Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in 5.1.2012 tarihli nüfus kayıt örneğinde yerleşim yeri adresinin 19.2.2009 tarihi itibarıyla Atlanta ABD ve ... olduğu, ölümünün ise İstanbul Gaziosmanpaşa ilçesi tarafından tescil edildiği, 23.7.2012 tarihli Nüfus kayıt örneğinde ise murisin mernis adresi ile Dış İşleri Bakanlığına bildirdiği adresin Atlanta ABD ve 203/12 ...,... İstanbul 80210 olduğu anlaşılmaktadır. ../... - 2 - 2012/11053 2012/11561 Murisin, ölüm tescilinin yapıldığı yer ve resmi kurum olan Dışişleri Bakanlığına bildirdiği adres olan Şişli adresinin son yerleşim yeri adresi olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı İstanbul 21. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince İstanbul 21. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; Tıbbi Konsey ve Yüksek Sağlık Kurulu kararlarına göre davacının murisinin ölümünün meslek hastalığından kaynaklanmadığına karar verilmiş ise de 1964-1991 yılları arasında madende çalışan murisin meslek hastalığı nedeniyle 1992 yılında % 11 ve 2005 yılında % 31 oranında maluliyetinin tespit edilmesi karşısında davacının murisinin ölümünün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığının hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde belirlenmesi gerekir. Yapılacak iş; Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan raporlanılarak Kurul tarafından ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığının bildirilmesi halinde şimdiki gibi karar vermek Kurul tarafından ölümün meslek hastalığından kaynaklandığının bildirilmesi haline Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilerek çıkacak sonuca göre karar vermektir....

      Davacılar vekili, davalı ... ve davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur. V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Davacı ... , kendi adına asaleten ve kardeşi ... adına vesayeten, murisleri ...'ın 17.10.2012 tarihli ölümünün iş kazası sonucu olduğunun tespiti istemi ile ..., ..., ..., ... Madencilik Ltd.Şti ile ... aleyhine iş bu davayı açmıştır. ... İş Mahkemesinin 2019/358 Esas,2020/188 Karar sayılı dosyasında;vefat eden ...’ın eşi ..., davalılar ... ve SGK aleyhine açtığı davada, ....'ın 17.10.2012 tarihinde ...'a ait iş yerinde çalışırken vefat etmesi ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun tespitine, davacının iş kazası sonucu ölüm geliri bağlanması talebinin reddine dair kurum işleminin iptali ile ölüm geliri bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        'den kredi kullanırken 35.000,00TL olarak kullanılan kredinin 31.095,00TL'sini murise kullandırdığını, geriye kalan miktarı bankadan toplam kredi miktarından kesmiş olduğu murisin 06/01/2019 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölümünün davalı sigorta şirketine bildirdiklerini, şirketin merhumun kanser hastası olduğunu beyan ederek ödemeden kaçındığını oysa müvekkilleri murisin 2005 yılında erken dönemde yakalanan kanser hastası olduğunu ve iyileştiğini, davalı ile uzlaşma zemini aramak için arabuluculuğa başvuru yapıldığını, görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanamadığını, şimdilik 5.000TL alacağın müvekkillerinin miras hisseleri oranında, murisin vefat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacılar vekili, asıl ve birleşen davalarda; davacıların murisi olan ...’in davalı ile dava dışı ... Tekstil A.Ş arasında akdedilen 30.06.1994 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduktan sonra öldüğünü, 22.05.2000 tarihinde hesabın kat edildiğini ve icra takibine girişildiğini, murisin ölümünden sonra kullandırılan kredilerden mirasçıların sorumlu olmadığını, mirasçıların ölüm günündeki tarafların alacak ve borçlarından sorumlu olduklarını belirterek, müvekkillerinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 30.06.1994 tarihli 4.000.000....

          Mirasçılık belgesi aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Koşulları varsa aynı muris hakkında birden fazla mirasçılık belgesi istenebilir. Muris yahut mirasçıların ölüm tarihi belli değilse, ölümün ve ölüm tarihinin ispat edilmesi zorunludur. Ölümün ve tarihinin nüfus kayıtlarından anlaşılamaması halinde her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Mirasçılık belgesi isteyenin yahut mirasçılardan bazılarının mirası reddetmiş olmaları mirasçılık belgesi verilmesine engel değildir. Bu belge; muris ile mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir....

            Aksi hâlde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde ölüm tarihi itibarıyla belirlenmesi gerekmektedir. 3. Değerlendirme Somut olayda, davacı taraf muris ...’in ölüm tarihi itibarıyla davalı ... dairesine borcu olduğunu, terekede aktif bulunmadığını belirterek borca batıklığın tespiti isteminde bulunmuştur. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ne var ki Mahkemece terekenin aktif ve pasifi araştırılırken ölüm tarihinin baz alınmadığı görülmektedir....

              nun ölüm tarihinin düzeltilmesi talebi yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Ölüm tarihinin düzeltilmesi istenen ...'nun ölüm tutanağının davacıların murisi ...'nun "01.01.1968" şeklindeki beyanı üzerine 29.06.1978 tarihinde düzenlendiği, dinlenen tanıkların muris Arslan'ın ölüm tarihine ilişkin gün, ay, yıl belirtmek suretiyle somut beyanda bulunamadıkları anlaşıldığına göre, Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü, 3....'nun nüfus kaydının iptaline karar verilmesi talebine yönelik temyiz incelemesine gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, ...'nun 11.03.1929 doğumlu olarak 09.02.1939 tarihinde nüfusa kaydedildiği, bilahare 01.02.2012 tarihinde öldüğünün davalı ...'nun eşi ... tarafından bildirilmesi üzerine ölümünün nüfus kaydına işlendiği anlaşılmıştır. Buna göre, hiç doğmadığı ve yaşamadığı iddia edilen ...'...

                Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda; mahkemece terekenin aktif ve pasifi belirlenirken ölüm tarihinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, 25.07.2015 tarihi itibariyle murisin üzerine kayıtlı taşınmaz, araç ve banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu müdürlüğü, emniyet ve banka müdürlüklerine yazı yazılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ...'nin kayden paydaşı olduğu 232 ada 3 numaralı parseldeki 2/7 payın vekil tayin ettiği dava dışı ... tarafından 30.09.1994 tarihinde davalıların miras bırakanı ...na satıldığını, ...nın ... Asliye Hukuk Mahkemesine 16/09/1994 tarihinde açılan ve 20/02/1995 tarihinde sonuçlanan 1994/103 esas 1995/10 karar sayılı ilamı ile ölümü tespit edilerek nüfus kaydında ölüm tarihinin 22/12/1992 olarak görüldüğünü, ölüm ile vekalet ilişkisinin son bulduğunu,taşınmaz malikinin ölümünün tespiti hakkında dava açıldığı hususunun resmi senede yazıldığından alıcının iyi niyetinden bahsedilemeyeceğini, vekil ... tarafından satılan paya ilişkin miras bırakanın mirasçıları olan davacılara her hangi bir ödemede bulunulmadığını ileri sürerek 2/7 payın iptali ile adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir....

                    UYAP Entegrasyonu