığını, şirketin aile şirketi olması nedeni ile müvekkilinin lise çağlarından bu yana şirkette çalıştığını, emeği ile şirkete katkıda bulunduğunu, şirkette çalışırken açıköğretim fakültesinde okumaya devam ettiğini, ayrıca mal varlığının bu hisseleri almaya yeterli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
(TBK 19.) maddesi kapsamında açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Davacıların amacı, açtıkları dava sonucunda alacaklarının tahsili olanağına kavuşmaktır. Her ne kadar muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu iptali de istenilmiş ise de; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin açılan dava yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK’nun 283. maddesi düzenlemesi yol gösterici niteliktedir....
(TBK md. 614 (BK) md. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK md. 19 (BK md. 18))....
nun 19. maddesi kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılmasına rağmen ilk derece mahkemesince İİK.'nun 276. maddesi kapsamındaki tasarrufun iptali davası olarak nitelendirildiği, kararın eksik inceleme ile verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAFA CEVAP : Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İİK.'nun 277 vd. maddelerinin kıyasen uygulanması gerektiği, aciz belgesi sunulmadığını beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, TBK.'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir....
İstinafa konu karar, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 'nın 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 5235 sayılı Kanun'un 7035 sayılı Kanun ile değişik 35/4. maddesi gereğince Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından hazırlanan ve 01/09/2020 tarihinden itibaren yürürlüğe giren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı gereğince; istinafa konu kararı inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8, 9 ve 40. Hukuk Dairelerine ait olduğundan, HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca Dairemizin işbölümü yönünden görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İş bölümü yönünden Dairemizinin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dosyanın istinaf incelemesini yapmakla görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki şirket hisse devir sözleşmelerinin teminatı amacıyla müvekkilince davalıya 30.000 USD bedelli bono imzalayıp verildiğini, müvekkilinin hesabından davalının hesabına hisse devirlerinin karşılığı olarak toplam 55.000 USD karşılığı (YTL öncesindeki ifadesiyle) 34.155.000.000.00 TL virman yapıldığını, 2000 yılından sonra taraflar arasında hukuki ilişki olmadığını, davalının senedin iadesi konusunda müvekkilini oyaladığını, sonradan senede uydurma vade ve tanzim tarihleri yazılarak bononun müvekkiline fakslandığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, bononun iptaline, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, iddianın yerinde olmadığını, davanın yazılı delille ispatı gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif hisse devir sözleşmesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili müvekkilinin S.S. ... Kooparetiflerinin üyesi olup her iki kooperatifte de birer hissesi bulunduğunu, davalının manevi cebir kullanarak her iki kooperatifteki hissesinin kendisine devrini sağladığını, davalıya ait tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hisse devirlerinin geçerli bir sözleşme ile devralındığını, manevi cebir iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taşınmazların değeri üzerinden harç alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....