Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/337 E., 2002/866 K. sayılı ilamıyla, 603 parselin orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilip kesinleştiğini, bu nedenle 603 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin bir anlamı kalmadığı, orman nitelikli taşınmazlarda zilyetlik ve muhdesat şerhi konulamayacağından şerhin kaldırılması ve davalıya ait yapıların kal'ini talep etmiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE, ... Bölge ...Köyü Mevkiinde bulunan 603 parsel sayılı 1466,20 m2 miktarlı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "üzerindeki birket ev ... oğlu ...'e aittir." şerhinin kaldırılmasına, taşınmaz üzerindeki davalıya ait yapıların kal'ine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman nitelikli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin kaldırılması ve üzerindeki yapıların yıkılıp kaldırılmasına ilişkindir....

    Davacı, taşınmaz 25 yıldır kendi kullanımında olmasına rağmen, müteveffa babası lehine muhdesat şerhi verildiğini belirterek muhdesat şerhinin hatalı yazıldığı iddiasıyla dava açmıştır. Katılan davacılar ise taşınmazın bir bölümlerinin kendi kullanımlarında olduğu iddiasıyla ayrı ayrı davaya katılmışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu Sakarya ili, ... ilçesi, ... Beldesi, ... Mahallesi 175 Ada 18 nolu parselin kadastro tespit tutanağının iptaline, fen bilirkişisi ...'ın 02/11/2010 tarihli raporunda (18/A) harfi ile gösterilen 712,04 m2’lik kısmın 175 Ada 18 nolu parselden ifraz edilerek 175 Adanın son parsel numarasından sonra oluşturulacak parsel numarası altında tarla vasfında Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, oluşacak parselin beyanlar hanesine "6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Parsel üzerindeki fındık ağaçları ... kızı ...'ın kullanımında olup halen kendisine aittir."...

      Davacı ...; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 462 parsel sayılı taşınmazın üzerine ağaçlar diktiği ve binalar yaptığından 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazda zilyet olduğu ve üzerindeki ağaç ve binaların muhdesat olarak yazılması istemiyle temyize konu davayı açmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmaz orman olduğu ve hazine adına tapuda kayıtlı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine zilyet olduğu şerhinin yazılması istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 Sayılı Yasaya göre 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi bulunmaktadır. Daha sonra 1991 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacı ...’in de taraf olduğu ... Asliye 1....

        a aittir” şerhinin yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; zilyetliğin tesbiti ve tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Dava konusu ... köyü, 1417 parsel sayılı (Güncelleme ile 5942 ve 5943 parsel sayılı) taşınmaz, 2/B şerhi ile Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Dava, tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesi istemine ilişkin olduğuna göre, tapu malikinin davada yer alması zorunludur. Ancak, davacı gerçek kişi, davayı sadece lehlerine kullanım şerhi verilen davalı gerçek kişilere yöneltilerek açmıştır (dava tarihinde şerh bulunmamakla birlikte, dava tarihinden sonra güncelleme ile lehlerine kullanım şerhi verilmiştir.). Taraf teşkili, davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece re'sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir. Mahkemece, davanın eksik taraf teşkiliyle sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.10.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde muhdesat şerhinin tescili istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 19.01.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.7.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki muhdesat şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.9.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23.1.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan muhdesat şerhinin terkiniyle yenisinin şerh edilmesi talebine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava, muhdesat şerhinin sicil kaydına işlenmesi; karşı dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup mahkemece Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 12.10.2012 tarihli 2012/9840-1163 Karar sayılı bozma ilamına uyularak hüküm tesis edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kullanım şerhi talebi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması ile orman dışına çıkarılan taşınmaz üzerindeki muhdesat şerhinin iptaline ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu 456 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, taşınmaz üzerindeki evin ...'na, 457 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ise taşınmaz üzerindeki evin ...'na ait olduğu şeklinde muhdesat şerhinin olduğu anlaşılmış, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile bu muhdesat şerhlerine göre oranlama yaptırılmıştır. Bu durumda mahkemece, satış bedelinin paylaşımında muhdesat oranlarının yazılması gerekirken, binaya düşen bedelin muhdesat sahibine verilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yönde düzelterek onama kararı vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...'...

                      UYAP Entegrasyonu