İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, keza davacının sebepsiz zenginleşme davası açmasında hukuki yararının da bulunmadığını, davacının öncelikle istihkak davası açması gerektiğini, zira istihkak davası açılmadan sebepsiz zenginleşme davası açmanın mümkün olmadığını, somut olayda temerrüde düşen tarafın davacı olduğunu, buna göre koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....
Ancak, Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Bu davada, sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun para ile ifa edileceği durumlarda faizin hangi tarihte işlemeye başlayacağı sorunu ile karşılaşılmaktadır. Sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir (HGK. 6.2.2008 tarih 2008/3-40-102)....
ın 16.06.2008 tarihinde öldüğünü, murisin sağlığında taşınmazlarını satması için 8.12.2004 tarihinde davalıya vekaletname verdiğini, davalının 10, 17 ve 12 nolu taşınmazları vekaletnameye dayalı olarak 6.04.2005, 9.08.2006 ve 10.09.2007 tarihlerinde sattığını, murisin 26.10.2007 tarihinde mahkeme kararı ile vesayet altına alındığını, 6.04.2005 tarihinde satılan 17 nolu dairenin satışından elde edilen parayı davalının murise iade etmediğini, davalının vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek fazla hakları saklı kalmak kaydıyla dairenin satış bedeli olan 75.000 TL den miras payına düşen 18.750 TL nin satış tarihinden faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Zira sebepsiz zenginleşme davasının açılamayacağı haller sınırlı sayıda olup, bunlar; zamanaşımına uğramış bir borcun ifası, ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi, diğer eksik borçların ifası (evlenme simsarlığından, kumar ve bahisten doğan borçlar gibi) ve hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeylerdir. Ancak, batıl bir sözleşmeden (TBK Mad. 27) doğan edimler ifa edildiği takdirde, bunlar ilke olarak sebepsiz zenginleşme ya da istihkak davası ile geri istenir. Ne var ki, Kanun, bu madde ile hukuka ve ahlaka aykırılık nedeniyle batıl olan bir sözleşmeden doğan edimlerin ifası halinde, bu kurala istisna getirmekte ve bunların geri istenemeyeceğini hükme bağlamaktadır....
Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır (TBK mad. 77/1) . Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Açıklanan nedenlerle, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tespit edilmelidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2019 NUMARASI : 2019/643 ESAS 2019/683KARAR DAVA KONUSU : TEREKEYE İADE,TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA TENKİS KARAR : Karşıyaka 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, dava ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, birleşen dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vasisi, davacı ...'in demans hastası olması sebebi ile......
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının muris vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayalı olarak eldeki davayı açtığı ve tüm mirasçılar adına tapu iptali ve terekeye iade mümkün olmazsa tazminat talebinde bulunduğu, bu nedenle Mudurnu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/168 E. 2018/81 Karar sayılı kararı ile mirasbırakan Hüsamettin Ertuğrul’un terekesine Av.Derya Dinçel’in temsilci olarak atandığı,istinaf başvurusunun reddine dair kararın tereke temsilcisi Av.Derya Dinçel’e tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....
K A R A R Dava, davacının vasiyetname içeriğine göre sınırlı vasiyeti tenfiz memuru olarak murisin vasiyetnamedeki iradesinin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla davalı mirasçılara miras yoluyla intikal eden taşınmazın satış bedelini ve bankadan çekilen mevduatın vekaletsiz işgörme ve sebebsiz zenginleşme hükümlerine terekeye iadesi istemine ilişkin olup, daha önce tesis edilen yetkisizlik kararı Yargıtay 3. Hukuk Dairesin'ce incelenmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay ( 3. ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nin ortaklarından olduğunu, 13/03/2014 tarihinde bu ortaklıktan ayrılarak borçlu şirket ile ilgi ve ilişkisi kalmamış olmasına rağmen alacaklı tarafın istihkak iddiasını sanki yargılaması yapılmış ve kesinleşmiş bir istihkak davasının kararı gibi göstererek davacının iş yeri adresinde 20/10/2015 ve 10/12/2015 tarihlerinde fili haciz yaptığını ve eşya kaldırmak istediğini, davacı müvekkilinin haciz baskısı altında işlerinin aksamaması ve çevre esnafına karşı mahcup olmamak gibi zorda kalma nedenleriyle 27.265,00 TL ve 11.185,90 TL olmak üzere toplam 38.450,90 TL takip bedelini borcu kabul etmemek kaydıyla ve dava açmak üzere ihtirazı kayıtla icra dosyasına yatırmak zorunda kaldığını, davaya konu haciz adresinin ticaret sicil kayıtlarında davacı müvekkili adına kayıtlı olduğunu, söz konusu adreste borçlu NSS İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd....