Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davacının paydaş olmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan davayı red etmiştir. Mahkemece verilen karar yanlış olup kaldırılması olduğunu, hukuk usul ve esaslarına aykırı red kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna müracaat etmemiz gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Ünye 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/187 esas, 2022/53 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......

Davacı tarafından yapıldığı iddia edilen bu iyileştirmeler yeni bir muhdesat olmayıp " Mevcut muhdesata değer kazandıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir." Davacı tarafından taşınmaza yapılan ve muhdesat niteliğinde bulunmayan iyileştirme bedelleri, şartlar mevcutsa, TBK' nın 77 ve devamı maddeleri ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda niteliğinde bir alacak davası ile istenebileceğinden ve eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, muhdesatın aidiyeti davasında taşınmaza yapılan iyileştirmelerin yeni bir muhdesat niteliğinde olmadığı anlaşılmakla usul ekonomisi de gözetilerek ön inceleme aşamasında hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar yerindedir. Sonuç İtibariyle; Davacı vekili istinaf talebinin 6100 sayılı HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Davacı vekili, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, çünkü tüm hissedarların evin ve arazinin parasının aldıklarını, evin parasının ayrılması gerektiğini, bazı hissedarların aldıkları parayı iade ettiklerini, iade etmeyenlerin sebepsiz zenginleştiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

etmeyen ve müvekkili aleyhine açılan sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak davası açan her iki davalının mira payına tekabül eden kısmının ayrı ayrı muhdesat değeri olarak tespitinin yapılmasını, açılan sebepsiz zenginleşme davasının davalılar lehine sonuçlanması halinde sebepsiz zenginleşenin esasında davalılar olacağını, taşınmaz içinde bulunan muhtesatların müvekkiline ait olduğuna, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16.11.2021 NUMARASI : 2019/14 ESAS - 2021/666 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

Dava; elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazdaki muhdesat bedelinin, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı paydaşlardan tahsili istemine ilişkindir. 22.02.1991 tarihli ve 1990/1 Esas 1991/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; paylı/elbirliği mülkiyette, paydaşlardan birinin taşınmaz üzerinde yaptığı muhdesat nedeni ile diğer paydaşın mamelekindeki artış, bu muhdesatın yapıldığı tarihte değil, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve muhdesat dahil satış bedelinden payını aldığı tarihte gerçekleşir. Eş söyleyişle; muhdesat bedelinin paydaşlara ödendiği tarihte, muhdesatı yapan paydaş fakirleşmekte, muhdesat bedelini alan diğer paydaşlar ise zenginleşmektedir. Somut olayda ise; tarafların paydaşı bulunduğu taşınmaza ilişkin olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasında, ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, dosya içinde yer alan ......

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda esas ve karar sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı tarafça muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmış ise de dava konusu taşınmazın bağımsız bölüm olup muhdesat niteliğinde olmadığı, bu durumda davacının tapu iptali ve tescil davası açabileceği, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen iyileştirmelerin sebepsiz zenginleşme davasına konu olabileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili yukarıda IV-B bölümünde belirtilen sebeplerle kararı temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir. 2....

      Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığ aleyhinde çoğalması gerekir. Yani zenginleşme fakirleşmenin karşılığı olmalıdır. Başka bir anlatımla aralarında illiyet bağı bulunmalıdır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Yıllarca evvel paydaşlardan biri tarafından vücuda getirilen ve onun tarafından kullanılıp yararlanılan muhdesat (bina, ... gibi) nedeniyle iade borçlusu ne zaman zenginleşmiş, alacaklısı ne zaman fakirleşmiş sayılacaktır? Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın diğer paydaşlara herhangi bir katkısı kural olarak olmayacaktır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin taşınmazın şuyunun satış ücretiyle giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir....

        , güçlendirme yapıldığı ve sonrasında üçüncü çatı katının yapıldığı anlaşılmakla; mevcut bir muhdesata sonradan yapılan imalatlar yeni bir muhdesat meydana getirme sayılamayacağından davacı tarafın ikinci kata ilişkin taleplerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile isteyebileceği kanaatine varıldığından ikinci normal kata ilişkin muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin esastan reddine verilmiş olup, -Dava konusu Ordu ili, Altınordu İlçesi, Şahincili Mahallesi, Akyazı Mevki, 2139 ada, 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binadaki 2.normal kata ilişkin talebin esastan, 3.çatı katı yönünden talebin hukuki yarar yokluğunda usulden REDDİNE," karar verilmiştir....

        O halde, Mahkemece, prefabrik niteliğindeki yapı, seramik alan ve duvar hakkında açılan dava yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanunu'nun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözönünde bulundurularak, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

          UYAP Entegrasyonu