Bununla birlikte dava konusu olay yönünden kooperatif veya birliğin temel yapısını bozan genel kurul kararlarına uygulanacak, "iptal" müeyyidesinden daha ağır olan "butlan"dır. Butlan ile malul olan genel kurul kararı ya da kooperatif/birlik işlemi baştan itibaren geçersiz olup hiçbir hüküm ifade etmez. Butlan, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle taraflarca ileri sürülebileceği gibi davanın her aşamasında mahkemece de resen gözetilir. Maddi ve hukuki olgular ışığında olaya dönüldüğünde; Davacı .........., .............. Kooperatifinin ...........tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi ve birlik temsilcisi olarak seçilmiş ise de; kayınvalidesi ...........'in sözü edilen genel kurul toplantı tarihinde zeytin ve zeytinyağı ticareti ile uğraştığı, dolayısıyla davacı ............'...
Mahkemece ilk hükümde evliliğin mutlak butlanla iptaline karar verilmiş, hükmün davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.09.2014 tarih 2014/9334 esas ve 2014/17133 karar sayılı ilamı ile” kamu adına mutlak butlan davası açan ve evliliğin iptalini isteyen Cumhuriyet Savcısının duruşmaya katılımı sağlanmadan yargılamaya devam edildiği” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, Cumhuriyet Savcısına duruşma gününü bildirir tebligat çıkarılmış ise de mahalli Cumhuriyet Savcısına duruşma gününün tebliği için yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanununun 43. maddesinde gösterilen usule uyulmadan yapılmış, Cumhuriyet Savcısının katılımı olmadan dava görülmüştür. Yargıtay bozmasına uyma kararı veren mahkemenin, bozmaya uygun işlem ve karar tesis etmesi gerekir. Bu nedenle, Cumhuriyet Savcısının duruşmalara katılımı sağlanmadan yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması da doğru değildir....
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden; davacının 30/09/2011 tarihli kat malikleri kurul toplantısı ve alınan kararların iptalini istediği anlaşılmakla , davacının eldeki davayı 04/06/2012 tarihinde açtığı gözetilerek yasada öngörülen 1 ve 6 aylık hak düşürücü süreler geçmiş bulunduğundan Mahkemece ancak yokluk ya da mutlak butlanla batıl kararların incelemesi yapılabilecektir. Bu nedenle alınan kararların her birinin ayrı ayrı mutlak butlan yahut yoklukla malul olup olmadıklarının değerlendirilmesi, böyle bir kararın bulunmaması halinde ise davanın süresinde açılıp açılmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Dosya incelendiğinde; tarafların 19.09.2014 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının bulunmadığı, asıl davanın kadın tarafından açılmış boşanma ve ziynet alacağı, karşı davanın nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali ile ziynet alacağı istemine ilişkin olduğu, Mahkeme tarafından 19/09/2019 tarihinde; davalı-k.davacı kocanın nisbi butlan nedeniyle evliliğin iptaline ilişkin istemi haricinde kalan asıl davadaki boşanma-ziynet alacağı ve karşı davadaki ziynet alacağı talepleri yönünden tefrik kararı verilerek yeni bir esasa kaydı yapıldığı, kocanın nisbi butlan nedeniyle evliliğin iptali talebi yönünden eldeki dosya üzerinden yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece; evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline ilişkin açılan davanın feragat nedeniyle reddine, boşanma davasının kabulü ile; tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 165/1.maddesi gereğince "Akıl Hastalığı" sebebiyle boşanmalarına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkemece verilen hükme karşı davalı vasisi tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; yargılama gideri ile vekalet ücretini karşılama imkanları olmadığından, davacı üzerinde bırakılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; boşanma davası niteliğindedir. HMK'nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Davalı vasisi, davacı lehine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....
GEREKÇE: Dava; davalı şirketin 25/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen 2020 mali yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5 ve 6 nolu gündem maddelerinin mutlak butlan ile batıl olduklarının tespitine , aksi halde terditli olarak iptaline ilişkindir. Davacı vekili 05/04/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmişlerdir. HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Hükümleri uyarınca davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir....
olduğu sebebiyle ve bir kısmınında ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olması sebebiyle iptallerine karar verilmesi dava edilmiştir....
Madde; "6306 sayılı yasa kapsamında arsa payı karşılığı inşaat yapımı ve gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi" 116 kabul ve 17 red oyuna karşılık oy çokluğuyla kabul edildiğini, müvekkilinin kazanılmış olan hakkının ihlal edilmesi, mutlak butlan sebebi olduğunu, genel kurulda toplantı ve kararın nisaplarına uyulmayarak kanunun emredici hükümlerine yine aykırı davranıldığını, satış vaadi sözleşmesi kooperatif açısından esaslı değişiklik olduğunu, bu nedenle ana sözleşme değişikliği niteliğinde olduğu için kullanılan oyların 2/3'ünün çoğunluğunun gerekli olduğunu, ortakların şahsi kazanılmış haklarını ortadan kaldırıcı veya kısıtlayıcı kararların da kamu düzenine aykırı kararlar olduğunu, butlan ile iptal denetimine tabi olduğunu, genel kurul kararının davacı müvekkilinin kişisel hakkının ihlal edilmesine sebebiyet vermesi nedeniyle iptalinin gerektiğini, müvekkilinin kooperatif ortaklık payı olarak kullanmış olduğu dükkana ilişkin yasal ticari kayıtlarını sunduklarını, davalı kooperatifin...
nedeni ile alınan kararların mutlak butlan ile sakat olduğunu ve yapılan işlemlerin iptali gerektiğini beyan ederek, 29.12.2008 tarihinde yapılan kat malikleri kurulu toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İstinaf başvurusu dilekçesinde özetle; davacıların murisi ile davalının evlenmesinin mümkün olmadığını, davacıların murisinin demans hastalığının olduğunu, karara dayanak yapılan kanun maddesinin de Anayasaya uygun olmadığını, bu nedenle mahkemece verilen aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden ret kararının yanlış olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. 2.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.09.2018 tarih ve 2018/781 Esas, 2018/821 Karar sayılı sayılı kararı ile davanın 4721 sayılı Kanun’un 145 inci maddesine dayalı mutlak butlan davası olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 147 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtildiği üzere “...sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir...” hükmü gereğince davacılar mirasçılarının davada husumetlerinin bulunduğu; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100...