Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olayda; davalı ... keşif sırasında muhdesat iddiasında bulunduğu anlaşılmıştır....

    Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın üzerinde muhdesat bulunduğu, davacının muhdesatın kendisine ait olduğunu yargılama aşamalarında iddia ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yukarıda değinilen ilkeler uyarınca muhdesatın değerinin ve oranının belirlenmesi, muhdesatın aidiyeti konusunda taraflar anlaştıkları takdirde muhdesat oranı belirlenerek bu orana göre satış bedelinin dağıtılması, anlaşamadıkları takdirde muhdesat iddiasında bulunana dava açmak üzere süre verilmesi, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      nın muhdesat iddiası ile ilgili taraflar arasında çekişme bulunduğu halde mahkemece, dava açmak üzere kendisine süre verilmemiştir. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın toplam değerine oranlanan muhdesatların, muhdesat iddiası diğer paydaşlar tarafından kabul edilen davacının, dava dilekçesinde belirttiği taşınmazlar olup olmadığı da denetlenememektedir. Bu durumda mahkemece, HMK'nın 165. maddesi gereğince muhdesat iddiasında bulunan davalı ...'ya dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi ve gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılarak muhdesat iddiasına konu taşınmazlardan hangisinin davacının, hangisinin davalı ...'nın muhdesat iddiasında bulunduğu taşınmazlar olduğunun belirlenmesi ve ayrı ayrı muhdesat oranlarının hesaplanması konusunda bilirkişilerden denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalı ...’a muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalı ...’a aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuşcasına davaya devam edilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden...

          Satış bedelinin paylaştırılmasına yönelik muhdesat oranlarının hükümde infazda tereddüde yol açmayacak şekilde açık ve eksiksiz olarak gösterilmesi gerekmektedir. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir....

            muhdesat iddiasında bulunmuş, diğer davalılar 23.01.2015 tarihli celsede muhdesat iddiasına bir diyecekleri olmadığını belirtmişler, davacı vekili muhdesat iddiası ile ilgili açıklamada bulunmamıştır. Bunun üzerine mahkemece 01.06.2015 tarihli ek raporda muhdesat oranlaması yaptırılmış ve bu raporun kararın eki sayılması yönünde hüküm kurulduktan sonra satış bedelinin taraflar arasında miras payları doğrultusunda paylaştırılmasına karar verilerek, hükümde çelişki oluşturulmuştur.Mahkemece, davacıya davalı ...'ın muhdesat iddiasını kabul edip etmediğini sorulmalı, kabul etmesi halinde yukarıda belirtildiği şekilde muhdesat oranlaması yaparak hüküm sonucunda bu oran gösterilmelidir. Davacı muhdesat iddiasını kabul etmez ise davalı ...'a görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir....

              Somut olayda; davalıların yargılama sırasında muhdesat iddiasında bulunması üzerine mahkemece muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için süre verilmiş olup, Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/116 Esas sayılı dosyası ile 01.02.2018 tarihinde muhdesat aidiyetinin tespiti davası muhdesat iddiasında bulunan ..., ... ve ... ... tarafından ...’ya karşı açılmış, bu davada 213 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı yığma 90,00 metrekarelik yapının davacılar murisi ... ... tarafından meydana getirildiğinden davacıların hisse payı oranında tespitine, davacı ...’nın ağaçların tespitine yönelik talebinin feragat nedeni ile reddine, davacının samanlığın tespitine yönelik talebinin de reddine 21.01.2021 tarihinde karar verilmiştir. Tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 30.03.2021 tarihinde hüküm kesinleşmiştir....

                Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta; davalı ... vekili, müvekkilinin 793 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesatlarda hak sahibi olduğunu iddia etmiş, diğer paydaş buna itiraz etmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan 16/12/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda arz-muhdesat oranının gösterildiği ancak bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazdaki davalıya ait muhdesat değerinin muhdesat ve arz bedeli toplamına oranlanması gerekirken muhdesat bedeli ile davalının tapudaki payına ait arz bedeli toplamının toplam değere oranlanması, doğru olmamıştır. Bilirkişi raporu hatalı olduğu gibi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine aykırı olarak muhdesata ilişkin mahkemece hüküm de kurulmadığı anlaşılmıştır....

                    Hüküm sonucunda, satış bedelinin %21,15'inin 1 numaralı muhdesat sahibi ... mirasçılarına ödenmesine; %24,45 'inin 2 numaralı muhdesat sahibi ...'ya ödenmesine muhdesat bedelleri ödendikten sonra kalan satış bedelinin paydaşlara payları oranında dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, hükmün infazında sıkıntı yaratacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hüküm sonucunun 2 ve 3 No'lu bentlerinin hükümden çıkarılmasına, yerine "1291 ada 8 parsel sayılı taşınmazın satış bedelinin %21,15'inin 1 numaralı muhdesat sahibi ... mirasçılarına ödenmesine; %24,45 'inin 2 numaralı muhdesat sahibi ...'...

                      UYAP Entegrasyonu