WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca hapis cezası ile cezalandırıldığı, dosyada bulunan çekin ..... Süt San. Ltd.Şti.'ne ait olduğunu, hamiline düzenlenen çekin ciro yolu ile davalıya geçtiği anlaşılmıştır. Belirtilen olgular değerlendirildiğinde ipotek öncesi davalının, dava dışı ... ile ticari ilişkisinin bulunduğu, dava dışı kişi adına bankalara ödeme yapıldığı ve ticari ilişki nedeni ile çek alındığı sabit görülmüştür. Bunun yanı sıra, taraflar arasında ceza davasıda bulunduğu gözetildiğinde, ipotek tesis işleminde tarafların muvazaa kastı ile hareket edeceği olgusunun kabulü hayatın olağan akışına uygun görülmemiştir. Taraflarca tesis edilen ipoteğin gerçek ticari ilişki üzerine kurulduğu, ipotek bedelinin faizli olması nedeni ile üst sınır ipoteği olarak değerlendirilemeyeceği" gerekçesiyle davacının sabit görülmeyen muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiştir. Mahkememizce verilen işbu hüküm İBAM ..... HD. .... Esas ve ........

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/48 E ve 2012/250 K Sayılı kararı ile iptal edildiğini, davacıların kötüniyetli olarak bu davayı açtıklarını ve hukuki yararlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/48 E Sayılı dosyasında görülen tasarrufun iptali davasının eda davası niteliğinde olmadığı, mülkiyetin davacılara geçmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1943 doğumlu mirasbırakan ...'ın 19.12.2013 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacı oğulları ... ve ... ile davalı kızı ...'nin kaldıkları, mirasbırakan ...'ın çekişme konusu 6 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 23.12.2009 tarihinde satış suretiyle davalı kızı ...'a temlik ettiği anlaşılmaktadır.Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili " davanın tapu iptali ve tescili davası olup mahkemenin ise senet ve taşınmaz satış sözleşmesine göre değerlendirme yapıp 04.08.2011 tarihli devrin borcun doğumundan önce gerçekleştiğinden bahisle muvazaanın ileri sürülemeyeceği gerekçesine dayandığını, mahkemenin hatalı nitelendirerek tasarrufun iptali ve TBK m. 19 gereğince muvazaa iddiasının ileri sürülemeyeceğine hükmettiğini, mahkemenin tapu iptal ve tescil davası ile tasarrufun iptali davasını birbiri ile karıştırdığını, dilekçesinde tarih ve sayısını bildirdiği emsal Yargıtay kararında haklılıklarının ortaya konulduğunu, davanın temelinin, muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil olup bonoya dayalı bir takibe dayandığını, mahkemenin zaten tüketici mahkemesinde dava var düşüncesiyle davanın reddi yoluna gittiğini, her iki davada müvekkilin haklarının korunması ve davalıların ileri sürebileceği hususların birbiri ile farklı olduğunu, üzerine kayıtlı bir malvarlığı bulunmayan ,...

      İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali istemine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBKnun 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

      TBK' nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa iddiasına dayalı davalarda ise yazılı yargılama usulü uygulanır....

      Dava dilekçesi ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Davanın ve istinaf edilen kararın İcra ve iflas kanunundan (İİK 277 vd) kaynaklanan tasarrufun iptali ve TBK 19. Maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayalı açılan dava ve yargılaması sonucu verilmiş bir nihai karar olduğu anlaşılmıştır. HMK'nın 352/1- a bendine göre (ön inceleme); "incelemenin başka bir dairece veya Bölge Adliye Mahkemesince yapılmasının gerekli olması ... halinde öncelikle karar verilir." 5235 sayılı yasanın 35.maddesi gereğince Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümünün belirlenmesine dair HSK'nın 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararının dairemizin bakacağı işlerle ilgili işbölümü kısımlarında işbu istinaf talebine konu edilen dava ve işlerle ilgili verilmiş kararların istinaf incelemesinin bulunmadığı, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4....

      Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen alacak davasının konusunu oluşturan ve vekil edeni tarafından davalı T5'e gönderilen parayla sağlandığını, zira T3 böyle bir taşınmaz alabilmesine olanak sağlayacak ekonomik yeterliliğe sahip olmadığını, taşınmaz alımının ızrar kastıyla yapıldığını ileri sürerek İİK'nun 277 ve devamı madde hükümleri uyarınca; davalı T3 ile davalı Dumankaya İnşaat arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptali ile davalı Solmaz adına kayıtlı taşınmaz bakımından vekil edenine cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiş, 10/03/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de; İİK'nun 277 ve devamı madde hükümleri uyarınca tasarrufun iptali isteğinde bulunulmuş ise de taleplerini TBK'nun 19....

      Davacının talebi muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasıdır. 8. Hukuk Dairesinin iş bölümünün 3.bendi " TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklinde olup genel muvazaa nedeniyle açılan davalar sonucu verilen kararların istinaf incelemesi görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. 9. ve 40. Hukuk Dairelerine ait olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi gereğince; 1- Dairemiz ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 11/04/2023 Osman KİPER Başkan34250 e-imza Zeynep Hülya TANAÇAR Üye33918 e-imza Çiğdem TÜRKASLAN Üye36068 e-imza Ayşe ERÇOKLU Katip152570 e-imza...

      Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. Yargıtay HGK'nun 10.02.2016 gün, 2014/17- 2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında "...tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır....

      İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi içinse, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması yanında, borçlu hakkında icra takibi başlatılması, icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde de İİK'nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılıp değerlendirilmelidir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; ilk derece mahkemesince, davanın İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası mı? yoksa TBK'nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası mı?...

      UYAP Entegrasyonu