Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın ispatlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Bilindiği üzere; bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. ./. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. So... olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre, ... parsel (ifrazla ... ada ... parsel) sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı binanın davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....
Bu açıklamalar karşısında birleşen davada muhdesatın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi halinde davacının arazi sahibinden tazminat isteme hakkı olduğu gözetildiğinde davacının muhdesatın aidiyetinin tespitini istemekte hukuki yararı olduğu açıktır. Diğer bozma nedenlerine katılmakla birlikte birleşen davada davacının muhdesatın aidiyetinin tespiti yönündeki isteğinin de incelenmesi düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğunun bu yöndeki görüşüne katılamıyoruz....
Hukuk Dairesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasından dolayı İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, 11444 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2,5 katlı binanın davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/583 Esas ... dosyada el atmanın önlenmesi istemli davanın derdest olduğunu belirterek muhdesatın aidiyetinin tespitini talep etmiş, temliken tescil talebinin bulunmadığını beyan etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının yasal koşullarının oluşmadığını, davanın temliken tescil davası olduğunu, 4721 ... ... Medeni Kanunu'nun 724 üncü maddesinin şartlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davanın açıldığı tarihte derdest bir ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ve kamulaştırma işlemi bulunmadığı gibi davacının dava konusu taşınmazda paydaş da olmadığı görüldüğünden davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermiştir. IV. İSTİNAF A....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ya ait olduğu kabul edilmediğinden tüm paydaşlar arasında oybirliği sağlanamadığından muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmak zorunda kalınmıştır. Mahkemenin nitelendirdiği gibi dava mülkiyetin tespiti istemi ile açılan bir dava olmayıp muhdesatın aidiyetinin tespiti istemi olduğundan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek, taraflarca gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek muhdesatın aidiyetinin tespiti istemi ile açılan bu davanın esasına yönelik bir hüküm verilmesi gerekirken hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/231 Esas sayılı dosyasında, dava konusu taşınmaz ile ilgili muhdesat aidiyetinin tespiti davasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında verilecek karar ile dava konusu taşınmazlardaki muhdesat oranları değişebileceğinden mahkemece sözü edilen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 01.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre muhdesat aidiyetinin tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir. Dosya kapsamından; dava konusu 592 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden ....e davada davalı olarak yer verilmediği; dava dilekçesinde, kayıt malikleri .... ile ...'in ölü oldukları bildirilerek, bu kişilerin mirasçılarına dava yöneltilmiş ise de, ... ait veraset ilamlarının dosyada bulunmadığı, tapu kayıtlarına göre yargılama sırasında taşınmazda pay satın aldığı anlaşılan .... davaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davada, taraf teşkilinin usulüne uygun olarak tamamlandığından bahsedilmesi mümkün değildir....