Dava; tasarrufun iptali isemine ilişkin olup dava dilekçesinde hem İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine hem de TBK'nun 19. maddesin, dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Hukuk Dairesinin 2016/20390 E, 2017/7012 K016/11791 E, 2017/7010 K ve benzer yöndeki içtihatları gibi ) BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz.BK 19'a dayalı davalarda muvazaa her türlü delil ile ispat edilebilir. Gerek BK'nun 19.maddesine gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için davacının borçludan bir alacağının olması ve bu alacağın iptali istenilen işlemden önce doğmuş olması gerekir. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı taraf; davalılar arasındaki senet düzenlenmesi, icra takibine konulması ve 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/10/2022 tarihli ara kararı NUMARASI : 2022/536 DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, temlik eden dava dışı banka tarafından borçlu T3 arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, borçlunun temerrüde düşmesi üzerine banka tarafından Muş İcra Müdürlüğü'nün 2014/3133 ve 3135 esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, akabinde vekil eden tarafından da tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğü'nün 2020/49464 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, anılan takip dosyalarında alacağa yetecek kadar hacze kabil mal bulunmadığını, davalının taşınmazı ederinin altında bedel ile arkadaşına, onun da eşine devrettiğini, tasarrufun alacaklıya zarar verme kastı ile yapıldığını ve İİK 280 uyarınca iptale tabi olduğunu, keşfen inceleme yapılmaksızın mutlak surette iptali gerektiğini, tapu bedelinin düşük olması nedeni ile başkaca hiçbir husus araştırılmaksızın...
Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; TMK 19. ve devamı maddeleri uyarınca açılan muavazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesince, "..Dava, bonodan dolayı açılan İİK 72. maddeye göre açılan itirazın iptali ve bononun iptali ile haczin kaldırılması talebine ilişkin olduğu ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, "... davacı, davalı ...’in haksız eylemi nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle tazminat alacağına ilişkin haklarını korumak gayesi ile davalılar arasındaki muvazaalı işlemin iptalini talep ettiğinden dava, HGK kararı ve Yargıtay 17....
Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK'nın 19. maddesine göre tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali talebine ilişkindir. 15. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 16. Yargıtay'ın yerleşik içdihatlarında belirtildiği gibi iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmemektedir....
Dava, muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem sıfat yokluğundan reddedilmiş; karar, davacı ile davalı ... tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalılardan ... ile oğullarının sahibi olduğu şirket arasındaki ticari alışverişten dolayı davalı ...’tan alacaklı olduklarını, alacağın ödenmesi konusunda davalı ile protokol imzaladıklarını, protokol hükümlerinin teminat altına alınması için davalının tapuda kayıtlı taşınmazını kendisine devir ettiğini, protokole göre alacağın ödenmemesi nedeni ile dairenin tapusunu geri vermediğini, ancak davalıların muvazaalı şekilde aralarında borç senedi düzenleyerek icraya koyup, davalı ...’ın kendisine devir ettiği dairenin borçlulardan mal kaçırmak amacı ile devir edildiği gerekçesi ile tasarrufun iptali davası açtıklarını ve davanın kabul olunduğunu, esasen davalılar arasındaki borçlandırıcı tasarruf işleminin muvazaalı olup iptaline karar verilmesini istemiştir....
Kat 12- 13 nolu bağımsız bölüm de kayıtlı taşınmazdaki davalı Salih Alan 'a yapılan 13/09/2018 tarihli satışların muvazaa sebebi ile iptaline, olmazsa İİK 277 ve devam eden maddelerine göre tasarrufun iptaline ve tapu kaydının tashihine gerek olmaksızın tarafımıza haciz ve satış yetkisi verilmesini istemi, tapunun Aydın ili Söke ilçesi Çeltikçi Mah. 264 ada 2 parsel 4. Blok zemin kat 1 nolu bağımsız bölüm de kayıtlı taşınmazın davalı Salih Alan'a Davut Bulut mirasçıları tarafından yapılan 08/10/2018 tarihli 3/4 hissenin ve 18/10/2018 tarihli 1/4 hisseye ilişkin satışların muvazaa sebebi ile iptaline olmazsa İ.İ.K. 277 ve devam eden maddelerine göre tasarrufun iptaline ve tapu kaydının tashihine gerek olmaksızın tarafına haciz ve satış yetkisi verilmesinin istemine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında da belirtildiği üzere asıl dava 22/11/2019 tarihli ibranamenin aldatma sebebiyle iptali ve davalı T1 adına kayıtlı Altuntabak mahallesi 407 ada 471 parselde bulunan 1. zemin kat 20 nolu bağımsız bölümde davalılar arasındaki tasarrufun (satış/devir işleminin) TBK m.19 muvazaa nedeniyle iptali ile Sivas İcra Dairesinin 2020/10886 esas sayılı dosyasında taşınmaz hakkında cebri satış yetkisi verilmesine ilişkin, birleşen dava ise 22/11/2019 tarihli ibraname nedeniyle davacı Tokgözler İnşaat Şirketinin Sivas İcra Dairesinin 2020/10886 esas sayılı dosyasında 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla iş bu dosyayı inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 02.06.2021 tarih ve 431 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesi işbölümünün 1....
Dava; İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili,davalı borçlu ... 'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla İşçimen...Tic.AŞ'deki hisselerini 27.4.2009 tarihinde davalılar..., ... ve ...'in murisi aynı zamanda davalı ...'in babası ... ...'e devrettiğini,......'in 30.11.2011 tarihinde vefat ettiğini belirterek davalılar arasındaki hisse devrine ilişkin tasarrufun iptali ile hisselerin haciz ve satışı konusunda yetki verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın hukuki sebebinin açıklanması gerektiğini, tasarrufun iptali olarak açılmış ise aciz belgesi sunulmadığı gibi borçlunun aciz halinde olmadığını, muvazaa hukuki sebebine dayalı ise muvazaa olmadığı konusunda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....