Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan mülkiyeti Belediyeye ait taşınmaz üzerinde bulunan binaların ve ağaçların aidiyeti ile bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan mülkiyeti Belediyeye ait taşınmaz üzerinde bulunan binaların ve ağaçların aidiyeti ile bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor, yasa hükümlerine uygundur....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki muhdesat bedelinin tespiti, karşı dava zemin bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair kararının davacı idare vekilince temyizi üzerine istemin reddine ilişkin yukarıda gün ve sayıları yazılı ek kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Asıl dava muhdesat bedelinin tespiti, karşı dava zemin bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 14....

      Oysa davaya konu muhdesatın davacıya ait olduğuna dair taşınmazın beyanlar hanesinde muhdesat şerhi bulunmaktadır. Taşınmazın kadastro tutanağı incelendiğinde tapulamada ikinci katı natamam evin davacıya ait olduğu belirlenmiş ve beyanlar hanesine şerh edilmiştir. Kesinleşen kadastro tespiti ile davacıya aidiyeti belirlenmiş muhdesatın yeniden dava konusu yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin muhdesat şerhine rağmen hatalı olarak davacıya dava açmak için süre vermiş olması da durumunu değiştirmeyecektir. Anılan nedenle davacının davasının hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

      Kişilere devri için ihtiyati tedbir şerhi konularak taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve Göl olarak tapudan terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar adına çıkarılan ihtarlı davetiyenin tebliğ edildiği, bir kısım davalıların kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği, vekili tarafından bilirkişi raporlarına karşı itiraz ve beyan dilekçelerin sunulduğu ve bu doğrultuda karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır....

      Hal böyle olunca; her bir taşınmaz başında keşif yapılarak tanıkların yeterli ve detaylı beyanlarının alınması, muhdesatların hangi tarihte kim tarafından yapıldığının tespit edilmesi, bunlarla ilgili ayrıntılı bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekiken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 3. Bilindiği üzere; bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyalar da teferruat niteliğindedir. Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasını ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği kuşkusuzdur....

        Yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

          Yukarıda açıklandığı üzere, öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat tespiti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

            ve kamulaştırma işlemi olduğu durumlarda açılamayacağını, mülkiyetin kime ait olduğu hakkında bir çekişme söz konusu ise elatmanın önlenmesi davaları ve tapu iptali davalarında da açılmış bulunan muhdesat aidiyetinin tespiti davaları bekletici mesele yapılacağını, açıklanan nedenlerle Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/544 E.- ve 2021/23 K.- sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/265 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Taraflar arasında görülen muhdesat aidiyetinin tespiti davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Dava konusu Talaytepe Mahallesi , Talaytepe 7....

            Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

              UYAP Entegrasyonu