WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; davaya konu taşınmaza ait tapu kaydında taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen yapılara ait muhdesat şerhinin bulunmadığı, yargılama aşamasında davalıların yapıların davalı ...’a ait olduğu yönünde beyan ve kabulde bulunmadıkları, hükümde satış bedelinin dağıtılmasına esas alınan 14.09.2015 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, davalı ...’a ait olduğu beyan edilen yapılar yönünden muhdesat hesabının yapılarak satış bedelinin % 42,80 oranında verilmesi gerektiğinin hesap edildiği anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasına konu olan 268 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bir adet yığma kargir evin mülkiyetinin davacının murisi ... oğlu ......’a ait olduğunun tespiti ile bu durumun tapu sicilinin beyanlar hanesine verasetindeki payları oranında mirasçılarına ait olduğu şerhinin konulmasına karar verilmesini istemiştir. Bir kısım davalılar ise, davanın reddini savunmuştur....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyetlik şerhinin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı, beyanlar hanesinde lehine şerh bulunan davalıların değil, kendilerinin zilyet olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Yasada orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde yapılacak kullanım kadastrosunda bu yerlere muhdesat ile tasarruf edenler hakkında ne gibi işlem yapılacağı belirtilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/337 E., 2002/866 K. sayılı ilamıyla, 603 parselin orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilip kesinleştiğini, bu nedenle 603 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin bir anlamı kalmadığı, orman nitelikli taşınmazlarda zilyetlik ve muhdesat şerhi konulamayacağından şerhin kaldırılması ve davalıya ait yapıların kal'ini talep etmiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE, ... Bölge ...Köyü Mevkiinde bulunan 603 parsel sayılı 1466,20 m2 miktarlı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "üzerindeki birket ev ... oğlu ...'e aittir." şerhinin kaldırılmasına, taşınmaz üzerindeki davalıya ait yapıların kal'ine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman nitelikli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin kaldırılması ve üzerindeki yapıların yıkılıp kaldırılmasına ilişkindir....

          Uygulamada kısaca «muhdesat şerhi» olarak bilenen bu tür işlemlerle genellikle hak sahibi kişinin durumunun üçüncü kişilere duyurulması veya bildirilmesi amaçlanır. Ne var ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunun 33. maddesi hükmüne göre Kadastro Kanununun 19. maddesi, kadastro uygulamasının yapılmadığı yerlerde uygulanamaz. Kısaca söylemek gerekirse, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinden yararlanılarak kadastro çalışma alanı dışındaki Genel Mahkemede görülen bir davada yasanın 19. maddesine göre iş ve işlem yapılma olanağı yoktur. Dolayısıyla mahkemenin muhdesat şerhinin kütüğün beyanlar hanesinde göstermesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Ancak; temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamış, düşülen yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir....

            Uygulamada kısaca «muhdesat şerhi» olarak bilenen bu tür işlemlerle genellikle hak sahibi kişinin durumunun üçüncü kişilere duyurulması veya bildirilmesi amaçlanır. Ne var ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunun 33. maddesi hükmüne göre Kadastro Kanununun 19. maddesi, kadastro uygulamasının yapılmadığı yerlerde uygulanamaz. Kısaca söylemek gerekirse, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinden yararlanılarak kadastro çalışma alanı dışındaki Genel Mahkemede görülen bir davada yasanın 19. maddesine göre iş ve işlem yapılma olanağı yoktur. Dolayısıyla mahkemenin muhdesat şerhinin kütüğün beyanlar hanesinde göstermesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Ancak; temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamış, düşülen yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir....

              ya aittir" şerhinin iptali ile yerine "iki katlı kargir evin l inci katı ...'ya, 2 nci katı ...'ya aittir" şerhinin verilmesine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı ...; istinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle hükmü temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; kadastrodan önceki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil ile beyanlar hanesindeki muhdesat şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri. 2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19 uncu maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

                Davacı, taşınmaz 25 yıldır kendi kullanımında olmasına rağmen, müteveffa babası lehine muhdesat şerhi verildiğini belirterek muhdesat şerhinin hatalı yazıldığı iddiasıyla dava açmıştır. Katılan davacılar ise taşınmazın bir bölümlerinin kendi kullanımlarında olduğu iddiasıyla ayrı ayrı davaya katılmışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu Sakarya ili, ... ilçesi, ... Beldesi, ... Mahallesi 175 Ada 18 nolu parselin kadastro tespit tutanağının iptaline, fen bilirkişisi ...'ın 02/11/2010 tarihli raporunda (18/A) harfi ile gösterilen 712,04 m2’lik kısmın 175 Ada 18 nolu parselden ifraz edilerek 175 Adanın son parsel numarasından sonra oluşturulacak parsel numarası altında tarla vasfında Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, oluşacak parselin beyanlar hanesine "6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Parsel üzerindeki fındık ağaçları ... kızı ...'ın kullanımında olup halen kendisine aittir."...

                  Davacı ...; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 462 parsel sayılı taşınmazın üzerine ağaçlar diktiği ve binalar yaptığından 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazda zilyet olduğu ve üzerindeki ağaç ve binaların muhdesat olarak yazılması istemiyle temyize konu davayı açmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmaz orman olduğu ve hazine adına tapuda kayıtlı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine zilyet olduğu şerhinin yazılması istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 Sayılı Yasaya göre 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır. Daha sonra 1991 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacı ...’in de taraf olduğu ... Asliye 1....

                    a aittir” şerhinin yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; zilyetliğin tesbiti ve tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Dava konusu ... köyü, 1417 parsel sayılı (Güncelleme ile 5942 ve 5943 parsel sayılı) taşınmaz, 2/B şerhi ile Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Dava, tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesi istemine ilişkin olduğuna göre, tapu malikinin davada yer alması zorunludur. Ancak, davacı gerçek kişi, davayı sadece lehlerine kullanım şerhi verilen davalı gerçek kişilere yöneltilerek açmıştır (dava tarihinde şerh bulunmamakla birlikte, dava tarihinden sonra güncelleme ile lehlerine kullanım şerhi verilmiştir.). Taraf teşkili, davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece re'sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir. Mahkemece, davanın eksik taraf teşkiliyle sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır....

                      UYAP Entegrasyonu