Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre; istisnai nitelikte olan muhdesat tespiti davası, ortaklığın giderilmesi davası söz konusu ise, ancak tapu malikleri arasında görülebilir. Tapu maliki olmayıp da taşınmaz üzerindeki muhdesatta hak iddiasında bulunan kişilerin tespit davası yerine eda davası niteliğindeki sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası açması gerekir. Bu halde, tapu maliki olmayan kişi ya da kişilerin muhdesat tespiti davası açmakta hukuki yararı yoktur. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2015/21531 Esas, 2018/13704 Karar sayılı, 05.06.2018 tarihli kararı). Kaldı ki, eldeki tapu iptal ve tescil talepli dava kabul edilseydi dahi, derdest bir ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığından davacıların yine muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmakta hukuki yararları söz konusu olmayacaktı. Bu sebeple, davacıların muhdesat aidiyetinin tespitine ilişkin talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine" dair karar verilmiştir....

Mahkemece, davalının maddi imkansızlıkları nedeniyle evin inşaatı için yeterli maddi kaynağı sağlayamadığı, davacının davalının ablası olduğu ve maddi olarak inşaata finansman sağlamada yardımcı olduğu, duruşmalarda alınan taraf ifadeleri ile tanık beyanlarına göre inşaa edilen muhdesatın davalının emeği ile inşaatında çalıştığı, malzeme bedellerinin ise davacı tarafından karşılandığının anlaşıldığı, muhdesatın aidiyeti davasının niteliği gereği tespit davası olmasının sonucu olarak, tespit davalarının eda davalarının öncüsü niteliğinde olması, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı, hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetileceği, Somut olay bakımından da davacının muhdesat inşaatı için sağladığı finansman miktarı nispetince sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca diğer taşınmaz paydaşlarına karşı eda davası açabileceği...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 20.01.2017 tarih, 2017/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir....

    Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, 114 ada 57 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki ağaçların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK'nun 1. maddesinde mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği, 2. maddesinde ise dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren işler belirlenmiş, ne var ki; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkin davalar hakkında Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamıştır....

      Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek 260 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın ... ve zemin katına yönelik davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, birinci katın yüzde yirmisinin davacıya aidiyetinin tespitine, ikinci normal katın ise HMK md. 308 gereğince davacıya aidiyetinin tespitine hükmedilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Dava, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Duraksamadan belirtmek gerekir ki; mevcut bir muhdesata sonradan yapılan iyileştirici imalatlar yeni bir muhdesat meydana getirme sayılamayacağı gibi, bu amaçla yapılan giderler de mevcut muhdesata değer kazandıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir....

        ın, muhdesatın aidiyetinin tesbiti davası açtığını, ancak ... davası açılabilecek hallerde tesbit davası açılamayacağından sözedilerek hukuki yarar yokluğundan davasının reddediip kesinleştiğini beyanla, bu aşamada ölen ...'ın mirasçıları olarak 142 adet ağaç bedeli toplamı 19.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davada sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istenmektedir. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında, davalı idarenin, taşınmazı boşalttırmamış olup dava tarihine kadar ... ürününü davacıların (ve öncesinde murislerinin) topladığı belirtilmektedir....

          Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1 -h, 115 m.) Dava konusu ... ada ... parsel, paylı mülkiyet şeklinde davalılar ... ve ... adına kayıtlı olup, davalı banka lehine ipotek tesisi mevcuttur. Davacılar, taşınmaz üzerinde kayıt maliki ya da paydaş durumunda değildir. İddiada ileri sürülen maddi olgulara ve hukuki nitelendirmeye göre, kural olarak bu tür muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacıların, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yararları bulunmamaktadır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2022 NUMARASI : 2021/314 ESAS, 2022/426 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Ordu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13/12/2022 tarih, 2021/314 esas 2022/426 karar sayılı kararına karşı, davalılardan T3 vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ordu 1....

            Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak ve aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça muhdesatların mülkiyetinin tespiti veya arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti dava edilemez ve mahkemelerce de anılan kanun hükümleri gözardı edilerek mülkiyet tespitine veya aidiyetin tespitine karar verilemez. Böyle bir durumda "Çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği ve davacının istemi içinde muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteminin bulunduğu gözetilerek davanın buna göre muhdesatın tespiti olarak görülüp sonuçlandırılması gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK m.106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih, 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu