Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 25.11.2008 gün ve 463-562 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Davacı..... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı Eğil Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.06.2007 gün ve 36-82 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sebepsiz iktisap hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Satış bedeline muhdesatın bedelinin de dahil edilerek, taşınmazın ihaleye çıkartılmış olduğunun anlaşılmasına ve davalılarca muhdesat bedeli de gözetilerek taşınmazın satın alınmış olduğuna göre; mahkemece; davacılara ait muhdesatın, satış bedeline katkı oranı ve miktarı usulünce belirlenip, davalıların (arsa maliki olarak) belirlenen miktar kadar sebepsiz zenginleştikleri ve iade ile yükümlü oldukları kabul edilerek; oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerektiği bu nedenle yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm tesisinin doğru olmadığı”ndan bahisle hüküm bozulmuştur. Yukarıda anılan bozma ilamına uyularak mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak nedeniyle takip öncesi dönem için faiz talep edilmesinin ancak borçlunun temerrüde düşürülmesi halinde söz konusu olacağı, davacı borçlunun icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğünü dair ihtar,ihbar vs sunulmadığından dava konusu alacak ile ilgili olarak takip öncesi işlemiş faiz talep edilemeyeceği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamından; 02.11.2021 tarihli harici satım sözleşmesine istinaden davalı şirket tarafından davacı şirkete, şirket yetkilileri aracılığıyla sözleşme kapsamına göre banka yolu ile kapora ödemesi yapıldığı, bu ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davacı şirket tarafından iade edilmesi gerektiği, bu kapsamda İstanbul .... . İcra Müdürlüğünün .......
Her ne kadar Mahkemece, anne, baba ve davalılarının katkılarının küçük olduğu ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine konu olabileceği belirtilmiş ise de, katkının küçük olup olmadığının belirlenmediği, varsa davacıların fazla katkısını eda niteliğindeki alacak davası ile talep edebilecekleri, fazla katkının muhdesatın davacılara ait olduğu sonucunu doğurmayacağının kabulü gereklidir. Hal böyle olunca, Mahkemece, yapılan açıklamalar gözönünde bulundurularak, davacılar tarafından meydana getirildiği iddia edilen yapıların tamamının davacıların kendi emek ve sermayeleri ile meydana getirildiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkememizce verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2013/14303 esas - 2013/18067 karar sayılı kararı ile;"...dava konusu uyuşmazlık,davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.818 sayılı BK.'nun 61-66.maddelerine (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme,bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir.Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli,zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf başvurusunda; bir kısım paydaşın davayı kabul beyanlarının yok hükmünde değerlendirilmemesi gerektiğini, taşınmazda payı olmayan üçüncü kişinin açtığı muhdesatın tespiti davasının kabulü halinde, bu tespit hükmünün muhdesat bedeline dair açacağı sebepsiz zenginleşme davasında delil teşkil edeceğini, muhdesatı yapan üçüncü kişinin hakkının mahkeme kararıyla korumuş olacağını ileri sürmüştür. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tapu kayıt maliki ve ortaklığın giderilmesi davasının tarafı olmayan davacının muhdesatın meydana getirildiğinin tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir husus bulunmadığı sonucuna varılmakla davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) gerekir. Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın kim tarafından meydana getirildiğinin tespitine ilişkin davalarda, mahkemece araştırılması gereken husus muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına yaptırıldığıdır....
-TL asıl alacak 1.398,37.-TL (01.04.2015-14.07.2016 tarihleri arasında %10,5 değişen oranlarda ticari reoskont-avans faizi ) olmak üzere 13.490,37.-TL alacak için girişilmiş icra takibi olduğu görülmüştür. Bilirkişi ... ... havale tarihli raporunda sonuç olarak; davacı alıcının talebinin satıcının kullanım bedeli ve tazminat hakları dikkate alınarak belirlenmesi gerekeceği, davacı taraf kullanım beledi ( satılan davalı yeddin de kaldığı süre için uygun kira tespit ile) tazminat ve karşı tarafça yapılan icra masraflarını vs. mahsup ederek alacak talebinde bulunmaya hakkı olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır. Eldeki dava mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesinin feshi nedeniyle sebepsiz zenginleşilen miktarın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen Antalya ......