Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Mahkemece; muhdesat tespiti davalarında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, muhdesatı kendisinin meydana getirdiği öne süren davacı tarafın muhdesatı tek başına kendi adına ve hesabına meydana getirdiğinin kanıtlanmış olmasının zorunlu olduğu, ayrıca muhdesat tespiti davalarında harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, davalıların paylarına isabet eden zemin bedeli hariç muhdesat değeri olup HMK.nun 326/2. maddeye göre paylı mülkiyette tapudaki payları oranında, elbirliği mülkiyetinde ise miras payları oranında gözetilmesi gerektiği, yapılan keşifte davacının iddia ettiği muhdesatların görüldüğü ve dinlenen tanık beyanlarına göre de muhdesatların davacı tarafça kendi hesap ve namına yapıldığı anlatıldığı; muhdesatların tapu kaydında beyanlar hanesinde yazılı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 15/03/2018 günü taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. K A R A R - Dava, muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekiline temyiz edilmiştir.Davaya konu yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değerinin tespit edilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, davaya konu taşınmaz niteliğinin tapu kaydında iki katlı kargir ev ve arsa olarak tescil edildiği, taşınmaz üzerinde bulunan binanın davalılardan C.. D..’ya ait olduğu yönünde tapu kaydında muhdesat şerhi bulunduğu anlaşılmıştır. Keşif sonrası tanzim edilen 09.06.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; arsa değerinin 71.500,00TL, bina değerinin 60.830,00TL, davalı C.. D..’nun 313200/1544400 payına karşılık gelen arsa değerinin ise 14.500,00TL olarak tespit ediliği anlaşılmıştır....

      muhdesatın değerinin 5.850 TL olarak gösterilmesine rağmen, aynı bilirkişinin tarihsiz ikinci ek raporunda ise zeminin ve muhdesatların farklı değerlendirilmesi ve farklı rakamlar kullanılarak muhdesat oranının bulunması; yine 160 ada 1 nolu parsel, 157 ada 1 parsel ve 158 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ağaçların ve zeminin dava tarihi itibariyle değerinin tespiti ve her bir muhdesatın zemin+muhdesat toplamından oluşan değere oranlanmak suretiyle ayrı ayrı muhdesat oranının tespiti için daha önce rapor vermiş olan ziraatçi bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken, üç taşınmazın zemin değerinin ve muhdesatların değerinin toplanmak suretiyle, infazında tereddüt oluşturacak şekilde inşaat bilirkişisinden rapor alınması doğru görülmemiş olup, davalı T6'ın bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür....

      Sayılı dosyasından taşınmazın değerinin tespitine ilişkin bilirkişi raporları alındığını, dava değerinin belli olduğu ve bu değerin davacı tarafından bilindiğinin açık olmasına rağmen dava dilekçesinde 5.000,00 TL olarak gösterildiğini, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından muhdesatın aidiyetini iddia ettiği taşınmazın gerçek değeri üzerinden harç yatırılmamış olması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddini, davacının muhdesat kendisine ait olduğunun tespiti amacıyla dava açması için tapu kütüğünde beyanlar hanesinde muhdesat şerhinin gösterilmesi gerektiğini, tapu kaydında bu nitelikte bir şerh bulunmadığını, davacı yanın resmi kayıtların aksini iddia ettiğinden bu hususun ancak bir yargılama ile giderilmesi mümkün olabileceğinden, müvekkilinin iş bu davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması mümkün olmadığını, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini...

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti ile davacı idare adına aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5.Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/855 E. - 2016/824 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti ile davacı idare adına aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti ile davacı idare adına aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/857 E. -2016/823 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti ile davacı idare adına aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

          Keşfen yapılan inceleme sonucunda aldırılan inşaat bilirkişisi raporuna göre 09/03/2021 tarihli fen bilirkişisinin krokili ek raporunda belirtilen ve gösterilen yaklaşık 25- 30 yıllık ahır yapısının dava tarihi itibari ile değerinin 18.990,40 TL olarak değerinin tespit edildiği, bilirkişi raporu incelendiğinde değer tespitine yönelik hesaplama şeklinde bir aykırılık bulunmadığı hususu görülmektedir. Davacı taraf davanın esasına yönelik değil yargılama giderlerine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir....

          kızı ... olarak düzeltilmesine ilişkin mahkeme kararının infaz edilmek suretiyle güncel tapu kayıtlarının getirtilmesi ve 170 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesat değerinin taşınmazın toplam değerine oranlanarak bulunacak oran dahilinde muhdesat bedelinin sahibine ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile dava konusu 170 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesat değerinin taşınmazın toplam değerine oranlanması suretiyle bilirkişi raporunda belirtilen oran dahilinde muhdesat bedelinin muhdesat sahibine ödenmesine, satış bedelinin dosyada mevcut tapu kayıtları gereğince paydaşlar arasında payları oranında dağıtılmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir....

            1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin muhdesat iddiasına karşı beyanları alınmadan ya da kendilerine muhdesata ilişkin ihtaratlı tebligat gönderilmeden, elma bahçesinin T8’ye ait olarak kabul edilerek davalı T8 lehine muhdesat oranı kurulmak suretiyle karar verilmiş olduğu oysa davalılar T3 ile T9 muhdesata ilişkin ihtaratlı tebligatın çıkartılması, bu kişilerin muhdesat iddiasına karşı elma bahçesinin davalı T8 tarafından yapıldığına ilişkin herhangi bir itirazının olmaması halinde, taşınmazın arz değeri ile muhdesat değerinin toplanarak, muhdesat değerinin taşınmazın arz ve muhdesat değerinin toplamına oranlanması suretiyle, taşınmazın satışı sonucunda elde edilecek bedelin, muhdesata isabet eden kısmın davalı T8’ye, kalan kısım ise tapu maliklerine hisseleri oranında dağıtılmalı; T3 ile T9 her ikisinin ya da birisinin davalı T8’nün muhdesat iddiasına karşı itirazda bulunması halinde ise tapu malikleri arasında muhdesatın davalı T8’ye ait olduğu hususunda ittifak sağlanamadığından, mahkemece...

            UYAP Entegrasyonu