Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının yaptığı iyileştirmeler ve muhdesat nedeniyle davalıların payına isabet eden miktar nazara alınarak toplam 20.816,00 YTL sebepsiz zenginleşme alacağının davalılardan 1/4 oranında ve eşit olarak alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.722-723. maddesi uyarınca; kendi malzemesini başkasının taşınmazında kullanan kimse, bu malzeme sökülüp alınamıyorsa, uygun bir tazminat verilmesini isteyebilir. Somut olayda, davacı kendi malzemesini murise ait taşınmazda kullanarak muhdesat ve iyileştirmeler yapmış ise de, taşınmaz ortaklığın giderilmesi davasına konu olunca, tapuda kayıtlı olmayan muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere süre verilmiştir. Ancak davacı muhdesat bedelinin kendisine ödenmesini talep etmiştir. Maddi olguları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir....
Mahkemece, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Muhdesat tespiti davaları kendine özgü davalardan olup taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığı takdirde muhdesat tespiti davasının görülmesinde hukuki yararın bulunduğundan söz edilemeyeceği açıktır. Hukuki yarar da dava koşulu olup davanın her aşamasında mevcut olmalıdır. Ancak bu durumda da taşınmazdaki muhdesat sebebiyle eda nitelikli sebepsiz zenginleşme davası açılabileceği de kuşkusuzdur. Mahkemece taraflar arasındaki ihtilafın muhdesatın tesbiti isteğine ilişkin olduğundan hareketle taraf delilleri değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm verilmiş ise de davanın nitelendirilmesinde hataya düşülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Çarşamba 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/1esas, 2021/203 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti-tazminat talebinin reddine karşı, davacı vekili ile davalı T4 vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti-tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacıların muhdesatın aidiyetinin tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE, -Terditli sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebinin REDDİNE," karar verilmiştir....
İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.02.2013 gün ve 547/76 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davalılar vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla Yasa'ya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle dava konusu zemin üstü 2. katta, tabla ve sütunları bulunan inşaatın davacı ... tarafından tamamlanarak mesken haline getirilmesi için yaptığı harcamaları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceğine göre tarafların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna...
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun, muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın, taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme, satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Bu durumda, sebepsiz zenginleşme sebebiyle hükmedilecek miktar, muhdesatların satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır....
Davalının satın alma tarihinde söz konusu muhdesat mevcuttur. Hayatın olağan akışına göre, davalının taşınmaz üzerindeki muhdesatı görerek, icra müdürlüğünce yapılan ihale neticesinde payı satın aldığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, pay satın alma tarihinden önce yapılan muhdesat yönünden davalı aleyhine söz konusu davanın açılması mümkün değildir. Davacının talep etmesi halinde, önceki pay maliklerine karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre eda davası açma hakkı mevcuttur. Tüm bu açıklamalar nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir....
Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasını ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanununun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği kuşkusuzdur. Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez. Hemen belirtmek gerekir ki hukuki yarar dava koşuludur. Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; aidiyetinin tespiti istenen ve Mahkemece kabulüne karar verilen, 33,00 m2 çardak, 20,00 metre tel çit, bir adet demir bahçe kapısı taşınmazın bütünleyici parçası, dolayısıyla muhdesat niteliğinde değildir....
Müşterek veya iştirak halinde mülkiyette paydaşlardan biri tarafından taşınmaz üzerinde vücuda getirilen muhdesat tapuda kayıtlı ise satış esnasında değerinin sahibine ödenmesine karar verilir.Muhdesat tapuda kayıtlı değilse veya mahkemeden aidiyet konusunda hüküm alınmamış ise; satış sırasında muhdesat nedeniyle meydana genel değer fazlalığı nazara alınaz. Ancak,Yargıtay'ın ilgili dairelerince ve Hukuk Genel Kurulu'nca diğer paydaşlar yönünden muhdesat bedeli sebepsiz iktisap olarak nitelendirilmiş olmakla BK.nun 61.maddesi hükümlerine göre bedeli istenebilir. Nedensiz zenginleşme iddiası ise yemin dahil her türlü delil ile ispat edilebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/331 esas, 2022/356 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davanın HMK 114/1- h maddesi gereği hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; Yine; HMK'nun 357....