Davalı ... ve ... tarafından verilen cevap dilekçesinde, babaları ...’ün vefatı üzerine kendilerinin arsa üzerine evler ve samanlıklar yaptıklarını ve kimsenin itiraz etmediğini, davacıların arsada ve arsa üzerindeki yapılarda hakları olmadığını, ...’ün arsa üzerinde 110 m2 ev ile yanına mutfak ve ambar yaptırdığını, ...’in ise babasından kalan evi yıkılmaması için onardığını, ambar evini yaptığını belirtmişlerdir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 28.03.2017 tarihli, 2015/10104 Esas, 2017/2427 Karar sayılı bozma ilamı ile "...yargılama sırasında davalı ... aynen taksim istemiş; muhdesat iddiasında bulunmuş, ayrıca Enez Asliye Hukuk Mahkemesi’nden alınan mülkiyetin tespiti davasında da muhdesatın kendisine aidiyetine karar verildiğini bildirmiş, satış bedelinin bu durum göz önüne alınarak dağıtılmasını savunmuştur....
Dava, başlangıçta terditli olarak harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil talepli açılmış iken, davacı taraf yargılama aşamasında ıslah talebinde bulunarak tapu iptali ve tescil taleplerinin, taşınmazların ifraz sınırının altında olmaları(bölünemez olmaları) nedeniyle, açmış oldukları terditli talepleri içeren davalarını muhdesat tespiti olarak değiştirdiklerini beyan etmesi ile muhdesat davasına dönüşmüştür. Muhdesat tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere ve kural olarak; tespit davalarında tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı HMK'nin 106. maddesinin 2. fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” denilmektedir....
Bu nedenle, ancak muhdesatın davacıya aidiyetinin kabul edilmesi halinde; bu karar ile ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat bedelinin taşınmaz bedeline oranı belirlenerek, satış bedelinden bu oradaki miktarın davacıya ödenmesine karar verilecektir. O halde, yasal düzenleme ve bu ilkeler uyarınca davada muhdesat ve davacı tarafından taşınmaza yapılan eklemelerin tespiti ile yetinilmesi gerekirken, sebepsiz zenginleşme gerçekleşmeden bedelin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hükmü, davacı ile ... dışındaki davalılar temyiz etmiştir. 1-Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 06.01.1986 tarihli vasiyetnameden sonra aynı taşınmazın vekaleten 30.07.1991 tarihinde davalı ...’a satıldığı böylelikle kayıt malikinin vasiyetnameden döndüğü anlaşılmaktadır. Bu haliyle somut uyuşmazlıkta temliken tescil isteminde bulunan davacının iyiniyetli taraf olduğunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Yapılan bu saptama gözetilerek davadaki ilk kademe istemin reddi doğrudur. Muhdesat belirtmesine ilişkin yasal dayanak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesidir. Gerçekten anılan hükme göre taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesine gösterilmesi mümkündür. Ne var ki; anılan kanunun 33. maddesi gereğince 19. maddeye dayanılarak muhdesat belirtmesi yapılması genel mahkemeden istenemez....
Sulh Hukuk Mahkemesi muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere taraflarına 11/04/2019 tarihine kadar süre verdiğini, ortaklığın giderilmesi davasına konu arsa üzerindeki binanın her koşulda arsa niteliğindeki başka bir emsal taşınmaza kıyasla arsaya değer kattığını ve mali değerini yükselttiğini, öte yandan, binanın yapımı sürecinde malzeme, işçilik vb. masraflarına katlanan müvekkilinin üzerindeki mali sorumluluğun da işbu dava yolu ile tespiti gerektiğini, muhdesatın aidiyeti ve muhdesat için yapılan harcamalar tespit edilemediği ve doğrudan arsa vasfındaki taşınmazda ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesi halinde, çok cüz’i bir miktara satışı yapılmış olacağını ve müvekkili yönünden telafisi güç mali zararlar doğacağının açık olduğunu bildirerek muhdesatın aidiyetinin tespitine, arsada yarattığı değer artışının ve muhdesatın değerinin tespitine, muhdesat için yapılan harcamaların (emsaller üzerinden yapılacak araştırma ve bilirkişi incelemesi ile) tespit edilmesine...
İlk derece mahkemesince; “dava konusu bağımsız bölüm üzerinde daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını TBK'nun 77 ve onu izleyen maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur....
Somut olaya gelince; davalılar ... vd. tarafından muhdesat iddiasında bulunulduğu ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açıldığı; ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/562 E-2015/7 K sayılı ilamı ile dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan üç adet binanın adı geçen davalılara ait olduğuna karar verildiği ve kararın kesinleştiği; davalılar ... ve ...’ın ise dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan natamam binanın kendilerine ait olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulundukları; davacının ve diğer davalıların muhdesat iddiasını kabul ettikleri ve bilirkişilerce muhdesat oranlarının belirlendiği anlaşılmakla, satış bedelinin bu oranlara göre paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde satış bedelinin ... kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dava;muhdesat tespiti isteğine ilişkindir.Dava konusu taşınmaz paylı mülkiyet şeklinde taraflar adına kayıtlı bulunmaktadır. 1-Dosya içeriğine toplanan delillere göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan,bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti ... ile ... ve ... aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu ... ili ... İlçesi ... Köyü ... mevkiinde bulunan sınırları dava dilekçesinde belirtilen tapulama harici taşınmazın zilyedi ve tasarruf edeninin müvekkili olduğunu ve söz konusu bu taşınmaz üzerinde bulunan sayı ve nitelikleri dilekçede belirtilen ağaçların müvekkili tarafından dikilip yetiştirildiğini, 5x4 m2'lik beton sulama havuzunun müvekkili tarafından yapıldığını ve söz konusu muhdesatların müvekkile ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu ... İlçesi Gürecülü Mahallesi ... ada-... nolu parselde bulunan muhdesatın birinci katının (zemin üzeri) tamamen vekil eden tarafından yaptırıldığını ve söz konusu muhdesatın müvekkile aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir....