Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda muhdesat oranı kurulmadan taşınmaz üzerindeki binanın ve ağaçların bedelinin davalı ...’ye ödenmesine karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, davalı ... temyiz dilekçesinde ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/672 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu taşınmaza yönelik muhdesat aidiyetinin tespiti davası açtığını beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece, davalı ... tarafından açılan muhdesat aidiyetinin tespiti davası bekletici mesele yapılarak, adı geçen davalıya ait olduğuna karar verilen muhdesat yönünden gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydındaki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekir....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalı ... yargılama sırasında muhdesat iddiasında bulunarak dava konusu taşınmaz üzerindeki ceviz ağaçlarının kendisinin olduğunu bildirmiştir....

      Muhdesat değeri hesaplanırken arsa (71.500,00TL) ve muhdesatın (60.830,00TL) değerleri toplanarak taşınmazın tüm değeri (132.330,00TL) bulunduktan sonra, bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%) oran kurulmak suretiyle (60.830TLx100 /132.330TL= % 45,968) belirlenmesi gerekirken; muhdesat değerine (60.830,00TL), davalı C.. D..’nun arsa payına karşılık gelen değerin (14.500,00TL) ilave edilerek, arsa ve muhdesat değeri toplamına oranlanarak ((60.830,00TL+14.500,00TL) x 100/132.330,00TL=) % 56,926 sonucuna ulaşılması doğru görülmemiştir. Ayrıca taşınmazın satışından elde edilecek bedelin muhdesat oranı doğrultusunda, öncelikle muhdesat sahibi davalıya ödenmesi, kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılmasınına karar verilmesi gerekmektedir. Değinilen yönler gözetilmeden, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu nazara alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

        Parselde; davacının tam hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri+Zirai muhdesat değeri) ....-TL, ... İlçesi, .../Merkez Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; Davacının hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri) ....-TL, ... İlçesi, .../Merkez Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; davacının hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri) ....-TL, ... İlçesi, .../Merkez Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; davacının hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri) ....-TL, ... İlçesi, .../Merkez Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; davacının hissesine isabet eden toplam değerinin (Arz değeri + İnşai muhdesat değeri) ....-TL, ... İlçesi, .../... Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ... Parselde; davacının tam hissesine isabet eden toplam arz değerinin ....-TL, ... İlçesi, .../... Mahallesi, ... Mevkü, ... Ada ......

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Olayımıza gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 17 m2 yüzölçümündeki samanlığın davacı ...'e ve 29 m2 yüzölçümündeki samanlığın ise davalılardan ...'e ait olduğu konusunda taraflar arasında ittifak bulunmaktadır. Söz konusu iki adet samanlık niteliğindeki muhdesatların değerleri belirlenmiş, ancak oranlama yapılmamıştır. Muhdesat bedelleri ile arz bedeli ayrı ayrı belirlenip oranlama yapılarak satış kararı verilmesi gerekirken, taşınmaz üzerindeki muhdesatların değerleri belirlenmesine rağmen oran kurulmadan satış kararı verilmiştir....

            Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ve taraflar arasında ittifaklı olan muhdesatların değerleri belirlenmiş, ancak oranlama yapılmamıştır. Muhdesat bedelleri ile arz bedeli ayrı, ayrı belirlenip oranlaması yapılarak satışına karar verilmesi gerekirken, taşınmazdaki muhdesatların değerleri belirlenmesine rağmen oranlama yapılmadan satış kararı verilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklandığı gibi muhdesat oranı belirlenerek muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, arz değerinin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

              Hükmü, davaya dahil edilen Tapu Sicil Müdürlüğü temyiz etmiştir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, eşya hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arzın malikinden başkasına veya yalnızca bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçlar anlaşılmaktadır. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır. Hiç kuşkusuz muhdesat belirtmesi, muhdesat olarak belirtilen yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçların doğal ömrünü tamamlayarak yok olmaları veya olağanüstü koşulların ortaya çıkmasıyla yok olması ya da arazi sahibinin muhdesat sahiplerine bunların bedellerini ödemesi halinde kaldırılabilir. Somut olayda, arazi sahibi ile muhdesat sebebiyle hak sahibi olanlar arasında muhdesat üzerinde bir çekişme çıkmamıştır....

                Hükmü, davaya dahil edilen Tapu Sicil Müdürlüğü temyiz etmiştir. 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, eşya hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arzın malikinden başkasına veya yalnızca bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçlar anlaşılmaktadır. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır. Hiç kuşkusuz muhdesat belirtmesi, muhdesat olarak belirtilen yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçların doğal ömrünü tamamlayarak yok olmaları veya olağan üstü koşulların ortaya çıkmasıyla yok olması ya da arazi sahibinin muhdesat sahiplerine bunların bedellerini ödemesi halinde kaldırılabilir. Somut olayda, arazi sahibi ile muhdesat sebebiyle hak sahibi olanlar arasında muhdesat üzerinde bir çekişme çıkmamıştır....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; davaya konu ... ada ... No’lu parselle ilgili olarak hazırlanan ve hükme esas alınan 30.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde taşınmazın paydaşları arasında olmayan ..., ..., ... ve ... isimli kişilere ait yapılar olduğu bildirilmiş ve bu yapıların taşınmazın toplam değerine isabet eden oranı belirlenmek suretiyle satış parasından muhdesat sahiplerine pay verilmiştir. Mahkemece verilen hükümde, satış parasının paylaştırılmasına ilişkin olarak bilirkişi raporundaki oranlamaya atıf yapılmıştır....

                    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda davalılara ait olduğu tespit edilen seralar bulunduğu, dosya kapsamından bu muhdesatlarla ilgili paydaşlar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bilirkişi raporunda belirlenen muhdesat bedelleri için mahkemece ek rapor aldırılarak belirlenecek arz muhdesat oranına göre hüküm kurulması, muhdesat oranının açıkça hüküm sonucunda gösterilmesi; satış bedelinin bu oranlara göre paydaşlara ödenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu