Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, kadastro tespitinin 1953 yılında yapıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesine göre 10 yıllık süre içinde tespite itiraz edilmemesi nedeniyle tutanakların kesinleştiği, esasen ortada devletin sorumluluğunu gerektirecek tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan bir yolsuz tescil durumunun da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat ile tapu iptali ve tescil davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1953 yılında yapıldığı ve davacıların kadastro tespitine itiraz etmemeleri nedeniyle 1963 yılında kesinleşerek davalı gerçek kişiler adına tapu kaydı oluştuğu, bu tarihten itibaren davacıların mülkiyet hakkına dayanarak tazminat isteme haklarının kalmadığı, kaldı ki; TMK'nın 1007....

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil; olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişikindir. Murisin kızları ... eldeki davayı açarak, muris ...'nun torunu olan davalılardan ...'nun dedesinden aldığı vekaletnameyi kullanarak 725 (yeni 39) parsel sayılı taşınmazını annesi olan davalı ...'ye satış yoluyla devrettiğini, ...'nin de taşınmazı daha sonra diğer davalı ...'e sattığını; satışların muris muvazaası nedeniyle geçerli sayılamayacağını, davalı ...'in de iyiniyetli bulunmadığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile; olmazsa tazminata karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar ayrı ayrı, satış işlemlerinin geçerli olduğunu ve iyiniyetle hareket edildiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazın davalı ...'ye satışının muvazaalı olduğu ancak davalı ...'...

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/686 Esas sayılı dava dosya birleştirilerek, sonucuna göre birlikte karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir. 2-)Dava konusu trafik kazasında, davacılar desteği sürücü ile davalı sürücünün kusur oranlarının tespiti bakımından alınan raporda muris sürücünün %75 davalı sürücünün %25 olarak belirlenen kusur oranlarının mahkemece benimsendiği, bu kusur oranlarına göre davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlendiği görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak ceza yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda, muris sürücünün asli kusurlu, davalı sürücünün tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza yargılaması sırasında alınan rapor ve eldeki dosyadan alınan kusur raporları birbirleri ile uyumlu olup muris sürücünün annesi ve kardeşleri tarafından açılan ... 1....

        Bu nedenle davacının maddi tazminat talebinin, manevi tazminat koşulları oluşmadığından da manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda davacının murisi Malik Akkuş'un davalı bankadan kredi kullandığı, kredinin teminatı olarak da ....'ye hayat sigortası yaptırıldığı, murisin vefat etmesi üzerine kredinin geri ödemelerinin banka tarafından sigortadan tazmin edilmesi gerekirken mirasçılar aleyhine icra takibi yapıldığı konut kredisine konu taşınmazın icra takibi sonucu satıldığı anlaşılmaktadır. Borcun hayat sigortası poliçesi kapsamında ödenip ödenmeyeceği noktasında uyuşmazlık vardır....

          Her iki kusurdan dolayı mahkemece davacıların tazminat miktarında %25 oranında indirim yapılmıştır. Dosya içerisinde ölüm nedeninin kask takılmamasından kaynaklanan kafa travmasına dayalı olup olmadığı da anlaşılmamakla beraber bu indirim yapılmış olup, davacı tarafın yapılmış olan bu indirime karşıda herhangi bir temyiz nedeni yoktur....

            K A R A R Davacı vekili, tarafların kök muris ... ve ... mirasçıları olduğunu, tarafların aralarında mirasen kalan taşınmazları taksim ederek elbirliği halindeki taşınmazları paylaştıklarını, tescil için de gün belirlenerek tapuda olmalarının kararlaştırıldığını aksi halde gelmeyerek tescilin yapılamamasına sebebiyet verenlerden 10000 TL cezai şart kapsamında tazminat ödeneceğinin taahhüt edildiğini, 19.02.2007 tarihinde tapuda devir için davalılara davetiye gönderildiğini, ancak hiç birinin gelmediğini, muris babanın ölümü ile 41 parça, annenin ölümü ile ise 8 parça taşınmazın intikal ettiğini, taksime göre; anne ...’dan 809 parsel, baba ...’dan 77 ada 1 parsel, 4800, 6020, 4417 parsellerin tamamı, 613, 4410, 4483, 4648, 5933, 6776 parsellerin muris payının tamamı ile 7577, 7578, 7579, 7580, 7583 muris payının ise yarısının davacıya ait olacağının kararlaştırıldığını, bu nedenlerle paylaşım sözleşmesine göre yukarıda belirtilen taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına tescilini...

              Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder’ şeklindedir. Bu düzenlemeler kapsamında; sigorta sözleşmelerinde beyan yükümlülüğü sigortalı/sigorta ettirene getirilen bir mükellefiyettir Hayat sigortaları vefat riskinin üstlenildiği sözleşmeler olup, riske yönelik değerlendirmeler akdin kurulup kurulmamasına da etki eden en önemli unsurdur. Bu bağlamda sorulara verilen cevapların doğruluğu akdin kuruluşuna esas teşkil etmektedir. Somut olayda; muris ile davalı arasında sigorta poliçesi düzenlenirken 03.02.2011 tarihli, muris tarafından imzalı sağlık beyanınında “Şimdi tamamen sıhhatli mi” sorusuna muris tarafından “evet” cevabı verilmiştir....

                ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 12.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ile muris ...mirasçıları ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilsen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, C) Davalı ... şirketi yönünden istenilen tüm manevi tazminat taleplerinin reddine, 3-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 3.278,88-TL harçtan peşin alınan 280,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.998,80-TL harcın davalılar ... ile muris ...mirasçıları ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilsen alınarak hazineye irad kaydına, 4-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 59,30-TL harcın davacılar ... ve ...'dan alınarak hazineye irad kaydına, 5-A)Manevi tazminat yönünden davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar ... ile muris ...mirasçıları ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilsen alınarak davacı ...'...

                  GEREKÇE: Dava; ticari satıma konu araçta yaşanan direksiyon kilitlenmesi arızası nedeniyle kaza tehlikesi geçirmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda; davalıdan satın alınan, aracın murisin kullanımında olduğu sırada direksiyon kilitlenmesi tabir edilen arıza sonucunda araçta bulunan muris ve kızının kaza tehlikesi atlattıkları, ancak herhangi bir yaralanmanın söz konusu olmadığı, delil tespiti raporunda belirtildiği üzere, aracın direksiyon motoru şase kablosu ile süspansiyon modülünden kaynaklanan arıza sonucunda direksiyonunun kilitlendiği, söz konusu ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğu ve arızanın olay sonrasında onarılarak giderildiği, davalı tarafın direksiyonun manevra kabiliyetini yitirecek derecede sertleştiğinin tespit edildiğini kabul ettiği anlaşılmaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Davacı, muris tarafından mirascılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlenmiş olan senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş ve BK'nun 18.maddesinde yer alan muris muvazaasına dayanmaktadır. Kambiyo senedi metninden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece de muris muvazaasına göre, inceleme ve nitelendirilmesi yapılarak hüküm kurulmuştur. Davanın niteliğine göre, dosyanın temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan Yüksek Dairece de görevsizlik kararı verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz incelemesi yapmakla görevli Yüksek Dairenin belirlenmesi için dosyanan Yüksek Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yüksek 1.Başkanlığa gönderilmesine, 26.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu