Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; mahkemece dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, ancak mahkemece muhdesat iddiası tartışılmadan karar verilmiştir. Davalılar ..., ..., ... ve davalı ... dava konusu taşınmazın bazı katları için muhdesat iddiasında bulunduğuna göre muhdesat iddiası hususunda diğer paydaşların beyanı da alınarak bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın yukarıda açıklandığı üzere belirlenmesi ve eğer paydaşlar muhdesatlar hususunda ittifak etmiyor ise hak iddia eden paydaşlara görevli mahkemede muhdesatın aidiyetinin tespiti hususunda dava açması için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

    Dosya arasında bulunan dava konusu yere ilişkin fotoğraflardan da tespiti istenen demir direk ve tel örgünün muhdesat niteliğinde olmadığı .//.. anlaşılmaktadır. Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı dikkate alınarak Mahkemece tespiti istenen demir direk ve tel örgü yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

      Olayımıza gelince; davalı ..., dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın tamamının kendisi tarafından yapıldığını belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş, davacı ise binanın yalnızca çatı katının davalı ... tarafından yapıldığını, gerisinin muris tarafından yapıldığını belirterek muhdesat iddiasına kısmen karşı çıkmıştır. Taşınmazın tapu kaydı üzerinde muhdesata ilişkin herhangi bir şerh bulunmadığı gibi, bu konuda bütün paydaşlar da ittifak etmemektedirler. Mahkemece, davalı ...'a bu konuda mülkiyetin tespiti davası açmak üzere 10 günlük kesin süre verilmiş, ancak kesin sürede dava açılmamıştır. Mahkemece, uzman bilirkişiden rapor alınmış, muhdesat oranı hesaplattırılmış, raporda davacı ve davalı ...'...

        Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince, dava konusu 6, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/155 Esas sayılı dosyasında muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve verilen kararın 21/05/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ancak, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dosya içeriği incelendiğinde hükme esas alınan bilirkişi raporuyla tespit edilen muhdesat sayısı ve cinsinin temyize konu eldeki dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda tespit edilenden farklı olmasına rağmen aradaki çelişki giderilmeden oranlama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

          Davalılar vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkillerine ait muhdesat bulunduğunu, muhdesatın müvekkillerince meydana getirildiğinin tespiti için Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, açtıkları dava sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur....

            ın muhdesat iddiasının bulunduğu, davalı ...'ın bu hususta açtığı muhdesatın aidiyetinin tespiti istemli davada, imar uygulaması ile taşınmazda paydaş haline gelen davalı ... Başkanlığının ve davalı ...'ın, dava konusu taşınmazdaki muhdesat ile ilgilerinin bulunmadığı hususu gerekçeli kararda da belirtilmek suretiyle, mevcut binanın 1 ve 3 nolu dairelerinin ...'a aidiyetine yönelik karar verildiği ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20.02.2014 tarih, 2013/195 Esas, 2014/139 Karar sayılı kararının, 14.07.2014 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Öte yandan Davalı ..., 20.09.2011 tarihli ve 20.12.2011 tarihli celselerde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binadaki orta kat dairenin, davacıların mırasbırakanı ...'a ait olduğunu belirtmiştir....

              Mahkemece, hangi paydaşların muhdesat iddiasını açıkça kabul ettikleri, hangi paydaşların muhdesat iddiasını reddettikleri ya da açıkça kabul beyanlarının bulunmadığı tespit edilmemiştir. Paydaşların muhdesat iddiasına karşı sessiz kalmaları, bu iddiayı açıkça kabul ettikleri anlamına gelmez. Bu nedenle mahkemece, muhdesat iddiasını açıkça kabul eden paydaşların tespit edilerek bu paydaşlar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi, diğer paydaşlar yönünden ise davaya devam edilerek yargılama sonunda elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. "Kural olarak, taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davalarında husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur....

              HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : İTİRAZ - MUHDESAT - ZİLYETLİK TESPİTİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; kullanım kadastrosuna itiraz, muhdesat ve zilyetlik tepspiti istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 25/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 16/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davaya konu kapama karışık meyve bahçesi zeminde kapladığı alan belirlenerek arazinin kapama karışık meyvesi niteliğinde kabulü ile gelir metoduna göre net karışık meyve bahçe geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşüldükten sonra muhdesat bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu