da gidermekle yükümlüdür. (2)Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder." 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi uyarınca "Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir....
Munzam zarar bu hukuki niteliği ve karakteri itibariyla, asıl alacak ve faizleri yönünden icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sonuç ermeyeceği gibi, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve temerrüt faizi yanında talep edilmemiş olması halinde dahi (BK'nın 105/2) takip veya davanın konusuna dahil bir borç olarak da kabul edilemez. Hâl böyle olunca, asıl alacağın faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibinde veya davada munzam zarar hakkının saklı tutulduğunu gösteren bir ihtirazî kayıt dermeyanına da gerek bulunmamaktadır. Ayrı bir dava ile on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde her zaman istenmesi mümkündür. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. BK'nın 105. maddesi kusur karinesini benimsemiştir. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz....
K sayılı kararında ayrıntılı anlatıldığı üzere ülkedeki enflasyon ve alım gücünün düşmesi durumu göz önüne alınarak müvekkilinin yararına munzam zarar olduğuna, bu zararın hesaplanması amacıyla dosyaya bilirkişi atanmasına, davanın kabulüne karar verilmesi talep edildiğini, müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00-TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Yine somut olaydaki munzam zarar talebiyle ilgili olarak uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 122 maddesi hükmünce, alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur ileri sürülemiyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı dahi karşılamak zorundadır. Temerrüt faizi, temerrüde düşen borçlunun para borcunu ödemede gecikmesi halinde alacaklıya ödemek zorunda olduğu asgari miktardır. Alacaklı geç ödeme sebebiyle zararının temerrüt faizinden fazla olduğunu ileri sürüp kanıtlayabiliyor ise aşkın zarar diye de ifade edilen faizi aşan zararını borçludan isteyebilir. Temerrüt faizini talep edebilmek için gecikme nedeniyle uğranılan zararın ispatı gerekmediği halde faizi aşan zarar – munzam zararın istenebilmesi için, alacaklı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararının varlığını kanıtlamak zorundadır....
Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir. Ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlar uyarınca, sadece ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeni ile paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmanın munzam zararın ispatı için yeterli değildir. Kaldı ki ekonomik olumsuzluklar karine olarak kabul edilip davacıyı somut zarar ispat yükümlülüğünden de kurtarmamaktadır. -------- karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacılarca 8 yıla varan yargılama süresince faizi aşan miktarda zarar gördükleri ileri sürülse de davacıların böyle bir zarar gördüğüne ilişkin dosyaya bilgi ve belge sunmadığı, dairenin zamanında teslim edilmiş olması olasılığında işlemiş faizden daha fazla kira geliri elde edebileceği veya dairenin satılıp parasıyla altına yatırım yapılması halinde daha fazla gelir elde edeceği olasılıklarının bir varsayım olup, olası kâr ve zarar hesabının temerrüt faizini aşan aşkın zararın kanıtı olamayacağı, davanın uzun sürmesinin davalının eylemleri dışında olup, aşkın zarar ve manevi tazminat koşullarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
TBK'nın 122., mülga 818 Sayılı BK'nun 105. maddesinde düzenlenen munzam zarar ise; para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde ortaya çıkar ve borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsar. Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. TBK’nın 122. maddesi, kaynağı ne olursa olsun temerrüt faizi yürütülebilir nitelikte olmak koşuluyla bütün para borçlarında uygulanma olanağına sahiptir. Munzam zarar borcunun hukukî sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır....
ödemenin yapıldığı tarihteki teknenin rayiç bedeli esas alınmak suretiyle yapılmış olan munzam zarar belirlemesi de nazara alınmak suretiyle davacının oluşan zarar miktarının takdiren 19.579,54 TL olduğu düşüncesi ile davanın kabulü ile, 19.579,54 TL munzam zararın 25/08/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir....
ödemenin yapıldığı tarihteki teknenin rayiç bedeli esas alınmak suretiyle yapılmış olan munzam zarar belirlemesi de nazara alınmak suretiyle davacının oluşan zarar miktarının takdiren 19.579,54 TL olduğu düşüncesi ile davanın kabulü ile, 19.579,54 TL munzam zararın 25/08/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir....
haklarını(tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiği, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürümceme de bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiği, tahsil etmeleri gereken tazminat alacağı yasal süresinde tahsil edilemediği, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebine ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğu tüm bu nedenlerle Müvekkilin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....