Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1, 2. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda, dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açıldığından aciz belgesine gerek yoktur. Davacı vekili, eldeki davayı ... 7.Aile Mahkemesi'nin 2012/293 Esas 2014/181 karar sayılı sayılı boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat alacağı ve ayrıca katkı payı alacağı davası sonunda hükmedilecek alacağa ilişkin olarak açmıştır. 40.000,00 TL tazminat alacağına ilişkin ilam kesinleşmiştir....

    , kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebileceği, 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerektiği, davacının bu davadaki amacının alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğu, muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı, muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürdüğü, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi...

      Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın dava konusu şeyin aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının dava konusu şeyi haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetli görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken iş davacıların alacaklı olduğu dava dışı borçlu ...'...

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Açıklama doğrultusunda dosya incelendiğinde; somut olayda, davacının "katılma alacağının önüne geçmek kastıyla muvazaalı bir devir işlemi" yapıldığını ileri sürerek tapunun iptal edilerek eski hale getirilmesi talebinde bulunduğu, davanın ileri sürülüşü itibari ile muhtemel alacağının tahsilini sağlamak amacını taşıdığı, isteminin katılma alacağı olmadığı, TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır....

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı davalı ... aleyhine açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/1049-2013/138 sayılı boşanma davası sonucu lehine hükmedilen mali hakların ve ... Aile Mahkemesi'nin 2013/642 Esas sayılı katkı payı alacağı davaları sonucu hükmedilecek tazminat alacağının tahsiline yönelik açtığı, boşanma davasının kesinleştiği, katkı payı davasının ise derdest olduğu anlaşılmaktadır....

          Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak yapılan kesintilerinin davacının alacak ve ferilerini geçmeyecek biçimde öncelikli ödenmesi gerekir. Bilindiği üzere, muvazaa, kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazan aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa). Veya gerçek iradelerine uygun olarak yaptıkları sözleşmeyi iradelerine uymayan görünüşteki bir sözleşme ile gizlemektedirler (nisbi muvazaa)....

          Düzenlenen sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede (İİK m.142/1), yalnız sıraya ilişkin ise icra mahkemesinde (İİK m.142/son) ileri sürülmelidir. Somut olayda, şikayetçi vekili, şikayet dilekçesi kapsamında ve özellikle sonuç kısmında alacağın esasına yönelik muvazaa iddiasında bulunmadan, şikayet olunanın takip dosyasındaki ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlük sebebiyle geçerli bir kesinleşmiş takip ve dolayısıyla geçerli bir haciz bulunmaması nedeniyle paylaşıma konu paradan pay alamayacağını ileri sürerek, yalnız sıraya itiraz etmiştir. HMK'nın 26/1. maddesi gereğince "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez."...

            Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacı, dava dışı ...’ın aleyhine açılan boşanma nafaka ve tazminat davası sonucu hükmedilmesi muhtemel tazminatların tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 5.4.2012 tarihinde davalı ...’a sattığını belirterek tapunun iptali ile dava dışı ... adına tescilini talep etmiş; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle davacının baştan beri davalının işçisi olduğuna ilişkin kesinleşmiş karar bulunmasına, tekrar muvazaa araştırmasına gerek olmamasına, yine davacının çıplak ücretinin ilk kararla belirlenmesine, alacağın zamanaşımına uğramamasına ve ek dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmiş ve davalı tarafça ek davaya karşı cevaplarının sunulmuş olduğunun anlaşılmış olmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              ile cezalandırılır." şeklinde düzenlendiği dikkate alındığında; Sanık hakkında Kütahya 2.İcra Müdürlüğünün 2005/5239 esas sayılı dosyası ile 9.420.00 TL’nin tahsili için 12.10.2005 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe başlanmasına karşın alacaklı tarafça icra dosyasında alacağın tahsiline yönelik olarak yapılan tek işlemin borçluya ait kooperatif hissesine haciz talebi olduğu, bu haliyle dosya içeriğine göre alacaklının alacağını alamadığını ispatlayamadığı anlaşılmakla, Yargıtay C.Başsavcılığının kararın bozulmasına yönelik görüşüne iştirak edilememiştir....

                UYAP Entegrasyonu