Mahallesinde yapılan kullanım kadastrosu sırasında 160 ada 21 parsel sayılı 146,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmaz üzerindeki binanın 25 yıldan beri ... evladı ..., ... evlatları ... ve ... ve ... oğlu ...’nın müştereken kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiş, tespitin kesinleşmesi ile oluşan tapu kaydının muhdesat bilgileri bölümünde ise “taşınmaz üzerindeki üç katlı binanın 25 yıldan beri ... evladı ... ..., ... evlatları ... ve ...lar'ın müştereken kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ... tapu kaydında baba adının “...“ olarak yazıldığını belirterek düzeltilmesi için dava açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, dava dışı Hazineye ait dava konusu 1470 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri hanesindeki “...” olan soyadlarının “...” olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulü ile kadastro tespit tutanağındaki davacıların soyadının düzeltilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir....
ın 15.02.2012 havale tarihli raporunda (C) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ham toprak ve çalılık niteliği ile ... adına tapuya tesciline, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin kaldırılmasına, (A) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği ile tespiti gibi ... adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine "...kızı ... tarafından kullanılmaktadır" şerhinin yazılmasına, (B) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği tespiti gibi ... adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine "...kızı ... tarafından kullanılmaktadır" şerhinin yazılmasına, (D) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği ile tespiti gibi ... adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine "...oğlu ......
(Yargıtay’ın Güncel İçtihatları Işığında Muhdesat, Doç. Dr. Mehmet Akçaal) Tapuda pay sahibi olan hissedarın ya da mirasçısının taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılmış olması halinde dava tarihi itibariyle tapuda pay sahibi olması ve taşınmaz hakkında ortaklığında giderilmesi davasının mevcut olması halinde muhdesat tespiti davası açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilir. Somut olayda toplanan delillere göre, kadastro tespitinin kesinleştiği 20.05.1969 tarihinden önce mevcut bulunan ve tapu kaydında "Emrullah Üstüner"e ait olan şerhe konu edilen yapı ile dava dilekçesinde B harfi ile gösterilen yapının aynı muhdesat olduğu sabittir. İhtilaflı husus, kadastrodan sonra tapuda yapılan devir işlemleri sonucu şerh lehtarı Emrullah Üstüner hissesini satın alan davacının, şerhe konu muhtesatı da edinmiş olup olmadığı ve kendi lehine yeniden tespit kararı verilmesine hukuken imkan bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu 157 ada 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bilirkişiler tarafından “C” harfiyle gösterilen ve davalı ...’a ait olduğu tespit edilen yapı ile “A” harfiyle gösterilip davacı ... ve davalılardan Ayvaz Çalışkan, ..., ..., ...’a ait olan bina ve bağımsız bölümler bulunmaktadır. Mahkemece hükümde “C” harfiyle gösterilen muhdesata ilişkin hüküm kurulmuşsa da “A” harfiyle gösterilen muhdesat bedelinin kime hangi oranda ödeneceğine dair bir hüküm kurulmamıştır....
Dava, beyanlar hanesindeki muhdesat üzerinde hak iddiasına dayalı kaydın terkini ve düzeltilmesi istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ZİLYETLİK ŞERHİNİN DÜZELTİM İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; tapuda zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16..Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 16.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,28.1.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
tapu kaydında yer alan 01.11.2007 tarihli haciz şerhinin bedele yansıtılmasına” sözcüklerinin karar metnine eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesi ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 30.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%.....) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....
Ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....