Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 7.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 7.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. 4. 3402 saylı Kadastro Kanunu'nun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12 nci maddesi 3. Değerlendirme İncelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarının Bölge Adliye Mahkemesi kararında değerlendirilmiş olduğu anlaşılarak davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. VI....

        Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine ait olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir....

        (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/4- 1496 Esas - 2021/58 Karar) Somut olaya gelince; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacıların davalarının (((dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti davasıdır....

        Bu açıklamalar karşısında muhdesatın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi halinde davacının arazi sahibinden tazminat isteme hakkı olduğu gözetildiğinde davacının muhdesatın aidiyetinin tespitini istemekle hukuki yararı olduğu açıktır. Diğer bozma nedenlerine katılmakla birlikte davacının muhdesatın aidiyetinin tespiti yönündeki isteğinin de incelenmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğunun bu yöndeki görüşün katılamıyorum....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/321 Esas sayılı dosyası ile açılan ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz üzerinde bulunan binanın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere süre verildiğini, taşınmazın öncesi olan 23 parselde davacının dedesinin 18.01.1980 tarihinde hissedar olduğunu, daha sonra 1980-1981-1982 yıllarında taşınmaz üzerine dava konusu 3 katlı binayı yaptığını, anılan binanın imar uygulaması ile 245 ada 1 parsel içerisinde kaldığını, davalının diğer paydaşların hisselerini alarak paydaş haline geldiğini, davacının da 12.01.2011 tarihinde dedesinin payını satın alarak paydaş olduğunu açıklayarak anılan binanın davacıya aidiyetinin tespitine ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, 26.09.2013 tarihli yargılama oturumunda, davayı kabul etmediklerini beyan etmiştir....

            Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine ait olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve aidiyetin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.04.2013 gün ve 2013/4299 E, 2013/5928 K. sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu iptali ve tescil ve muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davalılardan ... davayı kabul etmiş, diğer davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tapu iptali ve tescil ile muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin istemlerin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 16.4.2013 günlü 2013/4299 Esas, 2013/5928 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesinin 22.11.2018 tarihli ve 2018/820 Esas, 2018/1259 sayılı Kararıyla; davacının uyuşmazlık konusu muhdesatın bulunduğu parselde paydaş olmadığı, 1/4 payın davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline hükmen karar verilmiş ise de, henüz söz konusu kararın kesinleşmediği, davaya konu taşınmaza ilişkin açılmış bir ortaklığın giderilmesi davası da olmadığı, her ne kadar Mahkemece, davanın Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü süreden sonra açıldığı belirtilerek reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesi ve davacı tarafın açıklamaları değerlendirildiğinde, davanın muhdesatın tespiti niteliğinde olması nedeniyle anılan maddenin somut olayda uygulama alanı bulunmadığı, açıklandığı üzere dava konusu taşınmazda davacının dava tarihi itibariyle paydaş olmadığı, derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işleminin bulunmadığı, dolayısıyla davacının muhdesatın tespiti davası açmasında güncel hukuki...

                UYAP Entegrasyonu