WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; muhdesat sahibi Yaşar Demir dava konusu taşınmazda hisse sahibi olmayıp, üçüncü şahıstır. Dolayısıyla ortaklığın giderilmesi davasında yukarıda değinilen hususlar doğrultusunda kendisine hisse verilmesi mümkün değildir. Diğer şerh sahibi Murat Kaya'ya ise düzenlenen bilirkişi raporunda muhdesat oranı belirlenmesine rağmen, hükümde bu oran itibariyle değil de ''evlerin bedellerinin'' ödenmesi şeklinde hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de ölü Murat Kaya adına hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu anlatılan sebeplerle, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'...

    Somut olayda; davalılar muhdesat iddiasında bulunmuş, davacı 506 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 2 üretim binası ve sundurmanın davalılara ait olduğunu kabul etmiş, dosyada mevcut bilirkişi raporunda muhdesat oranlaması yapılmıştır. O halde, yukarıda değinilen ilkelere göre satış bedelinin bölüştürülmesinde, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi olan davalı paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında tüm paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece bu husus gözardı edilerek muhdesat oranlaması belirtilmeden hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Öte yandan; davalılar arasında devam eden ve mülkiyet değişikliğine sebep olabilecek ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.09.2015 günlü 2015/564, 2015/538 Esas-Karar sayılı mahkeme ilamının kesinleşmesi beklenmeden hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. Bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....

      Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; paydaşlar arasında muhdesat iddiası bulunmadığına göre, taşınmazın kullanımı nazara alınarak bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde arsa ve bina üzerinden farklı pay hesabı yapılması ve bilirkişi raporuna atıfta bulunularak satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi doğru değildir. Ortaklar arasında muhdesat iddiasında bulunan olmadığından satış bedelinin tapu kaydındaki ve mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında paydaşlara dağıtılacağının gözetilmemesi de yerinde olmayıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....

        Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince;davaya konu taşınmazda yukarıdaki ilkeler doğrultusunda oran kurularak muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi davalı paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerikirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasındaki "satıştan elde edilecek paranın tapu kaydı, taraf hisseleri ve bilirkişi heyetinin 30/11/2011 tarihli ek raporundaki muhdesatların zemin değerine oranı davalı lehine değerlendirilerek paylaştırılmasına" ibaresinin çıkartılarak yerine satış parasından muhdesata isabet eden %1,44'ünün muhdesat sahibi olan davalı ...'...

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; Dava konusu edilen ve satışına karar verilen ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde A ile gösterilen evin ... parsel sayılı taşınmaz malikine ... ile gösterilen evin ... parsel sayılı taşınmaz malikine ait olduğu yazılıdır....

            Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak, muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

              Davalı ..., dava konusu 55 ada 97 parsel sayılı taşınmazın paydaşlar arasında taksim edilerek kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, satışa karar verilecekse taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın kendisine ait olduğunu ileri sürerek muhdesat iddiasında bulunmuş; bir kısım davalılar, davalı ...'nin muhdesat iddiasını kabul etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir....

                Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; davalılardan ... keşif esnasında dava konusu taşınmazda kendisine ait ev ve eklentilerinin bulunduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş, davacılar ve diğer davalı tarafından muhdesat iddiasına karşı çıkan olmamıştır. Buna rağmen mahkemece muhdesatlar konusunda dava veya talep olmadığı şeklindeki yanılgılı gerekçeyle satıştan elde edilecek bedelin tarafların tapudaki ve mirasçılık belgesindeki payları oranında dağıtılmasına karar verilmiştir....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu 505 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde sera niteliğinde muhdesat olduğu, seranın davalı ...'a ait olduğu ileri sürülmüş ve bu husus tüm paydaşlarca kabul edilmiştir. Ayrıca aynı taşınmaz üzerindeki evin paydaşlardan ...'a ait olduğu hususunda paydaşlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda yukarıda değinilen ilkelere göre sera ve evin değerleri belirlenmeli, tüm taşınmazın değerine oranlanmalı, satış sonunda elde edilecek bedelin bu oranlara göre paydaşlara dağıtılması, muhdesata isabet eden bölümün muhdesat sahiplerine, geri kalanının ise tüm paydaşlara dağıtılması gerekir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

                    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

                      UYAP Entegrasyonu