Davacı ... çekişmeli taşınmazların 2/B maddesi uyarınca ... adına ... sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ...'ın davasının kısmen kabulüne, davacının tapu kaydı üzerine zilyetlik şerhi konulması konusunda idareye başvurulması gerekli olduğundan karar verilmesine yer olmadığına; çekişmeli 28125 ada 65 ve 73 parsel sayılı taşınmazların 1942 yılında yapılan ... tahdidinde tahdid sınırları içerisinde ... sayılan yerlerden iken 1976 yılında 6831 sayılı Kanun'un 1744 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi hükmünce ... adına ... sınırları dışına çıkarıldığının tespiti ile tapu sicilinin beyanlar hanesine 6831 sayılı ......
Davacı ... çekişmeli taşınmazın 2/B maddesi uyarınca ... adına ... sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve taşınmazın 31.12.2011 tarihinden önce fiili kullanımında bulunduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ... ve arkadaşlarının davasının kısmen kabulüne, davacıların tapu kaydı üzerine zilyetlik şerhi konulması konusunda idareye başvuru yapılarak şerhin verileceğinden karar verilmesine yer olmadığına; çekişmeli 28144 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1942 yılında yapılan ... tahdidinde tahdid sınırları içerisinde ... sayılan yerlerden iken 1976 yılında 6831 sayılı Kanun'un 1744 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi hükmünce ... adına ... sınırları dışına çıkarıldığının tespiti ile tapu sicilinin beyanlar hanesine 6831 sayılı ......
Köyü 103 ada 24, 107 ada 3 ve 110 ada 23 parsel numaralı, sırasıyla 8058,39 m2, 5653,53 m2 ve 1049,46 m2 yüzölçümlü taşınmazlar üzerinde kendisine ait fındık ağaçları bulunmasına ve taşınmazın kendi kullanımında olmasına rağmen, kullanım durumu ve muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmediği iddiasıyla tutanağın beyanlar hanesinde kullanım durumu ve muhdesat şerhinin gösterilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, Davanın kısmen kabulüne, ... İlçesi ... Köyü, 103 Ada 24 ve 107 Ada 3 Nolu Parselin Kadastro Tespit tutanağının iptali ile aynı ada ve parsel numaraları altında tarla vasfında beyanlar hanesine "Bu parsel üzerindeki fındık ağaçları ... ... evlatları ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...'ın müşterek olarak kullanımında olup halen kendilerine aittir" şeklinde şerh düşülmesine; dava konusu ... Köyü 110 ada 23 nolu parsel yönünden davanın reddine, Dava konusu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Böyle bir hakkın doğabilmesi için taşınmazda kullanıcı olunduğunun ya da üzerindeki muhdesatların aidiyetine yönelik bilgilerin kadastro tutanağının beyanlar hanesine şerh edilmiş olması gerekir. Kadastro tutanağının beyanlar hanesinde yer alan bu nitelikteki şerhlere yönelik olarak dava açılması mümkün olup, edinme nedeni sütununda yazılı bilgilere karşı dava açılmasında, bu bilgilerin açıklama niteliğinde olması nedeniyle hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde kullanıcı şerhi bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi kapsamı dışında tespiti yapılan taşınmazlarda beyanlar hanesine kullanıma ilişkin şerh verilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından, mahkemece taşınmazın beyanlar hanesine davacının kullanıcı olduğu şerhi verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili ile birleştirilen dava davacısı tarafından, davalılar aleyhine 11/03/2013 ve 25/03/2013 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil (ıslah ile muhdesatın aidiyetinin tespiti olmazsa bedel) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 04/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ile davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl ve birleştirilen dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir....
Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.) Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir....
Ancak dosyanın incelenmesinde çekişmeli taşınmazın kullanım kadastrosu sonucunda davalılar adına kullanıcı şerhi verilerek Hazine adına 29.06.2010 tarihinde tespit ve tescil edildiği; davacının taşınmazı, adına kullanıcı şerhi verilen ... ile ... (... mirasçısı)'dan 22.11.2011 tarihinde harici satış sözleşmesiyle devraldığını belirterek adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle 03.12.2013 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesiyle 15.01.2009 tarihinde eklenen Ek-4. maddesinde 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5.6.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı...
Mahkemece davanın KABULÜNE, çekişmeli parselin tespitinin iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın 1. derecede sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasına, taşınmaz üzerindeki tek katlı binanın ve meyve ağaçlarının davalıya ait olduğu anlaşılmakla beyanlar hanesine muhdesat olarak gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı gerçek kişi tarafından esasa ve Hazine tarafından da beyanlar hanesine yazılan muhdesat şerhine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. ...
Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddesi hükmüne göre, kütüğün beyanlar sütununa ancak mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar yazılabilir. Az yukarıda, buna imkan veren Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddeleriyle özel kanunlar belirtilmiştir. Gerek metni yukarıda yazılan Türk Medeni Kanunu'nun 1012. ve gerekse Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddelerinden görülmektedir ki, mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilebilme imkanı yoktur. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/11. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ..... Köyü çalışma alanında bulunan 1763 parsel sayılı 11.284,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1994 yılından beri ...'nın kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı .................., taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiası ve beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....