Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, muhdesat tespiti hususunda açmış olduğu davanın sonucunun beklenmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu 69 ada 50 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine, taşınmaz üzerindeki muhdesatların davalıya ait olduğu hususunun gözetilmesine, satış bedelinin paylaştırılmasında muhdesatlardan kaynaklı kısmının davalıya dağıtılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur....

    Ancak tüm paydaşların açık kabulü bulunmadığı takdirde muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen paydaşlara karşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde muhdesatın tespiti davası açılması mümkün olup, muhdesat iddiasında bulunan paydaşın böyle bir dava açmasında hukuki yararı vardır. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir....

    Dava muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Dairemizce Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1629 esas sayılı dosyasının uyap üzerinden incelenmesinde, davacılar vekilinin 24/09/2020 tarihine kadar Sulh Hukuk Mahkemesi'nde herhangi bir muhdesat iddiası ileri sürmediği, 24/09/2020 tarihli celsede ise, 28/02/2020 tarihinde açtığı muhdesat aidiyeti davası bulunduğunu bildirdiği, duruşmada hazır olan davacılar vekiline bu konuda beyanda bulunma olanağı tanınmamışsa da, davacılar Zeyni ve Zennur vekilinin Bursa 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/65 sayılı dosyasına 25/06/2020 tarihinde verdikleri cevap dilekçesinde muhdesat iddiasına karşı bir itirazlarının bulunmadığını bildirdikleri bu itibarla davacının davalılar Zeyni ve Zennur bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi'nde muhdesat konusunda çekişme yaratmadan eldeki aidiyet davasını açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı ortadadır....

    a ait olduğu belirlenen muhdesat değerinin toplam değeri yüzdelik oran kullanılmak suretiyle bulunması gerekirken, murise ait muhdesatların değerinin toplam değere katılmaksızın davacıya ait muhdesat oranının hesaplanması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.06.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Ayrıca, muhdesat oranı yapılmasının temel nedeni, muhdesatın taşınmazın tamamına kattığı değerinin hesaplanıp, bulunan oranda muhdesat sahibinin hakkının verilmesidir. Somut olaya gelince; her ne kadar mahkemece davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; muhdesat hesaplamasında sadece muhdesatın değerinin göz önüne alınması gerekirken muhdesata yapılan tamirat, tadilat gibi iyileştime masraflarının göz önüne alınarak muhdesat oranın hesaplanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti K A R A R Uyuşmazlık ve hükmün esası, taşınmaz üzerindeki muhtesat niteliğindeki temel-alt temel ve mıcır malzemelerinin aidiyetinin, miktarının ve değerinin tespitine ilişkin olup, zilyetliğe dayanılmamaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyası Dairemize gönderilmiş bulunduğundan, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleyecek Dairenin Yüksek Başkanlar Kurulunca belirlenmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; Dairemizce, karar daha önce muhdesat arz oranı kurulması gerektiğinden bahisle bozulduğu mahkemece de bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan ek raporda, muhdesat ve arz değeri toplanarak paydaşlara pay verilmiştir....

            Somut olayda, davacılar vekili, dava konusu taşınmazın iki adet binanın bulunduğu yer yönünden ifrazı ile müvekkilleri adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde muhdesatın (iki adet binanın) davacılara ait olduğunun ve değerinin tespiti ile davalılar açısından haksız zenginleşme nedeni olan miktarın payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacıların, ifrazen tescil talebi yanında muhdesat tespiti ve ( sebepsiz zenginleşmeye dayalı) alacak talebi de mevcuttur. Ancak, mahkemece alacak istemi yönünden bir inceleme yapılmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, davacıların az yukarıda belirtilen terditli talebi olan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebi hakkında toplanmış ve/veya toplanacak olan deliller değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi olmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....

              Bozma ilamında muhdesat iddiasına yönelik oranlamanın yapılması ile ilgili olarak alınan 09.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda muhdesat iddiasının ileri sürüldüğü 1721 ada 4 parsel sayılı taşınmazda iki ayrı yapının olduğu ve taşınmazın güney kısmında bulunan yapının davalılardan ... tarafından muhdesat iddiasına konu olduğu anlaşılmakla bu yapının değerinin, 58.905,00 TL, taşınmazın tamamının değerinin ise 341.727,00 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Bu davalı yönünden muhdesat değeri/taşınmazın toplam değerinin yüzdelik karşılığı olan (58.905,00/341.727,00 x 100) %17,24 oranının mahkemece esas alındığı hükümde görülmüştür. Davacıların ise diğer yapıyla ilgili muhdesat iddiasına yönelik oran ise yine aynı hesaplama şekliyle (139.482.00/341.727,00 x100) %40,81 olması gerekmektedir. Bununla birlikte davacıların her biri yönünden bu oranın %20,41 olduğu sabit olup mahkemece esas alındığı görülmüştür....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik 27. maddesi hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı idare, yol yapımı için kamulaştırdığı ve hemen girmek zorunda olduğu taşınmaz mal üzerinde bulunan muhdesatın yıkılması gerekeceğinden değerinin tespitini istemiştir. Mahkemece dava tespit davası olarak nitelendirilerek davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı, Karayolları Genel Müdürlüğünün herhangi bir hak ihlalinin bulunmadığı, muhdesat sahiplerinin dava sırasında muhdesat bedelini talep edebileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu