Davacı, annesi ...’ın 246 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan payını muvazaalı olarak davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, devir sırasında akıl sağlığının tasarrufu yapmaya elverişli olmadığını ileri sürmüş aşamalardaki beyanında davasını ıslah ederek annesinin ölümünden dolayı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak ... kaydının iptali ile miras payı oranında tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, annesine uzun zaman baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
muvazaası nedeniyle miras payları oranında davacılar adına tescilini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların raporla doğrulanmayan ehliyetsizlik nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarının reddine, davacıların Mehmet Zeki Aksoy'a yönelttikleri muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının açıklanan gerekçelerle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacıların T4'e yönelttikleri muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarının ise kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı T4 tarafından istinafa taşındığı görülmüştür....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin red kararının gerekçesinin anlaşılmadığını, davacının miraçsı olduğunu, muris muvazaası nedeniyle ,miras payı talep edildiğini, davacının dava açmasının önünde yasal bir engel olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “....davacılar muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak davalarını ıslah etmişlerse de ıslah harcının yatırılmadığı dolayısıyla HUMK.'nun 83 ve müteakip maddelerinde öngörüldüğü şekilde usulüne uygun bir ıslahın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacıların taraf muvazaasına dayandıkları, murislerine teb’an istekte bulundukları ve usulüne uygun ıslah yapılmadığı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açık olduğuna göre muris muvazaasının dinlenemeyeceği, taraf muvazaası iddiasınında 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille kanıtlanması gerektiği, yasada öngörüldüğü şekilde ıslahın gerçekleşmediği, davacıların iddialarını kanıtlayacak yazılı delil de ibraz edemedikleri gözetilerek davanın reddine karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasında görülen muris muvazaası nedeniyle tapu iptal tescil istemli davanın sonucunda mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil olmazsa tenkis talebine ilişkindir. Davacı, muris ...’nün davacı ve davalıların babası olduğunu, murisin dava konusu dokuz parça taşınmaza malik iken, mal kaçırma amaçlı olarak davalıya satış göstermek suretiyle devrettiğini iddia ederek, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapularının iptali ile davacıların veraset ilamındaki payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini istemişlerdir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dava, taraf muvazaası iddiası ile açılmış olup, dairemiz sadece muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından görevlidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine dayalı muvazaa iddiasına bakımından mülkiyet hakkının öncesinde davacıya ait olup olmadığı yönünden bir ayrıma da gidilmiş değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarihli ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ün 3245 parsel sayılı taşınmazını 17.08.1984 tarihinde davalı damadına satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazını bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -K A R A R- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Ne var ki, bu kuralın mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümleri geçerli olduğundan, bir mirasçının diğer bir mirasçı aleyhine açtığı davalarda uygulama yeri bulunmadığı kuşkusuzdur. Öte yandan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda pay oranında istekte bulunabileceği 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birlmeştirme Kararında açıkça belirtilmiştir. Hal böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, mirasen intikal eden mülkiyet hakkına ve muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin olup Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmiş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi uyarınca açılan tapuda kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Eldeki davada, davacı “... kızı ...” kaydının “... ... kızı ...”, “... kızı ...” kaydının “... kızı ... ...”, “... kızı ... ” kaydının “... ... kızı...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Davaya konu 90 no’lu parsel Serik Tapulama Mahkemesinin 1976/72-1979/52 EK sayılı kararı ile tescil edilmiştir....