WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyasına konu alacağın davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 22/11/2021 tarihinde tahsil edebildiğini, iş bu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ile karşılanmayan zararlarının tahsilini amaçladığını, davaya konu uyuşmazlığın alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/3765 Esas sayılı ilamında da belirlendiği gibi, munzam zararın kök ilişkiden( asıl borç) tamamen bağımsız, yeni bir borç olması nedeniyle, yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, emsal kararlara göre yapılması gereken hesaba göre müvekkilinin munzam zararının en az 120.000,00.-TL olduğunu bu alacağa temerrüt tarihinden (27/02/2022) itibaren faiz de yürütülmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00....

    Esas sayılı dosyasına konu alacak, davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 20/12/2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ile karşılanmayan zararlarının tahsilinin amaçladığını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla Yargıtay 15....

      Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....

        Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. 6098 Sayılı TBK'nun 122. Maddesi ile de 818 sayılı TBK 105. Maddesinde olduğu gibi kusur karinesini benimsemiştir. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun varlığı asıldır. ''Munzam zarar alacaklısı, 818 sayılı BK’nın 105. maddesine dayalı tazminat isteminde bulunabilmesi için, kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu ve illiyet bağını, eş söyleyişle bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır....

          Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, munzam zarar talebine ilişkindir....

              - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında bedeli peşin ödenmek üzere demir satım sözleşmesi imzalandığını, ancak ödemelerin zamanında yapılmaması ve demir fiyatlarında meydana gelen artış nedeniyle müvekkilinin munzam zararının oluştuğunu, oluşan zararın ödenen temerrüt faizi ile karşılanmadığını ileri sürerek, munzam zarar alacağının avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının munzam zarar ile ilgili iddialarını somut delillerle ispatlaması gerektiğini, salt demir fiyatlarının artışının munzam zararı oluşturmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                Tarafların iddia ve itirazlar ve bozma ilamı doğrutusunda bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuş, bilirkişi heyeti raporunda davacının faaliyetinin akaryakıt alışverişi olduğu dikkate alındığında, davacının dava konusu alacağını zamanında almış olsaydı, bu bedelle tekrar akaryakıt alıp satacağı kabul edilerek uğramış olduğu munzam zararın; borç zamanında ödenmiş olsaydı alınabilecek akaryakıt miktarı ile borcun fiilen ödendiği tarihte alınabilecek akaryakıt miktarı arasındaki fark olarak kabul edilerek hesaplanması gerektiği, davacının talep ettiği munzam zararın hesaplanabilmesi için bu konuda yetkili kurum olarak EPDK'dan ... ili için nihai satış fiyatının sorulması gerektiği, munzam zarar hesabı yapılmadan 1.170.010 LT.kalorifer Yakıt bedelinin hesaplanabileceği ve davacının tahsil ettiği anapara ve vade alacağı tutarlarından mahsup edilmesi ile kalan bakiye tutarının munzam zarar olarak değerlendirilebileceği belirtmişlerdir....

                  Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

                    Kanun hükümlerinin açık lafzından da anlaşılacağı üzere, munzam zarar; borçlunun temerrütü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zarardır. Alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebilir. Ancak munzam zararın olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Zira munzam zarar, alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarardır (HGK'nın 31.10.2007 tarih ve 2007/11-668 E.-2007/798 K. ilamı). Soyut anlatımlar, muhtemel kar kayıpları, elde edilmesi tahmin edilen gelir kalemleri munzam zararın ispatı için yeterli değildir....

                      UYAP Entegrasyonu