Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zemin ve iki normal katlı betonarme binanın zemin ve ikinci katı hakkında davalı ...'ın muhdesat iddiasının bulunduğu, davalı ...'ın bu hususta açtığı muhdesatın aidiyetinin tespiti istemli davada, imar uygulaması ile taşınmazda paydaş haline gelen davalı ... Başkanlığının ve davalı ...'...
"İçtihat Metni" Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti ..... ile ..... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.06.2014 gün ve 805/646 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ..... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu 392 ada 26 (eski 822 ) parsel numaralı taşınmazda çeşitli meyve ağaçları diktiğini, damlama sulama sistemi kurduğunu, su basmanı ve 6 m2 banyo tuvalet yaptırdığını açıklayarak, taşınmaz üzerindeki muhdesatların tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı .... vekili, dava konusu muhdesatların dava açıldıktan sonra yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm; davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporuna göre; tespiti istenen ve Mahkemece kabulüne karar verilen, hükmün 1. bentinde yer alan 83,20 m2 yüz ölçümlü yer betonu muhdesat niteliğinde kabul edilen yapıyı tamamlayıcı ve iyileştirici mahiyette olması nedeniyle muhdesat niteliğinde değildir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, hükmün aşağıda belirtilen kısmının HUMK'un 438/7. (HMK 370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"O halde mahkemece az yukarıda açıklanan hukuksal olgular gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafça sadece Emine Taşçıoğlu, Hatice Mesutoğlu ve Aysel Yağcı'nın ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasını kabul etmedikleri, diğer paydaşların muhdesatın davacılar tarafından meydana getirildiğini açıkça kabul ettiklerinin ileri sürüldüğü de gözönüne alınarak; ortaklığın giderilmesi dava dosyasında bu durum denetlenmeli, eldeki davada taraf olması gereken kişiler belirlenmeli, ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasını kabul etmeyen paydaşların tümünün muhdesat aidiyetinin tespiti davasının açılmasına sebebiyet verdikleri kabul edilerek yargılama gideri ve yargılama giderinden sayılan vekâlet ücretinden sorumlu olacakları düşünülmeli, muhdesat iddiasını kabul etmekle birlikte aleyhinde dava açılmış kişilerin belirlenmesi halinde haklarındaki bu davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği gözönüne alınmalıdır." (Yargıtay 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti Ve Muhdesat Bedelinin Ödenmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve müdahale talep eden ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen 510 ada 1 parsel sayılı taşınmazda muhdesat olarak gözüken evlerin vekil edeninin babası ve amcası tarafından yapıldığını ve vekil edenince kullanıldığını, tapu kayıtlarının açık olmasına rağmen vekil edenlerinin hakları yok sayılarak icra yoluyla yıkımı için takip başlatıldığını belirterek, muhdesatların tespiti yapılarak muhdesat bedelinin vekil edenine ödenmesini talep ve dava etmiştir Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır....
Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasını ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanununun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği kuşkusuzdur. Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez. Hemen belirtmek gerekir ki hukuki yarar dava koşuludur. Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, fen, ziraat ve makina bilirkişiler tarafından sunulan 12.10.2015 tarihli rapor ve ekinde bulunan dava konusu taşınmaz ve makinalara ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayan fotoğraflara göre; aidiyetinin tespiti istenen ve Mahkemece kabulüne karar verilen ... makinadan alınan 2007 model ..., ..., ..., ..., ......
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. b.Hükmün, yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik incelenmesinde; Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir....
Kabule göre de, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın (davalının payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olduğu dikkate alınarak) olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK). Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, 5.000,00 TL üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, ancak davalının payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) üzerinden yargılama sırasında harç ikmalinin yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Davaya konu meyve ağaçlarının zeminde kapladığı alan belirlenerek taşınmazların kapama karışık meyve bahçesi niteliğinde kabulü ile gelir metoduna göre net meyve geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşüldükten sonra muhdesat bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davaya konu kapama karışık meyve bahçesi zeminde kapladığı alan belirlenerek arazinin kapama karışık meyvesi niteliğinde kabulü ile gelir metoduna göre net karışık meyve bahçe geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşüldükten sonra muhdesat bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....