"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Davanın, açıklanan bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/03/2023 NUMARASI : 2021/12 ESAS, 2023/128 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı) KARAR : Ordu 2....
Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK m.114/1- h, 115) Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini arttıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir....
İstinaf Sebepleri Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından açılan muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının devam ettiğini, davalının soybağının reddine karar verildiğini, muhdesatın gerçek sahibinin muris ... olduğunu, Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde mirasçı olmayan davalı ... ’ın edinmiş olduğu kazanımların iadesi için dava açıldığını ve bu davanın da belirtilen davaya delil olması için açıldığını ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dava konusu taşınmaza yönelik kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının 20.11.2018 tarihinde kesinleştiği, davacının sebepsiz zenginleşme esaslarına göre alacak davası açılabileceği ve bu davayı açmakta güncel hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A....
Mahkemece, taşınmazın kadastro tespiti ile orman sınırı içinde kaldığı, mülkiyetinin tespit öncesi ve sonrasında da hukuken davacı yanda bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Davalılar; davacı tarafın dava konusu taşınmazı oldu bittiye getirerek babasının izni olmadan yaptığını, dava konusu haksız inşaat davacı tarafça yapıldıktan sonra kötü niyetli olması sebebiyle taşınmaz üzerinde hiçbir şekilde hak sahibi olamayacağını davalı babanın beyanları ile öğrendiğini, davacı tarafın kötüniyetli ikame ettiği iş bu dava konusu tazminat sebepsiz zengileşme hükümlerine tabi olduğunu, davanın zamanaşımı ve husumet yokluğu sebebiyle davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, Davanın davalı T13'in davacı dışındaki mirasçıları yönünden kısmen kabulüne, davanın davalılar Emine Şahin Ve Havva Demir yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir....
Öyleyse, ortaklığın giderilmesi davasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise- satış henüz yapılmamış olsa bile- muhtesat tespiti davasının artık dinlenmesinde hukuki yarar kalmayacaktır. Zira, artık hak iddia edenin genel hükümlere dayalı (sebepsiz zeginleşme, TBK.md.77 vd.) bir eda davası açma imkanı devreye girecektir). Ayrıca, paydaş veya miras ortağı olmayanın (üçüncü kişilerin) ortaklığın giderilmesi davasında taraf sıfatı olmayacağından; muhtesat tespiti davası açma hakkının da bulunmadığının da kabulü gerekir....
Dava, davaya konu taşınmaza, davacılar tarafından yapıldığı belirtilen muhtesatların aidiyetinin tespiti ve muhtesat bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Paydaşlığın giderilmesine konu olan taşınmaza, paydaşlar tarafından faydalı ve zaruri masraf yapılmış ise; bu masraf, diğer paydaşlardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir....
Az yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....