WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalı vekili, 24.03.2015 tarihli duruşmada dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatın müvekkiline ait olduğunu, davacılar vekili ise yine aynı tarihli duruşmada davalının muhdesat iddiasını kabul ettiklerini beyan etmiştir. Bu durumda dava konusu 8050 ada 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan muhdesatın davalıya ait olduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen ilkelere göre muhdesat oranı kurulmak suretiyle paylaştırma yapılması gerekirken mahkemece muhdesat oranı kurulmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; Dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazın üzerinde davalıların murisi ... ile paydaş olmayan dava dışı ... ve ...'e ait muhdesat bulunduğu keşfen belirlenmiştir. Mahkemenin hükmünde esas alınan 09.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda yer alan muhdesat oranlarında paydaş olmayan üçüncü kişi ... ve ...'e de pay verildiği ve bilirkişi raporuna bir kısım davalılar vekili tarafından itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı vekilinin rapora itirazları üzerinde durularak yukarıdaki yazılı esas ve ilkeler doğrultusunda paydaş olmayan muhdesat sahibi üçüncü kişilere satış bedelinden pay verilmeksizin satış bedelinin dağıtımına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

      Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; taşınmaz üzerinde mülkiyeti davacı ve davalılara ait olduğu ihtilafsız olan muhdesatlar ile dava dışı, üçüncü kişi ...'e ait olduğu tespit edilen muhdesat vardır. Bu durumda taşınmazın toplam değeri belirlenirken üçüncü kişiye ait muhdesat bedelinin de eklenmesi, satış bedeli paylaştırılırken her bir paydaşın muhdesat bedeli taşınmazın toplam değerine oranlanmak suretiyle muhtesata isabet eden kısmın o paydaşa verilmesi, geriye kalan kısmın ise arza ait olduğu düşünülerek tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, hükmün bozulması gerekmiştir....

        Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Paydaş olmayan muhdesat sahibi veya mirasçıları ancak paydaşlar aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tazminat yahut alacak davası açabilir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde beş adet bina bulunduğu, yerinde yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi raporuna göre (A) harfi ile gösterilen binanın ...'ya ve (F) harfi ile gösterilen binanın...e ait olduğu tesit edilmiştir. Mahkemece, tapuda paydaş olmayan muhdesat sahibi...ve ...e satış bedelinden oran kurulmak sureti ile pay verilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere taşınmazda paydaş ya da ortak olmayan muhdesat sahibi üçüncü kişiye satış bedelinden pay verilmesi mümkün olmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....

            Bütünleyici parçanın (Muhdesat) arzın paydaşlarına (Ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; yargılama sırasında davalılar ... ve ... dava konusu taşınmazdaki paylarını diğer davalı ...'a devrettiklerinden, 6852 parsel sayılı taşınmaz davacı ve davalı ... arasında paylı mülkiyetli duruma gelmiştir. Muhdesat iddiasında bulunan davacının bu iddiasını davalı kabul ettiğine göre, yukarıda değinilen ilkelere göre muhdesat oranı belirlenerek bu orana göre satış bedelinin dağıtılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken bu husus göz ardı edilerek muhdesat iddiası dikkate alınmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

              Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....

                Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde muhdesat mevcut olup, muhdesatın aidiyeti konusunda tapuda şerh olduğu ve bilirkişiye muhdesata ilişkin oranlama yaptırıldığı halde, mahkemece hükümde satış bedelinin dağıtılmasında bu muhdesat oranlarının gösterilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; Mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan otel olarak kullanılan bina ile havuzun mülkiyetinin davalılar Orhan ve Ünal'a ait olduğunun kabul edildiği, ancak muhdesat oranlamasının yukarıda değinilen ilkelere aykırı yapıldığı anlaşıldığından mahkemece yukarıda açıklanan ilkelere göre muhdesatın ve arzın bedelleri ayrı ayrı belirlenerek muhdesat bedelinin muhdesat sahibi paydaşlara geri kalanının ise tüm paydaşlara payları oranında ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

                    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; ortaklığın satış yoluyla giderilmesi yönünde ve muhdesatın davacı ...'ya ait olduğu kabul edilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı ...'in muhdesat oranı hesaplanırken sadece muhdesat değerinin, arzın ve muhdesatın toplamı olan tüm değere oranlanması gerekirken; davacı ...’in hissesi hesaplanıp muhdesat ile toplanarak tüm değere oranlanması suretiyle muhdesata isabet eden oranın olması gerekenden daha fazla hesaplanması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu