Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, anılan parselin kadastro tutanağının ilgili Tapu Müdürlüğü'nden getirtilerek kadastro tespiti ve kesinleşme tarihlerinin belirlenmesi ile ağaçların yaşları da göz önünde bulundurularak görülmekte olan eldeki davanın kadastro tespiti öncesi muhdesatlar için yukarıda açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi, buna göre anılan parsel üzerindeki muhdesat hakkında toplanan tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesinde isabet bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Temyiz incelemesi için Dairemize gelen iş bu davada; Dairece, davacının talebi kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil olarak nitelendirilmiş olup; görevsizlikle 16. Hukuk Dairesi'ne gönderilmiştir. Ne var ki, anılan daire nitelemeyi muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin yapmıştır. Bu durumda, iki Daire arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkmıştır. Görevli Daire'nin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yüksek 1. Başkanlığa sunulmasına, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; kadastro öncesi nedene dayanmayan, arsa nitelikli taşınmazdaki muhdesatın aidiyetinin tespiti suretiyle muhdesat şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun .... maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun ....01.2014 tarih ve ... sayılı Kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay .... Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak dosya anılan Daire tarafından Dairemize gönderildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, ....04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Taşınmazın tapu kaydının incelenmesi sonucu; malik hanesinde "DAVALIDIR" ifadesinin yer aldığı, bu haliyle malik hanesi boş olduğu görülmüş Samandağ tapu müdürlüğünden taşınmaza ait kadastro tutanağı istenmiş, alınan cevabı yazıda Hatay'ın Türkiye'ye katılmasından önce düzenlenmiş olan Fransız kadastro tutanağında yapılan itirazların işlendiği belirtilerek Arapça yazılı bulunan kadastro tutanağının bir örneğinin gönderildiği görülmüştür. Davanın, malik hanesi "davalı" gösterilen taşınmazın kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik) dayalı tescil davası olduğu, dosyanın davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. HMK 352/1. maddesinde: ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dairemizce verilen geri çevirme kararı sonucunda gönderilen belgeler ve dosyada bulunan kayıtlara göre; dava konusu taşınmazda kullanım kadastrosu çalışması yapılmadığı anlaşılmaktadır. 3. şahıs durumundaki davacı, kadastro tespitinden sonra taşınmaz üzerine yapılmış bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemiyle dava açmıştır. Bu niteliği ile dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Hukuk Dairesinin 09.06.2020 gün ve 2016/16720 E. 2020/31/51 K. sayılı ilamı) Dava konusu muhdesatın, beyanlar, bilirkişi raporu ve kadastro tutanağının edinme sebebinde belirtildiği üzere kadastro öncesi tarihte yapıldığının sabit olduğu, dava konusu muhdesatın kadastro öncesi kim tarafından yapıldığı ve kullanıldığının uyuşmazlık konusu olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki"Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü gereğince ve muhdesatların kadastrodaki tespiti esaslarını düzenleyen aynı kanunun 19. maddesi gözönüne alınarak kadastro öncesi sebebe dayalı olarak kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağı, dava konusu muhdesata ait kadastro tutanağının 30/07/2003 tarihinde kesinleştiği, davanın 14/04/2021 tarihinde açıldığı, davanın açıldığı...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ve bedelinin tahsili talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda: Talebin reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece muhdesat aidiyetinin tespitine ilişkin talebin kabulüne kamulaştırmasız el atmaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

            Mahkemece, açılan davanın muhdesatın aidiyetinin tespiti davası olduğu, bu davanın açılması için özel dava şartının öngörüldüğü, davacının dava konusu taşınmazda herhangi bir pay sahibi olmadığı, davalı ...'ın da tapuda pay sahibi olmadığı husumet yöneltilemeyeceği, bu taşınmaza ilişkin açılmış derdest olan kamulaştırma veya ortaklığın giderilmesi davasının olmadığı, bu davalardan birinin olmasının dava şartı olduğu, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkin olup, aynı Kanunun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır....

              Ancak, kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada muhdesatın arzdan ayrı olarak beyanlar hanesine yazılması istenebilir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamı ve toplanan delillere uygun düşmemektedir....

                a aidiyetinin tespitine, davacının 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin isteminin Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti ile tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684/1. maddesi hükmüne göre, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Aynı Kanun'un 718. maddesine göre ise, arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

                  UYAP Entegrasyonu