ve mağduriyet oluşturduğunu, bu bağlamda nüfus kayıtlarında murisin ölüm tarihinin 22/07/1974 olarak yazılmış olmasının, somut vakıa ve gerçek ile uyumlu olmayıp, usul ve yasaya göre düzeltilmesi gerekli bir yanlışlık olduğunu, müvekkillerinin murisi olan Ayşe Sıdıka'nın isminin, çocuklarının nüfus kayıtlarında anne adı Ayşe Sıddıka ve ölüm tarihinin 22/07/1974 şeklinde yazılmış olması nedenleriyle, geçmiş yıllarda T4 yanarak tahrif olmasından dolayı nüfus kayıtlannda yer alan söz konusu yanlışlıklann düzeltilmesini sağlayabilmek üzere mahkemenize başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle; müvekkillerinin murisi olan Nuri Kızı Ayşe Sıdıka'nın isminin, çocuklarının nüfus kayıtlannda anne adı olarak Ayşe Sıddıka şeklinde yazılması nedeniyle bu kayıtlann Ayşe Sıdıka olarak düzeltilmesine, yine murisin ölüm tarihinin ise 22/01/1970 olmasına rağmen nüfus kayıtlannda 22/07/1974 tarihi olarak yazılması nedeniyle bu kaydın da düzeltilerek müvekkillerinin murisi Ayşe Sıdıka'nın ölüm...
İddia, savunma, celp edilen ve dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler, bankalardan gelen yazı cevapları, veraset ilamı ve tüm dosya kapsamından; ölüm tarihi itibariyle murisin terekesinin aktifinin borçlarını karşılamaktan çok uzak olduğu, terekesinin borca batık olduğu ve yine davacı mirasçının veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermedikleri ve mirası kabul ettiklerine dair herhangi bir beyan ve eylemlerinin olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek muris T4 terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile davacı yönünden mirasın hükmen reddine karar verilmiştir....
İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 13/04/2022 tarih ve E;2022/1006, K;2022/1924 sayılı kararı ile Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptali ile davacının yoksun kaldığı parasal hakların başvurusu tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine kısmının onanması, başvuru tarihinden geriye doğru beş yıllık süre içinde kalan (murisin ölüm tarihinden itibaren) aylık tutarlarının ödenmesi talebine ilişkin hüküm kurulmaması yönünden bozulması üzerine bozma kararına uyularak; Olayda, davacı ve diğer mirascılar tarafından, murislerinin ölüm olayının 2330 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilerek nakdi tazminat ödenmesi istemiyle İçişleri Bakanlığı Nakdi Tazminat Komisyonuna başvuruda bulundukları, anılan başvurunun ölüm olayının güvenlik ve asayişin korunması ile ilgili olmadığı gerekçesiyle reddi işleminin iptali istemiyle ...İdare Mahkemesinde dava açıldığı, açılan davada Mahkemece, davacılar murisinin iç güvenlik ve asayişin korunmasında güvenlik kuvvetlerine...
Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 13/02/2019 tarih ve 41340010- 449 sayılı yazıları ekindeki 1265 rapor nolu sağlık kurulu raporunda ; davacı murisi T6 söz konusu mali kayıp sonrası strese bağlı olarak duygu, düşünce ve davranışlarında değişiklikler başladığının, konu ile ilgili yoğun olumsuz zihinsel meşguliyetinin olduğunun, ses kayıtlarında düşünce içeriğinde kötülük görme ve haksızlığa uğradığı düşüncelerinin ve intihar fikir ve planlarının olduğunun, depresif ruh haline bağlı muhakemesinde yetersizlikler olduğu gözönüne alındığında; kişide ölüm tarihi itibariyle "Depresif Bozukluk" tanısı düşünüldüğünün ve sigortalının intihar sonucu ölümünün tıbben "akli melekelerinde bir rahatsızlık" niteliğinde değerlendirilmesinin uygun olduğunun belirtildiği görülmüş, Rapora karşı yapılan itirazlar doğrultusunda Mahkememizce dosya Bakırköy 7....
Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, ... müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda; mahkemece terekenin aktifi ve pasifinin araştırılırken ölüm tarihinin baz alınmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı gayrımenkul, araç, banka kaydının olup olmadığının tespiti için ilgili ..., emniyet ve banka müdürlüklerine yazı yazılmalı ve sonuca göre bir karar verilmelidir....
Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, ... müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, mahkemece yeterince araştırma yapılmadığı, terekenin aktif ve pasifi belirlenirken ölüm tarihinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, 27.03.2013 tarihi itibariyle murisin üzerine kayıtlı araç ve banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili emniyet ve banka müdürlüklerine yazı yazılmalı, temyiz aşamasında alınan ... raporuna göre murise ait ... İli, ... İlçesi, ......
Yapılacak iş, murisin 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığa ilişkin olarak yaptığı prim ödemelerinin karşıladığı sigortalılık süresini belirlemek, bunun için geçici 63.madde uyarınca 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığını davalı Kurumdan sormak, geçici 63.maddenin uygulanma koşulları var ise murisin sigortalılığının ödediği primlerin karşıladığı süre sonunda durduğunu kabul etmek, bu sigortalılık sürelerine göre davacının ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığını, kazanmış ise aylık miktarını tespit etmek ve davacının annesinin ölümünün ölüm aylığını etkileyip etkilemediğini de değerlendirerek sonuca göre davacının tüm talepleri konusunda karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, resen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek varsa ölüm tarihinin tespiti istenen kişinin ölüm tarihinin gün ve ay olarak da tespiti gerektiği dikkate alınmalıdır. (Yargıtay 8. HD 2018/320E- 2019/6261K sayılı ilamı) Yukarıda yazılı nedenlerle; ölümün tespiti istenilen T17 yaşı itibariyle tanıyabilecek kişilerin kolluk marifetiyle tanık olarak araştırılmak ve tespiti halinde dinlenilmek suretiyle sonuca gidilmesi aksi halde ölümün tespiti istenilen kişinin 100 yaşını geçtiği gözetilerek gaiplik davası açma imkanı da bulunduğu değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; murisin dava konusu taşınmazı kadastro tespiti sırasında sağlararası işlemle davalıya kayıtsız şartsız hibe ettiği bu taşınmaz bakımından 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İBK'nın uygulanamayacağı ve muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gözetilerek davacıların muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, 09/09/2015 tarihinde ölen muris Nurettin Demir'in terekesinin borca batık olduğunun ve mirasın hükmen reddedildiğinin tespitine karar verilmiş ise de, murisin ölüm tarihi itibariyla gerekli ve yeterli araştırmaların yapılmadığı anlaşılmaktadır....