Buna göre, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındadır. 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir. Hükmün gerekçesinde belirtildiği üzere, bu madde ile söz konusu davaların miktar veya değerine göre istinaf veya temyiz yoluna tabi olup olmadığıyla ilgili uygulamada oluşan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır....
Sözü edilen yasa hükmü şöyledir: EK MADDE 4- "6831 sayılı Orman Kanununun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı 05.06.1986 tarihli ve 3302 Sayılı Kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz." Bu madde hükmüne göre yapılacak kadastro sırasında da davacının itiraz ve dava hakkını kullanması mümkündür....
İlk Derece mahkemesince taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların aidiyeti hususunda herhangi bir inceleme yapılmaksızın, taşınmazın üzerindeki tüm muhdesatlar ile birlikte satışına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar yönünden tarafların ittifak edip etmedikleri hususunda beyanları tespit edilmeli, tüm taraflarca muhdesat iddiasının kabul edilmemesi halinde taşınmaz üzerindeki muhdesatlara ilişkin, muhdesat iddiasında bulunana Hukuk Muhakemeleri Kanunu 165. maddesi gereğince muhdesatın aidiyeti davası açması için süre verilmeli, dava açılması halinde sonucuna göre, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir....
Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır. Ancak, yasanın 33. maddesinde Kadastro Kanununun bazı hükümlerinin kadastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalara da uygulanacağı kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM ŞERHİNİN İPTALİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ...... Köyü çalışma alanında bulunan 162 ada 150 parsel sayılı 2.712,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olması nedeniyle ...'ın zilyetliğinde bulunduğu şerh edilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, çekişmeli 160 ada 150 parsel sayılı taşınmazın yarısının kendi kullanımında olduğunu belirterek zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır....
Orman Kanunu' nun 2/B maddesi uygulamasının yapıldığı, 2013 yılında 3402 ... Kadastro Kanunu Geçici 8 inci maddesine göre yapılan kadastro çalışması neticesinde, dava konusu 111 ada 2 parsel ... taşınmazın 9882,34 m2 yüz ölçümüyle, zeytinli tarla niteliği ile Hazine adına tespit edildiği ve beyanlar hanesinde ... ...lehine muhdesat şerhi yazıldığı, 15.03.2013 tarihinde ilan edilen 15 günlük geçici askı sürecinde ... ...'un itirazı üzerine kadastro komisyonunun 05.04.2013 günlü kararı ile 111 ada 2 parsel ... taşınmazın 2196,49 m2 miktarındaki kısmının ifraz edilerek 111 ada 3 parsel numarası ve 2169,49 m2 yüz ölçümüyle ... ... kullanımında olduğunun belirtilmesinin yapılmasına ve 111 ada 2 nolu parselin ise 7425,50 m2 olarak tespitine karar verildiği, tespitin 24.04.2013-24.05.2013 tarihleri arasında kesin askı sürecine alındığı ve davacı Hazine vekilinin 22.05.2013 havale tarihli dava dilekçesiyle tespite karşı işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. II. CEVAP 1....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedenlere dayalı tespit isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZTEMSİLDE YANILMA 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 4 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki kadastro tespitine İtiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 3402 sayılı Yasa'nın ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastrosu sırasında B... ilçesi, Z... Köyü 122 ada 1 parsel sayılı 1682,04 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle bahçe niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusu olan yapının kadastro tutanağında tespit edilen yapılardan olmadığını, dolayısıyla Kadastro Kanunu 19. maddesinin bu davada uygulanamayacağını, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmasından sonra, 1980'li yıllarda yapıldığını, bu hususun tanık beyanlarıyla da sabit olduğunu, yerel mahkemenin 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğinden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 19/2 inci maddesi uyarınca muhdesat niteliğindeki fındık ağaçlarına dair bir hüküm kurulmalıdır....