Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,davanın tasarrufun iptali bu mümkün olmadığı takdirde BK'nin 18.maddesi gereğince muvazaa nedeni ile tapu iptali tescil davası olduğu, BK'nin 18.maddesine dayalı talep yönünden; davacı ve eşinin muvazaa nedeniyle iptalini istediği tasarrufun tarafı olduğu, davacının kendi muvazaasına dayandığı, 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca böyle bir iddianın belge ile ispatının zorunlu olduğu, ayrıca bu belgenin akte mukaddem, en geç akit tarihinde düzenlenmiş olması gerektiği, davacı tarafından dosyaya böyle bir belge sunulmadığı gerekçesiyle BK'nun 18.maddesi gereğince açılan muvazaa nedeni ile tapu iptali tescil talebinin kanıtlanamaması nedeniyle reddine, tasarrufun iptali davası yönünden ise aciz belgesi sunulmadığı, icra dosyasındaki haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olmadığı, aksinin kabulü halinde de davacı ve eşinin muvazaa nedeniyle iptalini istediği tasarrufun tarafı olduğu, davacının kendi...
Dahili davalı ... cevap dilekçesinde inşaatta yaptığı pimapen işine karşılık söz konusu gayrimenkulün tarafına devredildiğini beyan ile davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurul’un 25.05.2011 tarihli ve 2011/4-149 E- 2011/346K sayılı ilamı emsal gösterilerek, alacak tutarı ile sınırlı olarak tapunun iptaline gerek olmaksızın haciz ve satış yetkisi verilebilir, gerekçesi ile davacıların açmış olduğu muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davasının şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1- Dava, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
cebri icra ve satış hakkı tanınacağı yönündeki görüşü doğrultusunda davanın kabulü ile yapılan muvazaalı devir işleminin TBK m.19 gereğince (her türlü haciz ve takyidattan ari şekilde) iptali ile, Ankara 23....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2021/23 ESAS, 2022/363 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı, TBK 19) KARAR : Tokat 1....
Maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresinin uygulanmadığı ve İİK'nın 277 vd. Maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesinin muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmadığı açıktır. Dava, TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....
Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. Yargıtay HGK'nun 10.02.2016 gün, 2014/17- 2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında "...tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2021 NUMARASI : 2020/82 ESAS, 2021/93 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı borçlu Halil ile aralarında imzalanan sözleşmeler gereği kullandırdığı krediler nedeniyle alacaklı olduğunu, borcunun ödenmemesi nedeniyle hesapların kat edilerek icra takibine geçildiğini, davalıların alacağın tahsilini engellemek amacıyla aralarında muvazaalı borç ilişkisi düzenleyerek icra takibi yapıp davalı borçlunun maaşına haciz koydurduklarını ileri sürerek tasarrufun iptaline ve cebri icraya yönelik karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/5123 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu hakkında yapılan takibin kesinleştiğini, müvekkili şirketin harçtan muaf olduğunu, müvekkili şirketin alacağının tahsil imkanının bulunmadığını, davalı borçlunun taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işleminin muvazaalı olduğunu, İİK 277 vd maddeleri ile TBK. 19. Maddesi uyarınca iptalinin gerektiğini belirterek öncelikle İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve davanın TBK 19. Maddesine dayalı olduğu hususu da nazara alınarak HMK 389....
Dava dilekçesinde davacı vekili tarafından bir kısım taşınmazlarla ilgili olarak TBK.nın 19. maddesi uyarınca tasarrufun iptali talebinde bulunulmuş ise de bu taşınmazlarla ilgili olarak tefrik kararının verildiği, istinafa taşınan kararın konusunu tapu kaydında bağış yoluyla davalıya devredilen A4 Blok, 17 nolu bağımsız bölümün oluşturduğu görülmektedir. 6098 sayılı TBK 19. maddesinde; “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir....
Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, alacağın Güven Varlık Yönetim A.Ş.’ye devir ve temlik edilmiş daha sonra birleşme ile T1 A.Ş. tüzel kişiliği altında birleşmiş olduğunu, davalı borçlunun adresinde yapılan menkul haczinde hacze kabil mal bulunamadığının tutanakla tespit edilmiş olduğunu, davalı borçlunun borcun doğumundan sonra İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Kirazlı Mah, 2171 Parsel üzerindeki 17 nolu bağımsız bölümü T6, onun da T3 devrettiğini, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işleminin muvazaalı olduğunu belirterek İİK. 277. vd. maddelerindeki şartlara uygun olarak, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle taşınmazın, davalı-borçludan diğer davalı T6 yapılan devre ilişkin tasarrufun iptaline, taşınmazın davalı 3. kişiden dava dışı 4. kişiye satış tarihi itibariyle gerçek değerinin icra dosyalarımızdaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davalı T6'dan nakden tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....