Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli 154 ada 22 parselin tespit gibi tesciline, tapunun beyanlar hanesine 116 ada 5 parsel maliki lehine teknik bilirkişinin "21.06.2007 tarihli rapor ve krokisinde gösterdiği zeminde mevcut su kaynaklarını kullanma hakkı bulunduğuna" ilişkin şerh yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Mehmet vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kan unlarca kendisine verilen işlere bakar....
Dava, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz üzerinde zilyet olduğunu belirten davacı tarafından, bu durumun beyanlar hanesine şerhi istemi ile açılmıştır. 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen Ek madde 4'de "6831 sayılı Orman Kanunu'nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2'nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2'nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11'inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir." hükmü yer almıştır....
Somut olayda ise taşınmazın sadece (A) bölümü yönünden beyanlar hanesine şerh verildiği (B) bölümü yönünden karar verilmediği gibi beyanlar hanesine şerh verilmesi ile yetinilmesi gerekirken (A) bölümün şahıs adına tespit ve tescili şeklinde mülkiyete ve karışıklığa yol açacak şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Diğer taraftan, açılan dava nedeniyle çekişmeli parselin kadastro tespiti kesinleşmemiş, tespit tutanağı mahkemeye gönderilmiştir. 3402 sayılı Yasa'nın 1. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesinin, Medeni Yasa'nın öngördüğü biçimde doğru sicil oluşturma görevi vardır. Başka bir deyişle, uyuşmazlığın esası hakkında karar verirken, çekişmeli parselin hangi nitelikte, miktarda ve kimin adına tapuya tescil edileceğine, beyanlar hanesinde hangi şerhlere yer verileceğine tereddüte yer bırakmayacak biçimde karar vermesi gerekmektedir....
ın tasarrufundadır." şerhi verilmek suretiyle, 124 ada 5 parsel sayılı taşınmaz beyanlar hanesine "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Bu parsel ... ...'ın tasarrufundadır." şerhi verilmek suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., taşınmazlar üzerinde adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların 120 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalarının reddine, davacıların 120 ada 7 ve 124 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalarının kabulüne, taşınmazların tarafların 1/3 oranında zilyetliklerinde bulunduğunun tespiti ile, tapu kaydının beyanlar hanesinde bu şekilde şerh düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 6 ada 51 parsel sayılı taşınmazın arsa niteliğinde tarafların kök murisleri ...ve ... adına paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olduğu, taşınmaza ait tapu kaydında ... ...’ın oğulları ... ve ... tarafından yapıldığı hususunda şerh olduğu, Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarında taşınmaz üzerinde üzerinde 47 yaşlarında bina olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir....
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın muhdesatın tespiti talebinin kabulüne, beyanlar hanesine tescil talebinin reddine karar verilmiş olup, hükmün bir kısım davalılar ... vd vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 4.198,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 12.590,54 TL'nin temyiz edenlerden alınmasına, 17.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Diğer yandan, aynı kanunun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre ise, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60. maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetine ve tapunun beyanlar sütununda gösterilmesine izin veren özel yasal düzenleme getirmiştir. Anılan kanun maddesinde, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceği belirtilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusunun eski 453 (yeni 552) parseldeki taşınmazın beyanlar hanesinde bulunan “iş bu parsel T3’ın kullanımındadır” şeklindeki şerhin düzeltilerek, müvekkili T1’ın da, fiili kullanımının ve muhdesatın tespiti ile beyanlar hanesine tescili talebi olduğunu, taşınmazın 2/B arazisi tapulu zilyetlik şerhi tesisli olduğunu, müvekkili ve davalı kardeşi tarafından 2001 yılında noterlik tarafından resmi sözleşme ile satın alındığını, bu tarihten itibaren taşınmazın 1/2'sinin müvekkilinin kesintisiz kullanımında olduğunu, ancak davalı kardeşin talebi üzerine beyanlar hanesine 552 parselin tamamının davalı T3 olduğu şerhi düşüldüğünü, müvekkilinin parselin yarısının kullanıcı olması ve tüm tanık beyanlarınca bu durumun ispat edilmesine rağmen mahkemece 20.05.2009 tarihli köy senedi belgesi yazılı delil başlangıcı sayılarak haklı davalarının reddedildiğini, işbu karar hukuka ve içtihatlara aykırı olup geçersiz köy senedinin yazılı delil başlangıcı sayılmasının...
MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında Döşemealtı İlçesi Yeşilbayır Köyü çalışma alanında bulunan 1382 ada 2 ve 3 parsel sayılı her biri 543.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ... tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı ve 2001 tarihinden itibaren ...'ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğunu belirterek dava açmıştır. Asli müdahil ..., taşınmazlar üzerinde muhdesatın bulunmadığı ve tarımsal faaliyet yapılmadığını belirterek dava konusu taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanıcı tespitinin iptalini talep etmiştir....
Davaya konu taşınmazın kadastro tespit tutanağı incelendiğinde edinme sebebi kısmında davaya konu taşınmazın, davacıların murisi Şevki ÇAĞLAYAN tarafından yapıldığı belirtilmiş , aynı ve şahsi haklara ilişkin şerh kısmı ise boş bırakılmış olup tutanak bu haliyle 07.04.1994 tarihinde kesinleşmiştir. Davaya konu muhdesatın kadastro tespit tutanağının edinilme sebebi bölümünde belirtildiği fakat şahsi ve ayni haklar bölümünde şerh olarak belirtilmediği bu nedenle tapunun beyanlar hanesine işlenmemiş olduğu görülmektedir....